Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis genel kurulunda söz alan HDP’ İzmir Milletvekili Murat Çepni, konuşmasının başında 260 gündür cezaevinde ölüm orucunda olan Mustafa Koçak’ın adil yargılanma talebini dile getirdi. Koçak’ın Şakran Cezaevinden darp edilerek hastaneye kaldırılarak, zorla insülin verilmeye çalışılmasına tepki gösterdi. Koçak’a beş gün boyunca cinsel taciz dâhil ağır işkenceler yapıldığını ileri süren Çepni, işkenceye derhâl son vermesini ve Koçak'ın adil yargılanma talebinin karşılamasını istedi.

KAOSA SÜRÜKLEYEN AÇIKLAMALAR

Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını eleştiren Çepni, “Tüm dünyanın başına bela olmuş ve Türkiye'de de virüsün hızla yaygınlaştığı bugünlerde, ülkenin Cumhurbaşkanının konuşmasında ekonomiyi canlı tutmayı, süreçten dua ve sabırla çıkmayı ve büyük fırsatların açığa çıktığını, büyük fırsatların önümüzde durduğunu belirttiği günlerdeyiz. Bu süreçte meseleye rant gözüyle mi, ekonomik kalkınma gözüyle mi, yoksa halkın sağlığı gözüyle mi bakacağız? Cumhurbaşkanının yaklaşımı bizi tümüyle kaosa sürükleyen açıklamalardır” dedi.

SALDA RANTI

Bugün, 5 liralık bir hijyen ürününün 60 liraya satıldığını, iktidarın rantçı, fırsatçı eğilimler karşısında çok ciddi önlemler alması gerektiğini belirten Çepni, bu süreçte Salda gölünün ranta açılmasına tepki gösterdi. Çepni, “ İktidar Salda Gölü'nde inşaata başlamayı başarabiliyor, böyle bir fırsatçılığı ortaya koyabiliyor; dolayısıyla, bir halk sağlığı sorunuyla karşı karşıyayız, iktidar bunların başında geliyor. Dolayısıyla, buradan tüm halkımıza kendi önlemlerini almalarını, başta bilim insanlarının, Türk Tabipleri Birliğinin çağrılarına uymalarını ve dikkate almalarını öneriyoruz” diye konuştu.

ÇÜRÜMÜŞ KAPİTALİZMİN SONUCU

Korona virüsün bir fıtrat, bir kader, açıklanamayan merkezlerden icat edilmiş bir salgın olmadığını vurgulayan HDP’li Çepni, doğrudan çürüyen kapitalizmin bir sonucu olduğunun altını çizdi. Çepni, “Evet, çürüyen kapitalizm insanlığı, doğayı, doğal yaşamı kâr uğruna, rant uğruna çürüttükçe bu tip sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Şimdi, küresel ısınmanın sonuçları bugünden çok ağır yaşanıyor olmasına rağmen önlem açısından tartıştığımız şey ormanların, tarım ve yaşam alanlarının korunması, rant ve kâr uğruna üretimden vazgeçilmesi idi. Türkiye'nin maden yatırımlarına ağırlık verdiğini, maden sahalarını açmaya devam ettiğini biliyoruz. Yine depremin sonuçlarının öldürmediğini, önlemsizliğin öldürdüğünü, toplanma alanlarının yok edilmesini, deprem vergilerinin çalındığını tartıştık. Dolayısıyla, coronavirüs de tam olarak bu kapsamda kapitalizmin yarattığı çürümenin bir sonucu olarak ele alınmalı” yorumunda bulundu.

MAĞDUR YİNE EMEKÇİLER

Dünyada 3 milyar insanın açlık sınırında yaşadığını, sağlıklı suya, barınma ve beslenme olanaklarına sahip olmadığı koşullarda korona virüs tartışmasının anlamını yitirdiğini belirten Çepni, insanların tarımın, ormanların, suların yok edildiği, yaşam alanlarının betonlara dönüştürüldüğü koşullarda yaşamak zorunda bırakıldığını söyledi. Salgının yarattığı kaostan en fazla mağdur olan kesimin emekçiler olduğunu ifade eden Çepni, “Yüzde 1'in iktidarı olan AKP hükûmetinin yürüttüğü rant politikalarıdır. Bugün, çalışmak zorunda olan, toplu taşımalara binmek zorunda olan, hâlihazırda sokağa çıkma yasağının konuşulduğu, fabrikaların açık olduğu koşullarda en çok mağdur olacak olanlar işçi sınıfıdır. Hijyen malzemelerini elde edecek ekonomik gelire sahip olmayanlardır yoksullar. Dolayısıyla, bu krizin, bu virüsün yarattığı kaosun en temel mağdurları işçilerdir, emekçilerdir” sözleriyle tepki gösterdi.

HDP’nin, bütün sağlık hizmetlerinin ücretsiz olmasını, temel gıda malzemelerinin kamu tarafından ücretsiz karşılanmasını ve bütün işçilere ücretli izin verilmesi önerilerini sıralayan Çepni, bu süreçteki tüm yükü başta saray olmak üzere, şirket kasalarından karşılanması gerektiğini söyledi. Çepni, dünya işçi sınıfını çürümüş kapitalizmden kurtulma mücadelesine çağırdı.

Editör: Haber Merkezi