NİL KAHRAMANOĞLU / İZ GAZETE - Konak’taki Hasan Tahsin İlk Kurşun Anıtı önünde yapılan açıklamaya CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Gazeteci Yazar Uğur Dündar, Konak Belediyesi önceki dönem Başkanı Gazeteci Erdal İzgi, EMEK Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar Uğur, TÜRK-İŞ 3. Bölge Temsilciliği'ne bağlı sendikaların yöneticileri katıldı. Ortak metni TGS İzmir Şubesi Başkanı Halil İbrahim Hüner okudu.

15 GÜNDE 8 TUTUKLAMA

‘Gazetecilik suç değildir’ diyerek metni okumaya başlayan Hüner, “Türkiye son 15 gün içinde yine gazeteci tutuklamaları ve yargılamalarıyla gündemde. Son 15 gün içerinde 28 meslektaşımız gözaltına alındı, 8'i tutuklandı. Dış politikadaki gelişmeler nedeniyle gazeteciler hedef haline getirilmekte. Türkiye toplumuna gerçekleri ulaştırmak dışında bir şey yapmayan gazeteciler suçlu, hatta hain ilan edilmekteler. Gazetecilik kamu çıkarlarını korumak için yapılan bir meslektir. Gazeteciliğin gayesi; yönetenleri ya da bir kesimi, onların çıkarlarını korumak değil toplumun çıkarlarını korumaktır” dedi.

Son tutuklamalar ile birlikte cezaevlerindeki gazeteci sayısı 91'e yükseldiğini ifade eden Hüner, “Sadece yaptıkları haberler nedeniyle 8 gün içinde Yakın Doğu Haber Ajansı Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, Oda Tv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yeni Yaşam Gazetesi Yazıişleri Müdürü Aydın Keser, Oda Tv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu, YeniÇağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, Oda Tv muhabiri Hülya Kılınç, Rudaw muhabiri Rawin Sterk tutuklandı. Ankara'da 3, İstanbul'da 1 Sputnik çalışanı, Edirne'de 13 yerli ve Uluslararası medya kuruluşlarında çalışan gazeteci gözaltına alındı ve serbest bırakıldılar” diye konuştu.
 

‘ADALET İSTİYORUZ’

Gazeteciler olarak tek taleplerinin adalet olduğunu ifade eden Hüner şunları söyledi: “Gazetecileri böylesine hedef haline getiren onları hukuksuz bir biçimde gözaltına alıp tutuklatan gerçekler ne? Hukuksuz biçimde diyoruz çünkü son yaşadığımız tutuklamalarda da bir kez daha gördük ki yargı bağımsız hareket etmiyor. Telefonla çağrılsalar gelecek olan gazetecilerin evlerine baskınlar yapılarak gözaltına alınıyorlar, serbest bırakıldıkları suç iddiasından bir gün sonra tutuklanıyorlar. Mahkeme heyetinin bir gün içerisinde bulduğu yeni suç delillerini açıklaması gerekiyor. Murat Ağırel örneğinde de gördüğümüz gibi aynı kararın içerisine hem serbest bırakılmasını hem de tutuklanmasını isteyen yargılamanın tarafsız olduğunu kim söyleyebilir? Yargımız artık kopyala yapıştır modeliyle mi karar veriyor? Hukukun ayaklar altına alındığı bugünlerde gazeteciler olarak adalet istiyoruz.”

‘MESLEKTAŞLARIMIZ SERBEST BIRAKILSIN’

Adalet Bakanına seslenerek meslektaşlarının serbest bırakılması çağrısında bulunan Hüner, “Adalet istiyoruz çünkü; halkın haber alma hakkının gasp edildiği, gazetecilerin hukuksuz bir biçimde tutuklandığı bir ülkede demokrasiden, insan haklarından, birlikten, beraberlikten bahsedilemez. Adalet istiyoruz çünkü, kendi çıkarlarımız için değil ülkenin çıkarları için yazıyoruz. Adalet istiyoruz çünkü, gazetecilik suç değildir. Buradan Adalet Bakanına çağrıda bulunuyoruz ve gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanan meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Hukuk ve adalet, bir gün herkes için gerekli olacaktır” dedi.

