ÜMİT KARTAL - TUĞÇE KAŞ / İZ GAZETE - Gaziemir’de Belediyecilik anlayışına farklı bir yön kazandıran, doğa ve hayvan sevgisini her zaman ön planda tutan Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol ile sıcak bir sohbet gerçekleştirdik. Çocukluğunu ve gençliğini Gaziemir’de geçiren Başkan Şenol ile yaklaşan yerel seçimleri konuştuk. Doğa ve hayvan sevgisini belediye binasına da taşıyan Başkan Halil İbrahim Şenol odasını kedisi ‘Çiko’ ile paylaşıyor. Çiko da bize bu keyifli röportajda eşlik etti.

Başkanım öncelikle bu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz? Belediye başkanlığı süresince yaptığınız çalışmaları başarılı buluyor musunuz?

Oldukça başarılı bir dönem geçirdik. Halka verdiğimiz sözlerin yüzde yüzünü yaptık. Bunların dışında öngöremediğimiz çok iş de yaptık. 2009’da başkan seçilmeden önce, burada doğup büyüdüğüm için, şehrin eksikleri neler bunları biliyordum. 40 yıldır konuşulan ve Gaziemir’e yakışmayan belediye binasını yıkıp, 18 ayda yerine Türkiye’nin ilk akıllı kamu binasını yaptık. Enerjimizin yüzde ellisini güneşten alıyoruz, binanın tamamı camdan, ısı yalıtımı olan ve yağmur sularının toplanıp lavabolarda kullanıldığı bir bina yaptık.

Hastanemiz yoktu. Büyükşehirle birlikte 10 trilyonluk bir hafriyat yaptık. Dağlık bir alandı. Devlet sadece atama yaptı. Ancak bizi açılışa bile çağırmadılar.

Eğitim alanında, uçak üzerine yüksekokul projemizi gerçekleştirdik. Daha sonra bununla ilgili planlarımızı yapmaya başladık. Genelkurmay, TAİ, serbest bölge, havacılıkla ilgili kurulmuş kümelenmeyle birlikte bir araya gelerek eksikleri tespit ettik. Yüksekokulumuz, içerisinde laboratuvarları olan, iş garantili. Okula kayıt olduğunuz an sözleşme imzalıyorsunuz. Arap ülkeleriyle çalışılıyor. Benim zamanım da böyle bir okul olsaydı buraya kesinlikle giderdim.

Doğayı ve yeşili seven bir kişiyim. Gaziemir’in yeşilden yana bir sıkıntısı olmamasına rağmen, şuana kadar 200 bin ağaç diktik. Gaziemir sınırlarının yüzde 65’i orman ve doğa karakteri korunacak alandır. Biz Karadeniz’den sonra en çok yeşile sahip belediyeyiz. Çatalkaya, Sarnıç gibi yerler örnek gösterebiliriz. Her yıl Mart ayında evlere, meyve ağacı dağıtıyorum. 15 bin meye ağacı dağıttım. Bahçelerine ekiyorlar.

‘DÜNYADAKİ EN TEHLİKELİ VARLIK İNSAN’

Doğayı ve hayvanları çok seviyorum. Çalışma yerimde bile balık, kedi, kaplumbağa, muhabbet kuşları var. Ayrıca şantiyelerde de tavuk, ördek, köpeklerimiz var. Dünyadaki en tehlikeli varlığın insan olduğunu düşünüyorum.

İzmir’in en büyük ve 33 hektarlık piknik alanımız var. Buraya yönelik yeni bir projemiz var. Geçtiğimiz günler de yer teslimleri yapıldı. Piknik alanında restoranlar, olimpik yüzme havuzu tenis ve futbol sahaları, amfi tiyatrolar gibi halkımızın yararlanacağı sosyal alanlar yer alıyor. Çocuklara hayvan sevgisini aşılamak amacıyla evcil hayvanların yer aldığı doğal yaşam alanı da yer alacak.

Yerel seçimlere yeniden aday mısınız? Neden?

