İZ GAZETE- Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, İz Televizyonu’nda İz Gazete Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yağız Barut’un sorularını yanıtladı. HDP İzmir İl Binası’na yönelik gerçekleşen silahlı saldırı hakkında açıklamalarda bulunan Kemalbay, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın ile ilgili kritik bir iddiada bulundu. 

‘BİRAZ DAHA GEÇ OLSA…’
HDP’nin, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından sürekli hedef gösterildiğini söyleyen İzmir Milletvekili Kemalbay, “Uzun süredir HDP’nin il binalarının önüne çadırlar kurularak, oralara birtakım insanlar getirilip HDP hedef gösterilmeye çalışılıyor. Son 2 ayda da il binamızın önüne bir çadır kuruldu ve çadırın etrafından polis bariyerleri, Türk bayrağı ve polisin o çadırı korumak için aldığı bir güvenlik önlemi vardı. Yani partimizi korumak için herhangi bir şey yok fakat içi boş olan, hükümetin algı operasyonu için kurulmuş bir çadır vardı. Partimize saldırmak için gelen saldırgan içeri girdiğinde, ikinci katta olan parti binamıza saldırı için geldiğini sivil polisler biliyordu. Bunu nereden biliyoruz? Saldırgan içeri girdikten sonra eş başkanımız kapıya geliyor ve elinde yere doğrultulmuş silahla 3 sivil polisin il binamıza baktığını, kapının girişinde olduklarını görüyor ve ‘Ne oluyor, bir şey mi var?’ diye sorduğunda ve ‘İkinci kata saldırı var’ deniyor ve o esnada da silah sesleri duyuluyor. Yani ikinci kata bir saldırı olduğunu aşağıdaki sivil polis biliyor. Partimizde bir yaprak düşse polisin haberi var, her taraftan gözetim altındayız ve her etkinliğimizde polisler il binamızı arar, mutlaka müdahil olurlar. Bizim de dün imza günümüz vardı, eğer bu saldırı biraz daha geç yapılsaydı daha çok insanı hedefleyecekti. Polisler o çadırı koruyan polisler ve bu etkinlikte ilgili il binamız aranmadı. Daha önce sürekli gösterdikleri davranışı bu etkinlikte yapmadılar. Bunun da bilgileri dahilinde olduğunu düşünüyoruz. Böyle düşünmemizin sağlayan pek çok şey var. Bunu tarihimizden biliyoruz, Abdi İpekçi suikastinden, Hrant Dink katliamına kadar pek çok siyasi cinayet işlendi. Türkiye’de halkları karşı karşıya getirmek için birçok saldırı gerçekleştirilmiştir. Bunlar, devletin derin dehlizlerinde planlanan saldırılar olarak tarihe geçmiştir” diye konuştu.

 

EMNİYET MÜDÜRÜ İLE İLGİLİ KRİTİK İDDİA
İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın ile ilgili kritik bir iddiada bulunan HDP’li Kemalbay, “Biz olaydan sonra il binamızın önünde beklerken İzmir İl Emniyet Müdürü olay yerine geldi ve yanımıza gelip baş sağlığı dilemek istediklerini söylediler. Baş sağlığı dileklerini iletirken MYK Üyemiz Mahfuz Güleryüz, Emniyet Müdürü’ne şunu söyledi; ‘Biz en az 3 kere Emniyet Müdürlüğü’ne geldik ve bu çadırın bizi tehdit ettiğini, provoke ettiğini, bu durumdan görev çıkarıp gelecek kişilerin bize saldırabileceğini, öldürebileceğini söyledik. Bunu kaldırın, bir önlem alın dedik ama hiçbir şey yapmadınız’ dedi.

İl Emniyet Müdürü ise bize şunu söyledi; ‘O saldırganın bu çadırdan haberi yoktur, o aslında akli dengesini yitirmiş birisidir’ dedi. Saldırganla görüşmemiş, konuşmamış ve tarihimizdeki tüm siyasi cinayetler, suikastlerde olduğu gibi devlet hiçbiriyle yüzleşmemiştir, hepsinde akli dengesi olmayan birisi olarak gösterilmiştir. Tüm siyasi cinayetlerde, devletin derin dehlizlerinde, karanlık koridorlarında Türkiye’deki siyaseti dizayn etmek isteyen güçler tarafından yapılan suikastler, katliamlar bu şekilde aklanmıştır, üstü örtülmüştür. İzmir İl Emniyet Müdürü’nün bu işin bir parçası olduğundan kesin olarak emin oldum. Yani kesin olarak o da aynı yolu izledi, aynı cümleleri kurdu” açıklamalarında bulundu. 