‘ONURUNA YEDİREN DEVAM EDER’

Basın açıklaması sonrası gazetemize demeç veren Gazeteci Yazar Uğur Dündar, “Yarım asırdır hukukun üstünlüğü için uğraş verdim ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet ederek bu işi yaptım. Ama şimdiki uygulamalar sanki bu tanımın değiştiğini, gazetecinin halkın gerçekleri öğrenme hakkına değil de kayıtsız şartsız iktidara hizmet etmesi gerektiğini anlatır şekilde gelişiyor. Bence bunlara hiç gerek yok. Bir kanun maddesi ile bu işi halledebilirler. ‘Gazeteciler siyasi iktidarlara kayıtsız şartsız hizmet ederler’ derlerse bu iş biter. Onuruna yediren devam eder, yediremeyen başının çaresine bakar” dedi.
 

‘ZOR ŞARTLARDA ÇALIŞIYORLAR’

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise gözaltına ve hapis cezalarının gazetecileri yıldıramayacağını belirterek şöyle konuştu: “Ülkemizde gerçekleri, haber alma hakkını hakkıyla yapan, kalemini satmayan ciddi gazeteciler var. Bunu hakkıyla, dürüstçe yapanlar ne yazık ki AKP yönetimi tarafından yargıya yapılan baskı sonucunda gözaltına alınıyorlar. Burada tek adam faşizmi ne yazık ki yargıyı da yönlendirerek aynı mahkemede iddia edilen suçlardan, aynı kâğıt üzerine önce şartlı tahliye edilmesi sonra adli kontrol sebebiyle tahliye edilmesi sonra yurtdışı yasağı konularak serbest bırakılması kararları arka arkaya çıkıyor. Ama aynı kâğıdın en son maddesine tutuklanması kararı da çıkabiliyor. Bu yaşıma geldim böyle bir şey görmedim. Bu şunu gösteriyor; bugünkü yönetim anlayışı hâkimlere ve savcılara da baskı yaparak kendi aleyhlerinde yazabilecekleri, halk tarafından bilinmesini istemedikleri konuları yazanlar üzerinde böyle bir baskı uyguluyor. Bunu sadece gazetecilere de yapmıyor. Bunu vatandaşa da yapıyor. Sosyal medyada bir şeyler paylaşan insana da yapıyor. Savcı ifade alıyor, korkutuyor. AKP iktidarı konuşmayan, üç maymunu oynayan bir toplum oluşturmaya çalışıyor. Ama Türk halkının üç maymunu oynamayacağını düşünüyorum. Çünkü Türk halkı Mustafa Kemal Atatürk ve Kalpaklı Atatürkçülerin torunlarıdır. Asla ve asla bu tip şeylere susmaz. Hele İzmir’dekiler hiç susmaz. Hasan Tahsin anıtı önünde bugün basın özgürlüğü ile ilgili açıklama yapıldı. Ben basın mensuplarının çok zor şartlar altında çalıştığını biliyorum. Ama onlar onurlu, dik duruşlarıyla bu mücadeleye devam edecekler.”
 

‘DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ’

EMEP İzmir İl Başkanı Emine Uyar da tutuklamalara tepki göstererek, “Gazetecilere yönelik hapis cezaları, tutuklamalar, gözaltılar uzun zamandır gündemde var. Son günlerde de giderek arttığını görüyoruz. Bu ülkede haber yapmak, gerçekleri, doğruları halka ulaştırmanın hep bir bedeli oldu. Olmaya da devam ediyor. AKP iktidarında tek adam, tek parti yönetiminde bunun daha hukuksuzca yapıldığını görüyoruz. Daha bir dayanak olmadan, mahkemeden ifadesi alınıp bırakılan gazeteci arkadaşlarımız bırakıldıktan bir süre sonra bu serbest bırakılmaya itiraz eden savcılar yüzünden tekrardan gözaltına alınıp tutuklanabiliyorlar. Bugün ülkemizde haktan, hukuktan, adaletten söz etmek mümkün değil. Düşünce ve ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün değil. Her alanda, her yerde bir baskı ve sindirme politikasıyla karşı karşıyayız. Bunları bugün yine burada olduğu gibi birlikte hareket ederek, örgütlenerek, dayanışma içinde olarak üstesinden geleceğimizi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi