ÜMİT KARTAL / İZ GAZETE- İzmir’in en çalışkan ve genç siyasi figürlerinden biri o… Hemen hemen hiç kimse aday gösterilmesine şaşırmadı. Hem İzmir’in dört bir yanında hem de Ankara’da hatırı sayılır bir etki gücü var. 2 yıl önce İl Başkan Adayı olduğunda, kongreyi büyük bir farkla kaybetmiş, ancak sonraki süreçte birçok çevreye ‘galiptir bu yolda mağlup’ dedirtmişti. Şu sıralar, CHP’de kongre sürecinin heyecanı da hissedilmeye başladı. Hal böyle olunca, İzmir’in birçok bölgesinden partililer Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün ne düşündüğünü merak ediyor.

Başkan Gümrükçü ile bir süredir sürdürdüğü ‘şafak ziyaretleri’nden birinde sabah 06.55’de Çiğli’nin Evka-6 Mahallesi’nde buluştuk. İşe gitmek için evden çıkan işçilerin, spor yapan yaşlıların, bahçe sulayan, köpek gezdiren vatandaşların, kepengini henüz açan esnafların ‘Günaydın başkanım’la başlayan selamlaşmaları arasında, hem mahalleyi turladık hem bu röportajı yaptık.

Çöp konteynerinin durduğu yerden, sokak lambalarına, kaldırımlardan, parkların durumuna kadar; en ince sorunlarla birebir yüz yüze geliyor Başkan Gümrükçü. Hem kendisi hem de yardımcıları ve bürokratları, muhtarlarla beraber her gün yeniden sorunları tespit ediyor ve vatandaşa söz veriyor.

Bize de ‘Başkan bu işler göstermelik mi, yoksa gerçekten sonuç alıcı oluyor mu?’ diye sormak düşüyor. Tabii bir de kongre sürecinde ne yapacağını irdelemek.

İşte Utku Gümrükçü ile yaptığımız ‘Şafak Röportajı’…

Sayın Başkan epey mahalleyi sabah saatlerinde gezdiniz. Şimdiye kadar kaç mahalle oldu?

26’nın 20’si bitmiştir, 6’sı kalmıştır.

Bu şimdi sembolik gibi görünüyor ya öyle mi? Hatta ‘popülist’ bir iş olarak algılayanlar çıkıyor.

Yok. Biz sürekli devam edeceğiz buna. Sabah 06.00, 06.30 civarı güneş ile beraber mümkünse haftada 1 kez olmak üzere Belediye Başkan yardımcılarıyla sahada oluyoruz. Muhtarların önderliğinde yerinde tespitlerle, nereye ne yapabiliriz, nerde ne eksiklikler var diye bir saha gezisi yapıyoruz. 6 aydır görevdeyiz 3 ay önce başladık. Neredeyse bütün Çiğli’yi bitirmiş durumdayız. Bu bitince sanırım hava şartları da iyice kışla beraber sertleşecek. Mart ile beraber yeniden devam edeceğiz. Bu birincisi... İkincisi makamımızı mahallelere taşıyoruz, biliyorsunuz. Onu da haftanın bir günü mutlaka yapmaya çalışıyoruz. Onda da 2 mahalle yapmaya çalışıyoruz. Onda da 26 mahallenin 18, 20’si bitmiştir. Yani şöyle bir koldan sabah gezileriyle muhtarlarla beraber yerinde tespit, bir koldan makamı mahallelere taşıyarak vatandaş ile yerinde tespit yapıyoruz.

GÖSTERMELİK DEĞİL

Gözlemlediğim kadarıyla en küçük problemlerle dahi ilgileniyorsunuz.