Yapamadığım iki tane iş var. Bunlar belediye bütçesiyle yapılacak şeyler değil. 15 yıl önce İngiliz konsolosu Gerard vardı. Kendisi bitki bilimcidir. Avrupa’nın birinci, dünyanın 4. Botanik bahçesini 30 dönümlük bir alanda burada kuruyor. Bu alanı 177 dönüme çıkarttım. Ancak bu işin içerisine, Kültür Bakanlığının, Büyükşehir belediyesinin, İTO’nun, sanayi odasının ve özellikle basının destek olması gerekiyor.

Diğeri de, halkın dilin de uçaklı tepe olarak geçen 650 dönümlük alanın İzmir’in en büyük rekreasyon alanıdır. Yapı yasağı ve betonlaşmanın yasak olduğu bir yer. İzmir’in en büyük alanlarından ama siyasi nedenlerle bize devredilmiyor. Kiralamayı talep ettim ancak bu da kabul edilmedi. Büyük kısmı devlete ait alanlar. Bu konuda devam eden birkaç yıllık bir mahkememizde var.

‘BOTANİK BAHÇE PROJESİ TÜRKİYE’NİN PROJESİDİR’

Bu bahsettiğim 2 proje sadece Gaziemir’i kapsamıyor. İzmir’e ait projelerdir. Botanik Bahçe Türkiye’nin projesidir. Kimse bu konuda sorumluluğu üzerine almak istemiyor. Bunun için basının destek olması ve birilerini harekete geçirebilir.

Kültür sanata ayrıca önem veriyorum. Gaziemir şuanda daha güvenli, nezih ve hoşgörü kentidir. Dışarıdan göç alıyoruz. Bunların çoğu da eğitim seviyesi yüksek insanlar. 3 sene önce Çanakkale ile beraber Türkiye’nin havası en temiz ilçesi seçildik. Yaşanabilir kent olarak Türkiye 24. olduk.

15 yıldır İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Aziz Kocaoğlu’nun aday olmaması kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle Aziz başkan’ın kararına saygı duymak gerekiyor. Ancak hem parti hem de İzmirliler adına ben 5 yıl daha kalmasının uygun olacağını düşünüyordum.

Sizce seçilecek olan yeni Büyükşehir Belediye başkan adayı hangi profile ve özelliklere sahip olmalıdır?

Öncelikle bu işleri bilecek deneyimli birisinin olması. Özellikle halkın seveceği ve kucaklayacağı, ufku açık bir aday olmalı. Genelde belediye başkanları ve milletvekilleri 5 yıl sonra nasıl seçilebilirim diye düşünürler. Ancak hem devleti yönetenler hem de belediye yöneticilerinin 25-30 yıl kenti görmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu doğrultuda planlar yapılıp, denetlenir. Ayrıca seçim korkusu olan birisi olmamalıdır. Kenti daha ileriye taşımalıdır. Sonuçta, Büyükşehir Belediye Başkanlığı da kolay bir iş değil. Gelen kişinin Allah yardımcısı olsun. Bizler ilçede bile yoruluyoruz.

Evden çıktıktan sonra bir gününüz nasıl geçiyor?

Çok fazla oturan birisi değilim ve hareketi seviyorum. Koruma, makam aracı kullanmayı sevmiyorum. Belediyeye esnafı ve çevreyi dolaşarak geliyorum. Buraya geldiğimde de acil olması gereken şeyleri arkadaşlara iletiyorum. Makam odamı kullanmayı sevmiyorum. Oturduğumuz bu yerde olmak bana daha samimi ve evimde hissettiriyor. Belediye binasında çok vakit geçirmiyorum. Daha çok dışarıda oluyorum. İnşaatlara gidiyorum, esnafı geziyorum ve yapılmış projeler alanlarında dolaşarak aksaklıkları kontrol etmeye çalışıyorum. Genelde gece 11’de evime gidiyorum. Yolda çamura bulanmış halde bulduğum köpeğimle vakit geçirmekte ayrı bir zevk benim için var ve onunla vakit geçirmeyi çok severim.

Editör: Haber Merkezi