Yerel seçim heyecanı tüm hızıyla devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nde Narlıdere'nin genç  Belediye Başkan aday adayı Hakan Kılıç Birgün gazetesinin sorularını yanıtladı.

İşte o söyleşi;

Genç bir aday olarak öne çıktınız. Seçilirseniz Narlıdere’de nasıl bir fark yaratacaksınız?

Siyasetin gençleşmesi fikri CHP’de 2010 yılından sonra çokça dile getirildi. Bu fikir bir süre sonra benimsendi ve gençler parti kadrolarında aktif görev almaya başladı. Parti üyesi ve tabanı da bu fikri özümsedi ve önseçimlerde gençlere yol açtı. Örneğin ben Narlıdere’de yapılan son belediye meclisi önseçiminde üyelerimiz tarafından birinci seçilerek hem Narlıdere Belediyesi’nde hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde hizmet etme fırsatı buldum. Bizler de özellikle sol, sosyal demokrat kitle partileri, odalar, sendikalar ve kitle hareketleri olarak gençlerin bu potansiyelini örgütlü bir biçimde ülkeyi değiştirecek ve dönüştürecek kanallara aktarmak mecburiyetindeyiz. Ancak burada tek soru akıllara geliyor. Genç ama nasıl genç… Genç belediye başkanı ama nasıl bir genç belediye başkanı? Sabah gün ağarmadan belediyesindeki odasında bürokratlarını toplantıya çağırmış genç belediye başkanı, gece yarısı ilçesindeki projeleri yerinde denetleyen genç belediye başkanı… Vatandaşının delikli kör kuruşunun hesabını veren genç belediye başkanı… Genç demek yetmez, tanımlamak da gerekir. Gençler başarılı olmak zorundadır. Genç, bir dönem görev yapıp evine dönüp gidemez. Allah ömür verirse on yıllarca ben Narlıdere’nin sokaklarında çocuklarımla dolaşacağım. Başı dik, alnı açık, çocuklarına övgü dolu bir geçmiş bırakmayı gençliğinde düşünebilen genç başkan olacağım.

Narlıdere’de mevcut CHP’nin oy oranını aşabileceğinizi düşünüyor musunuz? Nasıl?

Siyasal danışmanlar Narlıdere analizlerinde bizim potansiyelimizin yüzde 85 olduğunu referandum sonuçlarından yola çıkarak söylüyor. Ben buna itiraz ediyorum. Çünkü biz ilçemizdeki seçmenlerin tümünü potansiyel olarak görüyoruz. Çünkü biz herkesin belediye başkanı olamaya talip oluyoruz. Narlıdere’yi adım adım, sokak sokak, kapı kapı dolaşıyorum. İlçeyi biliyorum, tanıyorum. Göç alan bir ilçe. Yeni yerleşim yerlerine de son derece hâkimim. Narlıdere’nin tümünün sosyolojisini de yakından biliyorum. Burada Türkiye rekoru kıracağımıza inanıyorum.

Aday adaylığı bildirgenizde Narlıdere’yi “marka kent” yapma iddianız var. Bu ne demek?

Narlıdere CHP’li kadrolar tarafından yönetilmekte. Bize düşen yapılan güzel ve başarılı işlerin daha iyisini yapmak. Akla gelmeyen yeni fikirleri hayata geçirmek. Hayata geçirilemeyen projeleri Narlıdere’mize kazandırmak. Ayrıca gençlik vizyonunun yaratacağı katma değeri Narlıdere’mize kazandırmak. İlçenin potansiyelini ortaya çıkartıp bunu tüm Türkiye’ye hatta Avrupa’ya göstermek gibi bir hedefim var. Marka kent sadece içinde bulunduğu coğrafyanın değil, dünyanın tüm artı değerlerini layıkıyla içinde barındıran kenttir. Ben hem bir Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunuyum. AB uzmanıyım, iki yabancı dil biliyorum. İlçemizde iş dünyasının içindeyim. Tüm bu birikimlerimi marka kent iddiamın bir argümanı olarak kullanacağım. Marka kent, kentin tüm sakinlerinin o kentin tüm değerlerinden eşit ve adil bir biçimde istifade edeceği kenttir. Hayatın 24 saat yaşandığı bir ilçe olacak. Kentin tüm sakinlerinin tüm imkânlardan eşit ve adil bir biçimde yararlandığı çağdaş bir kent olma bayrağını daha da yukarılara taşıyacak. Biz bunu yapacağız. NARKÖY Ekolojik Yaşam Merkezi ve Uluslararası Ekoloji Yaşam Festivali ile önemli bir alternatif turizm potansiyelini açığa çıkaracağız. Bu son derece ciddi bir proje. En az 200 bin metrekarelik bir alana inşa edeceğiz. Enerji kooperatifleri, eko-turizm merkezleri, ekolojik oyuncak üretim kooperatifleri ile Narlıdere’yi ekolojik bir çekim merkezi haline getireceğiz. Tüm Türkiye’nin daha çok tanımasını sağlayacağız.

Peki, rantı nasıl önleyeceksiniz?

Rant ikiye ayrılır. İlki şahsi ranttır. CHP’li kadroların yönettiği yerde şahsi rant olmaz. CHP’liler cebini değil, yönettiği yerdeki insanların yüreğini dolduran insanlardır. Bundan önce olmamıştır, bundan sonra da olmaz. İkincisi kent rantıdır. Bunu önemsiyorum. Bundan o kentte yaşayanlar kazanır. Yaşanılan ilçe değer kazanırsa yerel yönetimin kazanımlarıyla değer kazanır. Bu kazanımlar hem insanların manevi olarak kendisini iyi hissetmesini sağlar ki bu da bir ruhsal, psikolojik ranttır, hem de insanların o ilçede bir yatırımı varsa ona değer katar. Park, bahçe, yeşil alan, kreş, kurs, ibadethane, yol, otopark… İşte bunlar hep kent rantlarıdır. Bunları yaparsanız vatandaşın 5 liralık evi 15 lira olur. Bunları yaparsanız medeniyet o ilçede vücut bulur, günde beş müşteri giren dükkâna elli kişi girer. Mahalle halkını yerinden etmeden, eski binaların yerini beton yığınlarına boğmadan, halkı da kararda paydaş yaptığın, ihtiyaca cevap veren kentsel dönüşümler bunlar hep kent rantıdır. Bunları yapacağız. Ne yapacaksak halkla birlikte, halk için yapacağız.

DERSİMİZE İYİ ÇALIŞTIK

Okurlarımızla paylaşmak istediğiniz farklı projeleriniz var mı?

Dersimize çok iyi çalıştık. Narlıdere’ye ilişkin heyecanımı anlatsam kaç gazete sayfası yer kaplar acaba merak ediyorum. Okurlarımızdan sosyal medya hesaplarımı takip etmelerini rica ediyorum. Orada hem güncele dair düşüncelerimi bulacaklar hem de Narlıdere hayalimi daha iyi anlayacaklardır. Ama kısaca şunları not düşmek isterim: Narlıdere’nin 11 mahallesine 11 kreş açacağız. Bütün okul bahçelerini birer doğal bilim alanlarına çevireceğiz. Çocuk sanat ve tasarım atölyesi kuracağız. Narlıdere çocuk ve kent tiyatrosu, enerji kooperatifleri, kent belleği müzesi, ekoturizm merkez, kadın semt evleri projelerimizden sadece bazıları diyeyim.

Editör: Haber Merkezi