NİL KAHRAMANOĞLU / İZ GAZETE -  Gezi davasının bugün yapılacak duruşmasından önce bin 376 yurttaş “Ben de oradaydım” açıklamasında “Gezi’de dile gelen bu toplumun özlemleri ve talepleridir yargılanamaz” dedi. Metni imzalamak isteyenlerin yoğun talebi nedeniyle imza sürecinin devam edeceği bildirildi. Öte yandan İzmirli Milletvekilleri de Gezi Davası öncesi İz Gazete’ye özel açıklamalarda bulundu.

‘BİZ DE ORADAYDIK’

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat yargılamanın hukuksuzluğuna dikkat çekerek, “Gezi Parkı Direnişi sadece Gezi Parkı’nda olan, hayatını kaybeden, yaralanan ya da yargılanan insanların tek başına yaptıkları bir direniş değildi. Topyekûn Türkiye’nin tamamı oradaydı. Biz de oradaydık. Ben de oradaydım. Gezi Parkı’nda insanlar artık yeni demokrasilerde dinlenmemeyi sadece demokrasinin seçeneği yani partilerin müşterisi olmayı istemediklerini gösterdiler. İnsanlar oy verip ondan sonrasını koyuvermediler. Aynı zamanda yönetimde de söz istediler. Özellikle kendi yaşamlarını ilgilendiren noktalarda söz hakkı istediler. Bu anlamda Gezi Parkı’nda insanlar hükümetlere, onları yöneten muktedire bizim sesimizi duyun. Bizim taleplerimize kulak verin dediler. Canları pahasına bu direnişi şanlı bir şekilde sürdürdüler. Biz de oradaydık. Gezi Parkı suç değildi. Yargılanmaların da hukuksuz olduğunu, vicdansız olduğunu, adaletsiz olduğunu söylüyoruz” diye konuştu.

‘HEPSİNE KATILIYORUM’

Usule uygun bir yargılama yapılmadığının altını çizen CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, “Gezi Direnişi eylemlerine ilişkin 16 sanığın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan yargılandığı davanın karar duruşması yarın görülecek. Duruşmada karar çıkması bekleniyor. Cumhuriyet Savcısı son duruşmada mütalaasını açıklayarak, AİHM kararına karşın halen tutuklu bulunan Osman Kavala, akademisyen Yiğit Aksakoğlu ile Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis, 6 sanık hakkında da 15 ile 20 yıl arasında hapis cezası istemişti. Mahkemenin nasıl bir yargılama yaptığına baktığımızda, usule uygun bir yargılama yapmadığını görmekteyiz. Ceza usul hukukunu hiçe sayan bir yargılamayı üzülerek gözlemledik. Ve sona gelindi. Gezi direnişi 80 sonrası dönemin en barışçıl en birleştirici en insani eylemidir. Neredeyse tüm ülkenin meydanlarında alanlarında, farklı yaşlardan farklı görüşlerden farklı inançlardan binlerce kişi doğa katliamına, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı bir duruş sergilediler. Metinde yazılanların hepsine ben de katılıyorum ve bu görüşler benim de görüşlerimi ifade etmektedir. Gezi Türkiye’dir Gezi Anadolu’dur. Gezi biziz. Katledilenden, ezilenden, sömürülenden yana olanların sesidir Gezi” dedi.

‘GEZİ’NİN SUÇLULARI YOKTUR’

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Gezi direnişindeki katılımcılar bu topraklarda eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış, adalet isteyen, toplumsal muhalefetin içerisindeki insanlardır. Bu ülkede yaşanan olayları bir arada demokratik tepkilerini ortaya koymak isteyen insanların en demokratik hakkıdır ve onu kullandılar. 1 Mayıs Birlik Dayanışma Günü. Yıl 2013. Yer Taksim. Meydan işçilere kapalı ama herkese açık. Şimdi herkese açık olan Taksim, işçilere kapatıldıktan sonra benim de Konfederasyon Genel Başkanı olduğum dönemde başta demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, sendikalar ve işçilerle beraber çıkmak istemiştik. Fakat Taksim’e çıkamadık. Ama bir ay sonra halkın, gençlerin, işsizlerin, demokrasi, barış ve adalet isteyenlerin bir araya gelmesiyle birlikte çok büyük bir toplumsal gücü oluşturduk. Yan yana, omuz omuza birlikte Taksim alanına çıktık. Bana göre Gezi’nin adı demokrasidir, barıştır, kardeşliktir. Gezi’de kaybettiğimiz kahramanlarımızı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Gezi Direnişi’nin suçluları yoktur sadece kahramanları vardır” açıklamasını yaptı.

‘İKTİDAR PANİK HALİNDE’

‘Hepimiz Gezideydik’ metnini kendisinin de imzaladığını ifade eden HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ise şu ifadeleri kullandı: “Gezi, onur ve özgürlük isyanıydı. Aradan geçen 7 yıla rağmen iktidarın uykularını kaçırmaya devam ediyor. O süreçte milyonlar, ülkenin dört bir tarafında iktidarın toplumu mengene gibi sıkan, tüm özgürlükleri kendi ideolojik çerçevesine hapsetmeye çalışan politikalarına karşı sokaklara çıktılar. İktidarın politik İslamcı faşist karakteri tüm toplumda büyük bir gerilim yarattı. Böylece olmaz denilen oldu, isyan etmez denilenler isyan ettiler. Her bir isyancı kendi isyanını kuşanıp sokaklara çıktı. Herkesin ortak paydası onur ve özgürlüklerdi. Bugün de yaşananlar aynı, hatta daha da katmerlisi olduğu için iktidar panik halinde. Dolayısıyla yeni isyanların korkusuyla Gezi’yi cezalandırmaya, insanların bir kez daha cesaret etmemesini sağlamaya çalışıyor. Tabiri caizse ibreti âlem olsun diye Gezi davası halen sürdürülüyor. Esasen Gezi’ye saldırıp genç insanların ölümüne ve yaralanmasına neden olanlar yargılanması gerekirken saldıranlar ödüllendirildi. “Hepimiz Gezideydik” metnine HDP olarak imza attık. Ben de imzaladım. Mahkemeye ise HDP kurumsal olarak ve Vekil grubu olarak katılacak.”

Metni imzalamak isteyenlerin yoğun talebi nedeniyle imza sürecinin devam edeceği bildirildi. 1376 kişinin imzaladığı metin şöyle:

“Ben de oradaydım, ağaçlar, nehirler, dağlar kardeşim olduğu için
“Ben de Gezi’deydim, düşüncemi özgürce söyleyebileyim diye
“Ben de oradaydım, birlikte eylemenin, dayanışmanın güzelliğini yaşamak için
“Ben de Gezi’deydim, kimse ne giydiğime, kaç çocuk doğuracağıma, gülüp gülmeyeceğime karışmasın diye
“Ben de oradaydım, yaşadığım şehir beton yığınına dönmesin diye
“Ben de Gezi’deydim, barış içinde yaşamak istediğim için
“Hepimiz oradaydık. Gezi’de dile gelen bu toplumun özlemleri ve talepleridir yargılanamaz.”

Editör: Haber Merkezi