Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "İkinci 100 Günlük İcraat Programı" kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde hayata geçirilecek icraatlar arasında 1000 adet maden sahasının ekonomiye kazandırılması için ihaleye çıkarılacağı yer almıştı.  HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e yanıtlaması istemiyle soru önerge vermişti. Çepni’nin, madencilik faaliyetleri ile ormanların, yer altı ve yer üstü suların, tarım, tarihi ve kültürel yaşam alanları ile insan sağlığının telafi edilemez şekilde zarar gördüğü gerekçesiyle konu ile ilgili verdiği soru önergesine üç ay sonra cevap geldi.

Bakanlıktan verilen cevaplara göre, icraat programına alınan maden sahalarından 700’ünün ihale işlemleri tamamlanmış, 417’si ise ihaleye çıkarılmış. 2003-2018 tarihleri arasında aktif olarak çalışan yaklaşık 55 bin adet maden sahasının bulunduğu ifade edilen yanıtta, Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş, 118 yabancı firmanın sektörde faaliyet gösterdiği belirtildi.

Manisa Soma’da ve Kütahya Tunçbilek’te açılacak 4 adet maden sahasında da devir işlemlerini tamamlanmak üzere olduğunun ifade edildiği yanıtta, bu sahalardan yılda 15,6 milyon ton ilave kömür üretiminin sağlanacağı, ayrıca yaklaşım 11 bin kişilik ilave istihdam sağlanacağı açıklandı.

"İKLİM KRİZİ FELAKETİ KAPIMIZDA"

Konu ile ilgili açıklama yapan HDP Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Murat Çepni ise, 15 Mart’ta 16 yaşındaki İsveçli lise öğrencisi Greta Thunberg’in çağrısıyla Türkiye’de dahil 123 ülkede 2000’den fazla noktada küresel Cuma grevi ve yürüyüşler gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, “İklim krizi felaketi kapımızda, eskiden hiç görmediğimiz hortumlar, fırtınalar, kuraklıklar yaşıyoruz. Ama hükümet sırf etrafındaki bazı şirketler boş kalmasın diye yerli kömür üretimini arttırma yoluna gidiyor."dedi. İktidarın Paris İklim Anlaşmasını'da imzalamaktan kaçtığını söyleyen Çepni, "Hükümet hem doğayı kirletmekte mahir hem de iklim fonundan para koparmak için pazarlık üstüne pazarlık yapıyor. Türkiye’nin ne üreteceğine, nasıl üreteceğine karar verirken temel faktör olarak iklim krizini ve bunun en muhtemel sonucu olan gıda ve su krizini esas alması gerekir. Aksi halde mevcut birikim modeli çok kısa zamanda bir zamanların gıda ambarı Anadolu’yu açlık ve sefaletin içine düşürecektir” dedi.

Editör: Haber Merkezi