Tabi tabi en küçük problemlere kadar. Gördünüz işte, kapının önündeki korkuluğa kadar gidiyor. Vatandaşın gözünden de görüyoruz. Bugüne kadar bu çalışmalarda ben 3 bin kişiyi birebir dinlemişimdir. Mesela sandık kurduk mahallelere Ağustos ayı içerisinde. Yılda 2 kere de böyle bunu yapmak istiyorum. Vatandaş gelsin talebini yazsın, atsın. Böyle ummalı bir şekilde sorun tespiti ve nasıl çözebileceğimize yönelik elimizdeki imkânları en verimli kullanarak mevcut bütçe ölçüsünde bir çalışma yapma noktasındayız. Göstermelik değil bu, 5 sene böyle devam edecek.

Sonuç alıcı oluyor mu peki? Geldiniz ve sorunumuz çözüldü şeklinde geri dönüşler oluyor mu?

Tabi birçok konuyu böyle çözdük biz. Yani seçim zamanından başlayan bir süre biliyorsunuz. O dönemde tespit edilen birçok konu da vardı. Mesela bugün gezdiğimiz bölgede ağıllar vardı. Ağıllar da koku yapıyordu. Vatandaş rahatsız oluyordu. Yıktık hepsini.

Muhtarların yanı sıra ekibiniz de sizinle geziyor. Kimler geliyor bu şafak gezilerine?

Park bahçeler, temizlik işleri, fen işleri yani teknik Başkan yardımcıları… Ayrıca özel kalem müdürüm yanımda oluyor. Yani başkanlıktan nereye gidecekse özel kalem müdürü üzerinden de dağılıyor.

SOSYAL MEDYAYI BİZZAT KENDİM TAKİP EDİYORUM

Sayın Başkan, belediyelerle ilgili ‘Belediyelerde Başkan ve dar ekibi çalışır, diğer kadrolar hantaldır’ diye bir genel değerlendirme yapılır ya, sizde durum nedir?

Öyle olursa belediyeler başarısız olur. Kamuda verimli çalışma ve halkla iyi bir iletişim kurma çok önemli. Yani çok çalışkan olabilirsiniz ama vatandaşa kendinizi anlatamıyorsanız hiçbir şey yapmıyorsunuz demektir. Ya da çeşitli araçlardan size ulaşamıyorsa orada bir memnuniyet oluşmaz. Memnuniyetin iki şartı var. Bir, elindeki bin, bin beş yüz kişilik kadroyu iyi kullanabilmek, onu en etkin verimli şekilde hizmet içi eğitimlerle, teknolojinin getirdiği olanaklarla donatarak yükseltmek ve başına doğru yöneticiler getirerek bir verim artışı sağlamak. İki, vatandaş ile en etkili iletişim kanallarını kurabilmek. İkinci şıkkın altına da bizim bu saha çalışmalarımız giriyor zaten. Whatsapp’tan şikâyet hattı, internet başvuruları, sosyal medya takiplerinin dışında... Mesela sosyal medyayı da bizzat kendim takip ediyorum.

Sandık kurdunuz ya, bu talepleri siz de birebir okuyor musunuz, raporlanıyor mu ya da nasıl oluyor? Sizi şaşırtan şeyler var mı?

Ya tabi. Biz şimdi bu talepleri vatandaşın kendi şahsi sorunlarını da aktarabilsin diye yaptık. Biliyorsunuz genelde başkandan randevu istiyorsa vatandaş özel işiyle ilgilidir. Dolayısıyla bizim ayağımıza gelmesin, biz onun ayağına gidelim istedik. Özel konuların çoğunu tasvip ettik ki, çoğunlukla şahsi konular öne çıkıyor bu anketlerde. İş istiyor, engelli çocuğum var diyor, rahatsızım diyor, sosyal yardım istiyor, destek istiyor; bu konularla ilgili çalışmalar yapıyoruz.

Tüm bu süreçte Büyükşehir Belediyesi ile ilişkileriniz nasıl gidiyor?