‘VERİLMESİ GEREKEN CEVAP…’
HDP’li Kemalbay açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Devletin şu an en tepesinde mafya, devlet, siyaset iç içe geçmiş, birbirinden ayıramıyoruz. Sedat Peker, AKP’nin seçim kampanyalarında yer aldığı kendisi söylüyor. Ama savcıların böyle bir cesaret gösteremediğini görüyoruz ve bunlar sorgulanmıyor. Bunlarla yüzleşmeden biz böyle devam edecek miyiz? Karanlığa teslim olacak mıyız, olmayacak mıyız? Aslında Deniz Poyraz’ın katliamından bu sonucu çıkartmalıyız. Buraya bir cevap vermeliyiz. Türkiye’de barıştan, kardeşlikten, insanlıktan, emekten demokrasiden, halkların eşitliğinden, inançların, kültürlerin, ekolojinin, doğanın böylesine yağmalandığı, böylesine kötü bir yönetimin olduğu bir dönemi göz önüne bulundurursak buraya ne cevap vereceğiz? Cesaretle bu faşizmin üzerine gidecek miyiz yoksa geri mi çekileceğiz? Şu an halklarımızın, demokrasi güçlerinin, muhalefet partilerinin vermesi gereken cevap bu…”

 

‘FAŞİZMİN ÜZERİNE YÜRÜMELİYİZ’
Muhalefete de çağrıda bulunan Kemalbay, “Muhalefetin söylemlerinde bir faşizm tanımı görüyoruz, darbe tanımını görüyoruz. Dolayısıyla bir darbeden bir faşizmden bahsediyorsak o zaman faşizmin panzerhiri olan güç; cesaretle faşizmin üzerine yürümektir. O cesaret bugün HDP’ye sahip çıkmaktır. HDP şeytanlaştırılmaya çalışılıyor. Biz burada demokrasiyi savunmak için HDP’yi savunmak zorundayız. HDP akıllara izan bir şekilde suçlanıyor, kapatılmaya çalışılıyor. Bütün bu yaşadıklarımız siyaseti dizayn etmeye çalışmasıdır. Burada yapılması gereken şey; tüm muhalefetin evrensel insan hakları değerleri çerçevesinde bile olsa bir duruş sergilemesidir. O zaman Türkiye’de bunlar olmaz. ‘Ama fakat diyerek, Anayasa’ya aykırı ama diyerek, HDP orada durmasın, şurada dursun’ diyerek bu işler olmaz” dedi.

‘DENİZ’E SÖZÜMÜZ BARIŞ OLSUN’
Barış mesajları veren Kemalbay, “Bugün, ‘Bunlar daha iyi günleriniz’ diyen bir Cumhurbaşkanı var. Eğer iktidarını kaybederse işlediği büyük suçlardan dolayı yargılanacak olan bir saray rejimi var. İnsanları karşı karlıya getirip, Türkiye’ye boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Halkımız da ne olup bittiğini çok iyi biliyor. Burada önemli olan şey; hükümetin, karanlık güçlerin yapmaya çalıştığı güçlerin karşısında onu boşa düşürecek hamleyi yapmak. O da yan yana durarak faşizmin üzerine yürümek. Denizin etrafında kol kola gireceğiz ve faili birlikte haykıracağız. Fail, bu siyasi rejimi şekillendirmeye çalışanlardır. HDP’yi tehlike olarak görüyorlar, HDP Türkiye’nin her yerinden oy alabilmiş bir parti. Ekolojiye, kadın haklarına sahip çıkan, iş cinayetlerine itiraz eden, halkların inançlarına, varlığına, kimliklerine saygı duyan bir parti. Halk da bu gerçekleri artık görüyor. Kürt düşmanlığı terör söylemleri üzerinden yönetilmek istemiyor. Artık barış gelsin. Deniz Poyraz barışa vesile olsun. Deniz’e sözümüz barış olsun. Birlikte barış yaşayalım. Denizlerimiz, Ali İsmaillerimiz, Berkinlerimiz ölmesin. Biz halk olarak bunların üstesinden gelebiliriz” diye konuştu.

‘İZMİR MODEL OLMUŞTUR’
İzmir’in barış içinde yaşama noktasında bir model olduğunu vurgulayan Kemalbay, “İzmir’deki barış ortamı gibi bir ortamı savunmaya devam edeceğiz. Zaten İzmir’in hedef alınması da biraz bununla ilgilidir. İzmir’de halklar birlikte neşeyle yaşamanın yolunu bulmuştur. İzmir bu anlamda zaten model olmuştur” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi