İZ GAZETE - Halkların Demokratik Partisi İzmir İl Örgütü 31 Mart 2019’da gerçekleşecek yerel seçimler için bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı HDP İzmir İl Örgütü adına, HDP İzmir Eşbaşkanları Kadir Baydur ve Besriye Tekgür okudu.  

'16 NİSAN VE 24 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE OLDUĞU GİBİ...'

HDP’nin üzerinde oluşan baskılara rağmen yerel seçim hazırlıklarını eksiksiz olarak sürdüren HDP İzmir İl yönetimi, seçim çalışmalarında son safhaya geldiklerini belirterek “HDP, seçim güvenliğini sağlamayı, seçim günü sandık başlarında görev alacak kurul üyelerini ve müşahitleri tamamlamayı hedefleyen faaliyetleri ise aralıksız biçimde devam etmektedir.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada 31 Mart yerel seçimlerine sadece İzmir ve HDP özelinde bakılmaması gerektiğine vurgu yapılırken, 31 Mart yerel seçimlerinin tıpkı 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi “ya faşizm ya demokrasi” ekseninde ilerlediğine dikkat çekerek” 31 Mart yerel seçimleri halklarımızın önündeki son fırsatlardan biri olduğunun gayet iyi farkındadır. Meseleye bu ikilemden bakan her türlü seçim işbirliğine de açıktır. Esasen, İzmir’in temas halinde olduğumuz toplumsal muhalefet dinamikleri ve demokrasi güçleri de partimize bu yönlü öneri ve telkinlerde bulunmaktadırlar. Partimizi aynı zamanda bunun omuzlarına yüklediği sorumlulukların da bilincindedir. Bu yaklaşımdan hareketle, HDP, İzmir’i kendi ‘kale’si olarak gören, bunun rehaveti ve vurdumduymazlığı ile İzmir’i kendi hizip kavgalarının sahnesi haline getiren her türlü anlayışı, ilimizin karşısındaki tehlike konusunda uyarma gereği duymaktadır.” ifadelerine yer verildi.

'İSTANBUL'A İHANETİN BİR BENZERİ İZMİR'E YAŞATILMAK İSTENMEKTEDİR'

“31 Mart yerel seçimlerinde İzmir’in tek bir ilçesini dahi AKP-MHP bloğuna vermemek mümkündür.” denilen açıklamada buna uygun bir sorumluluk ile davranılmasının önemli olduğuna vurgu yapıldı.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi;

“Öte yandan, İzmir rantın ve arkasından sürüklediği bütün sektörlerle birlikte inşaat sektörünün yeni avlanma ve üşüşme alanı ve mekanıdır. “İstanbul’a ihanetin” bir benzeri İzmir’de tekrarlanmak üzeredir. Kentin hava sürkilasyonunu ve dokusunu bozan “dikey yapılaşma” şimdiden almış başını yürümektedir. AKP-MHP ittifakının adayı Zeybekci, pervasızca ve patavatsızla “İzmir’i Anadolu’ya katmak”tan ve “tanınmaz hale getirmekten” söz etmektedir. İzmir’e saygısızlık bir yana, bu pervasızlık yeni bir kentsel felaketin habercisidir. İzmir HDP il örgütü, bu çerçevede bir İzmir’i savunma hareketinin başlatılmasının, bunun bir kent sözleşmesi ile bağıtlanmasının mutlak bir gereklilik olduğunun idraki içindedir. Bu kent sözleşmesi, kent ve kentli hakkını, tarımsal alanların korunmasını, kentin çoğul ve çoklu dokusuna ifade kendini imkanlarının açılmasını, doğanın korunmasını, vb içermek durumundadır. HDP bir İzmir’i koruma ve bunu yerel seçim faaliyetlerinin ana konularından biri haline getirmeye hazırdır. Birlikte kazanabiliriz.”

Editör: Haber Merkezi