Büyükşehir ile ilişkilerimiz iyi. Şimdi bütün belediyeler yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Büyükşehir bizden bu anlamda avantajlı. Geçmişten bugüne gelen bir genel sekreter, genel sekreter yardımcıları, kurumsallaşmış bir bürokrasisi var. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki yapı, bütün ilçe belediyelerinden daha kurumsal bir yapı. Şimdi bizim kendi belediyemizi büyükşehir belediyesiyle senkronize olabilecek bir noktaya taşımamız lazım ki daha başarılı olalım. Tunç Başkan bize yön veren, İzmir’in vizyonunu çizen, komutanımız, liderimiz. Biz de onun çizdiği çerçeve içerisinde Çiğli’de yerel ölçekte bazı çalışmalar yapmak istiyoruz. Onun desteği ile bu çalışmaları daha hızlı ve güçlü bir şekilde yapacağımıza inanıyorum.

6 ayda şunu hala yapamadığım dediğiniz şey var mı?

En önemli iş belediyenin yeniden organizasyonu. Bilgi işlem alt yapısı, nitelikli iş gücü, ne yapılacağının bilindiği iş şekil şemalarının oluşturulması… Bunların hepsi toplamında bizi verimlilik artışına geçirecek. Bilgi İşlem Müdürlüğü’nün olmadığı bir belediyeden bahsediyoruz. Kadınlarla ilgili bir müdürlüğün olmadığı bir belediyeden bahsediyoruz, Sosyal yardımların kurumsal bir elden geçmediği bir belediyeden bahsediyoruz. En önemlisi paranın olmadığı bir belediyeden bahsediyoruz. En önemli işim bunların yeniden yapılanması. Gelir kaynaklarını artırıp doğru yöneticilerle doğru tespit edilmiş sorunlara yöneltme… Henüz başarmış değilim tüm bunları…

Sizinle ilgili beklenti yüksek. Yani hem Ankara’dan, genel merkezden, hem belki başka şehirlerden… Bir de siz, Belediye Başkanı olacağı daha önceden konuşulan, politik geçmişiyle de düşünüldüğünde, gözlerin üzerinde olduğu bir isimsiniz. Bunun bir basıncını olumlu ya da olumsuz hissediyor musunuz?

Tabi ilçe belediyeleri arasında bir kaç arkadaş çeşitli özelliklerinden dolayı örgütsel olarak yüksek beklenti yaratıyor. Yani işte eski il başkanları var. Ben eski il başkanı adayıyım. İl başkan yardımcısıyım, İlçe başkanlığı yapmışım örgütten gelmişim. Bunun gibi birçok arkadaşımız var. Bunun yanında metropolün en genç belediye başkanıyım, aynı zamanda da belki de en zor ilçesinde belediye başkanlığı yapıyorum. Şimdi bunların hepsinin birleşimi özellikle Çiğli halkında bir yüksek beklenti oluşturdu.

Bunu görüyorsunuz…

Bunu görüyoruz. İşimiz zaten buna cevap vermek. Her değişim bir beklenti doğurur. İnsanlar o değişimi, beklentileri doğrultusunda desteklerler. Bizim Çiğli’de de bir değişim oldu. Adayın genç olması başka bir şey yarattı. Şimdi buna uygun, bunun sorumluluğunu taşıyacak şekilde olması lazım başkanın. Ekibini de ona göre oluşturması lazım. Bizim yapmaya çalıştığımız bu. Aynı zamanda da örgütün temsilcisi olduğumuz için de parti örgütüyle de iyi bir diyalog ve onların da beklentilerini tatmin edebilecek bir yapı geliştirmemiz lazım, bu da bizim sorumluluğumuz.

Bu sizi baskılıyor mu, motive mi ediyor?

İkisi de oluyor. Ama bu mutluluk verici bir şey.

Biraz da politika konuşalım. Memleketin genel gidişatıyla ilgili insanlar sizinle konuşmak istiyordur, bu konulara yoğunlaşabiliyor musunuz eskisi gibi? Bir de örgüt içi konular var, kongre süreci başlıyor…

Hepimiz CHP’nin üyesiyiz biz bütün belediye başkanları olarak. Parti içerisindeki tartışmalara katılmamamız, onlarla ilgili fikir beyan etmememiz, orada bir çalışma olduğunda ondan uzak kalmamız mümkün değil. Sonuçta bizi buraya CHP getirdi. Biz de icraatlarımızla CHP’yi temsil ediyoruz. Ama burada belediye başkanlarının dikkat etmesi gereken bir kaç konu var. Birincisi kamu gücüyle örgüt dizaynı... İkincisi kamuoyu önünde parti içi meseleleri konuşma, üçüncüsü örgüt işleriyle çok vakit geçirip vatandaşın taleplerini ıskalama. Bunların bir kaçı Çiğli’de geçmişte yaşandı. Belki de hepsi yaşanmış olabilir. Şimdi ben yıllarca bu sistemi eleştirdim. Şimdi geldiğim noktada eleştirdiğim şeyi yapmak doğru olmaz. Ama parti içerisindeki yapılanmalarda da fikir üretmememiz mümkün değil.

Tam onu diyecektim. Kamu gücüyle müdahale etmeyebilirsiniz ama sonuçta Utku Gümrükçü’nün de politik bir etkisi var. Yani özgül ağırlıklı bir müdahale, istek, aktif olma arzunuz var mı?

Böyle bir arzum yok. Doğrudan genel başkanın kendi talimatıyla bu sürecin genel merkez eliyle yürütüleceği hem benim şahsıma daha önce, hem Afyon’da bütün belediye başkanlarına ilan edildi. Bizleri belediye başkanları yapan iradenin, örgüte de siyasal bir yön verme amaçlı, partinin geleceğini oluşturma amaçlı ön almasını özellikle büyükşehirlerde süreçleri yönetmesini ben doğru buluyorum. Elbette ki demokratik merkeziyetçilik yukarıdan aşağıya buyruk verilmesi değildir. Aşağının talepleri yukarının öngörülerinin harmanlanıp bir sonuca varılmasıdır. Ama en temel kural nedir, alt örgüt üst örgüte uyar. Tabiidir.

CHP İKTİDAR ALTERNATİFİ PARTİ HALİNE GELDİ

Dolayısıyla bu çerçeve de Sayın Kılıçdaroğlu’nun örgütte bir yeni süreç başladığını ilan etmesi ve bu eksende bir yapılanma sürecine gitmesi haklıdır da. Şartlar değişmiştir, Cumhuriyet Halk Partisi muhalefet eden bir partiden artık bir iktidar alternatifi parti haline gelmiştir. İstanbul, Ankara gibi İzmir gibi büyük şehirleri kazanmış, Türkiye’deki iktidar değişikliğinde en önde olan, iktidar değiştiğinde başa geçme ihtimali en yüksek olan partidir. Dolayısıyla bu süreç çok iyi yönetilmesi gereken bir süreçtir. Geçmişteki gibi CHP içi tartışmaların yaşandığı ve körüklendiği tarzlardan uzak durmakta fayda var. O yüzden bize de siyasal konulara girmeme, hizmet etme talimatı verildi. Aynı zamanda yine söylemişti; siyaseti Belediye Başkanı yapar, belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri ya da belediyeciler belediye işi yapar. Dolayısıyla da bize bir siyaset alanı açmış durumda. Ama bunu dengeli götürmek hepimizin öncelikli sorumluluğu. Bu sürecin genel başkan eliyle, yerel paydaşların da görüşleri dikkate alınarak doğru bir şekilde yönetileceğine inanıyorum.

Şöyle konuşuluyor: ‘Utku Gümrükçü’nün Çiğli’de kongreye müdahale etmesine zaten gerek yok ama etkin bir figür olduğu için başka ilçelere bile müdahale ediyor’ Yani, bir önceki kongrede aday da olduğunuz için, il kongresinde de belirleyici olacağınız konuşuluyor. Gerçekten öyle mi?

Yok, ben özellikle geri durmak istiyorum. Sonuçta dediğim gibi Genel Başkanın bir talimatı var bu bir. İkincisi geçen İl Kongresi’nde yarışan ve kaybeden İl Başkan adayıyım. Otuz ilçede arkadaşlarım var. Bu altı yüz delegede kullanılan oyların yüzde kırkını, kırk beşini almış bir kişiyim. Ve bu insanlardan kopmadım. Yani örgütün bana yüklediği o görevden de kopmadım ve kendimi sıyırmadım.

GÖREV VERİLİRSE

Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla, birçok farklı ilçeden insanlar size geliyor.

Geliyor. Ama bu dediğim gibi kamu gücüyle örgüt dizaynı değil de böyle bir fikri birliktelikmiş gibi duruyor, bir yoldaşlık ilişkisiymiş gibi duruyor olması gerekir. Biz arkadaşlarla ilçe bazında şudur budur diye konuşmuyoruz. Genel ilkelerimiz var, o ilkeler doğrultusunda partinin yeniden yapılandırılması, örgütün güçlendirilmesi, belediyelerin de o şekilde yönlendirilmesi gerektiği noktasında geçmişte kurduğumuz bir konsensus vardı. Ben şimdi hizmetimle o konsensus doğrultusunda hareket ediyorum. Arkadaşlar da ilçelerinde o ilkeler doğrultusunda siyaset yapmaya devam ediyor. Bu noktada bize bir görev verirse Genel Başkanımız ve Büyükşehir Başkanımız; biz o görev doğrultusunda hareket ederiz. Ama onun dışında ben kendim kongrede taraf olma, güç kullanma, işaret etme gibi bir noktada olmayacağım.

Kesin mi?

Kesin ve net.

Deniz Yücel ile birlikte Devrim Barış Çelik’in isimleri başkan adayı olarak konuşuluyor. Ne demek istersiniz?

İkisi de çok kıymetli arkadaşlar. İkisi de çok yakın arkadaşlarım. İkisi de alanlarında uzman.

Bir tercih yapmak zorunda kalırsanız ne olacak?

temsil etmiş, temsil etme yeteneğine sahip arkadaşlar. Allah yollarını açık etsin. İkisi de çok kıymetli arkadaşlar. Ayrıca başka isimler de çıkacaktır. Bugün için çok erken. Geçtiğimiz İl Kongresi 7 Ocak ‘taydı, ben on gün önce netleştim, adaylar on gün önce netleştiler. Dolayısıyla daha 4 ay var. Bunları konuşmak için çok erken. Daha ismi ortaya atılacak arkadaşlar da vardır. Ama erken isim açıklamanın bedeli, zararları da var. İsimleri yıpratılabilir. Burada altını bir daha çizmek istiyorum; ikili bir sınavdan geçecekler bütün aday arkadaşlar. Bir, tabanda kendini benimsetme, bir delege grubunun gücünün örgütsel bir yapıyı arkasına alma. İki, Genel Merkez düzeyinde Genel Başkan ile kuracakları güçlü ilişki. Bu ikisini en iyi şekilde kuran kimse, o İl Başkanı noktasında devam edecektir. Ama bugün için mevcut bir İl Başkanı vardır. İl Kongresi’ne de daha 4 ay olduğu için bu konuları konuşmayı da doğru bulmuyorum.

4 AY SONRA YENİDEN...

İzmir’de geçmişte kongre süreçleri hep karşıtlıklar ve kutuplaşmalar üzerinden ilerledi. Bu kez de böyle bir şey bekliyor musunuz?

Genel Başkan’ın talimatıyla bu sürecin bir birleşme ve iktidara yönelik topluma bir mesaj verme sürecine dönüşeceğini düşünüyorum ben.

Temenniniz de o yönde mi?

Yani temennim değil. Öyle gelişeceğini düşünüyorum. Bu kongrelerin geçmişteki kongrelerden farklı olacağını, partinin içinde bulunduğu durumundan kaynaklı geçmiştekinin dışında bir boyuta ulaşacağını düşünüyorum. Bu benim öngörüm. Bu böyle de gelişmeyebilir. Ama şimdi bugün baktığım noktada böyle. Dediğim gibi daha 4 ay var. 4 ay sonra yeniden konuşuruz.