Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis çevre komisyonunda konuşan HDP İzmir Milletvekili ve Komisyon Üyesi Ekolojist Murat Çepni, iklim krizi üzerine yapılan tartışmaları anımsattı. Paris İklim Anlaşması’nın küresel iklim krizi gündeminin ekolojik çevre komisyonuna geliş şeklini 'fecaat' olarak değerlendiren Çepni, "Biz iklim krizine özel olarak vurgu yaptık, iklim krizinin tartışılması esnasında da Paris İklim Anlaşması'nın onaylanması meselesine vurgu yaptık: Biz iklim krizi söz konusu olduğunda bunun bir ve tek çözümünün Paris Anlaşması'nın imzalanması olduğunu söylemedik; bir kere, bu konuda farklı bir yaklaşımımızın olduğunu söyleyelim. Komisyonunun gündemine bu biçimde gelmesini eleştiriyoruz. Yani tali komisyon biçiminde tanımlanmış olmasının, toplamda bu Paris Anlaşması'nın onaylanması meselesine dair eleştirilerimizi de haklı çıkaran bir yanı olduğunu söyleyelim" dedi.

KATI ATIK İŞÇİLERİ MAĞDUR EDİLİYOR

En son kurulan Çevre Ajansını işaret eden Çepni, Çevre Ajansı tartışmalarında 500 bin civarında katı atık toplama işçisinin mağdur olacağını o dönem söylediklerini anımsattı.  Dudullu sanayi bölgesinde, katı atık işçilerinin toplama alanlarının basıldığını ve işçilerin gözaltına alındığını anımsatan Çepni, "Burada insanlar, işçiler, emekçiler saldırıya maruz kaldılar. Bunu da buradan bu Komisyonun gündemine tekrar getirmek istiyorum. İşçilerin açlığına, yoksulluğuna rağmen bir kalkınma, bir ekoloji, bir çevre tartışması, mücadelesi yürütülemez. Bu yüzden, katı atık işçilerini de buradan selamlıyorum, direnişlerini de selamlıyorum" ifadelerini kullandı. 

İKLİM KRİZİ SORUMLUSU EMPERYALİST ÜLKELER

HDP'nin Paris Anlaşması'nı bir adım olarak gördüklerini belirten Çepni, "Milyarlarca insanın ortalama suya ulaşamadığı dünyada, küresel iklim krizinden de esasen yoksulların öldüğü, yokluk yaşadığını bildiğimizden hareketle söylüyorum, kimin yakasına yapışılması gerektiğini de aynı zamanda bu Paris 

Anlaşması ve tartışmaları, BM etrafındaki dönen tartışmalardan görüyoruz.

Eğer her kim “Küresel iklim krizinin çözümü Paris İklim Anlaşmasıdır.” derse topu taca atıyor demektir. Bunu burada belirtelim.  

Şimdi, küresel iklim krizinin sorumlusu 7 milyar insan değil yani bu aynı gemideyiz hikayesi var. Türkiye'de çok söylenir AKP tarafından. Aynı gemideyiz hikâyesinde de herkesin ortak bu yok oluş da payı olduğu söyleniyor, böyle de değil. Bunun sorumlusu başta 10 tane kapitalist, emperyalist ülkedir ve bunların da sermaye şirketleridir" dedi.

EN BÜYÜK EKOLOJİK YIKIM AKP DÖNEMİNDE

Meselenin bir anlaşma meselesi olmaktan ziyade bir mücadele meselesi olduğunu kaydeden Çepni, "Dünya yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, bu geleceğin bir sorunu değil, bugünün sorunu. 2050 ortalamasında dünya yaşanamaz hâle gelebilir.    Türkiye, 10 tane hakim, emperyalist gücün karbon emisyonu oranıyla kendisini kıyaslayarak kendi pozisyonunu belirliyor. Bu yanlış bir yöntemdir. Türkiye 2012’de Birleşmiş Milletler Sekreteryası'na sunulan niyet beyanında, ulusal katkı beyanında 430 milyon ton olan sera gazı emisyonlarının 2030’da 929 milyon tona kadar çıkabileceğini belirtmiş yani böyle bir taahhütte bulunmuş. Yani Türkiye bu anlaşmada bir emisyon azaltım taahhüdünde bulunmuyor, 2053’de sıfır karbon taahhüdünde bulunuyor. Türkiye'de cumhuriyet tarihinin en büyük ekoloji yıkımın yaşadığı dönemler AKP'li yıllardır" sözleriyle tepki gösterdi.

KAPİTALİST SİSTEM MAKYAJLANIYOR

Enerji üretiminin yüzde 50'sini yenilenebilir enerjiden sağlayan Türkiye'nin, yüzde 50’nin içerisindeki yüzde 30'unu HES'lerden elde ettiğini belirten Ekolojist Çepni, 

HES'lerin yenilenebilir enerji olmadığını, doğayı, suları, ormanları yok eden enerjinin yenilenebilir olamayacağını vurgulayarak, "AKP gibi kârdan, ranttan başka bir şey gözü görmeyen bir iktidarın RES'ler bile, GES’ler dahi yenilenebilir olmaz. Kapitalist zorbalık, soygun ve sömürü düzeni makyajlanmaya çalışılıyor. 

Türkiye dünyanın çöplüğü olmuş, bizi yönetenler de Türkiye iktidarı da bundan çok memnun, para geliyor çünkü. Rant var. Böyle bir ikiyüzlülükle karşı karşıyayız. Paris İklim  Anlaşması meselesindeki yaklaşımımız budur. Onay vereceğiz ama esasen iklim krizine karşı mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. Biz İkizdere köylüsünün yanındayız, Akbelen köylüsünün yanındayız, katı atık işçilerinin yanındayız."

Editör: Haber Merkezi