İz Tv’de yayınlanan Politik’İz programının canlı yayın konuğu Avukat Zafer Binici oldu. Binici, salgın sürecindeki hukuksal işleyişten, ikinci baroların kurulmasına kadar bir çok konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Baro seçimlerinin ertelenmesine dair süreci değerlendiren Binici, “İçişleri Bakanlığı’nın verdiği bir genelgeyle süreç ertelendi. İzmir Barosu bu süreçte yürütmeyi durdurma kararını ilgili seçim kuruluna müracaat etti. Ancak beklenenin ötesinde seçim kurulu bu kararı kabul etmeyerek, bir sebeple baro seçimlerinin yapılmaması yönünde karar verdi. Mahkeme kararını tanımama gibi bir durum söz konusu oldu. Asıl mesele, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız yargısı tarafından verilen kararın idari kurum olan seçim kurulu tarafından farklı yorumlanmasıdır. Mevcut baro yönetimi ve aday olan meslektaşlarımızda karara karşı yapacakları stratejileri düşünüp, planladılar. Aslına ilçe seçim kurulunun iştirak etmediği seçim yasal olmayacaktı. Ama kararın hukuksal olmadığını göstermek adına seçimi belirtilen yerde yapma kararı aldılar. Meslektaşlarımızın çoğu alana gittiklerinde polis barikatlarıyla karşılaştıkları için mümkün olmadı. Eleştirilerin en başında seçimlerin valilik kararıyla ertelenmesi salgındı. Bazı siyasi partiler daha kalabalık olan toplantıların bir şekilde iptal edilmediğini söyleyerek, yasal zemini olan ve önceden tarihi kanunla belli baro seçimlerinin ertelenmesine tepki gösterdi. Bu da hukuksal anlamda çelişki yarattı “

‘Çoklu baro’ düzenlemesi kapsamında ikinci baroların kurulmasına ilişkin, seçim sisteminin değiştirilerek sorunun giderilebileceğini söyleyen Binici, “Bu konuya İkinci Baro’ya ihtiyaç var mı sorusundan yola çıkarak konuşabiliriz. Bu konuda bir ihtiyaç yoktu. İkinci baronun kurulmasındaki mevzuatın gerekçesi, halka şu şekilde lansa edildi: ‘Mevcut barolar avukatların hepsini temsil etmiyor. Blok listeyle seçime girildikten sonra seçimi kazanan kesim tüm yönetim kurulu üyeleriyle baro yönetimine hakim oluyor ve temsil sistemi yeterli şekilde işlemiyor.’ Bu eleştiriyi sonuna kadar kabul ediyorum. Mevcut yasayı değiştiren siyasi iktidar ve yasama organı gerekçede haklıdır. Ancak daha farklı çözülebilirdi. Sadece seçim sistemi değiştirilerek, sorun giderilebilirdi. Blok liste şeklinde değil de, başkan farklı grubun adayı olabilirken, diğer gruplarda aldıkları oy oranlarına göre yönetime dahil olurlardı. Böylece her görüş baro yönetiminde bulunurdu“ dedi.

‘İCRA DOSYALARI DAĞ GİBİ’

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik tabloyu değerlendiren Binici, adliyelerde icra dosyalarının arttığını söyledi. Binici, “Klasik bir düşünce vardır. Ülkede ekonomik kriz ne kadar hissediliyor ve işletme kapatılıyorsa avukatın işi fazladır denilir. Avukatın işi artıyor ancak geliri artmıyor. Reelde parasal döngünün gerçekleşmesi lazım. Pandemi içerisinde de gözlemim iyi değildi. Adliyeye girdiğinizde icraya gittiğinizde koridorlar evrak dolu. Maalesef gün gün icra dosyaları artıyor ve dağ haline gelmiştir. Bu tabloyu görüyorken, her şey günlük gülistanlık diyemem. Böyle ortamda ekonomi iyi gidiyor diyemem “dedi.

İKİ FARKLI SÖYLEM

Mecliste kamu alacaklarına yapılacak mali affının doğruluğunun tartışılacağın söyleyen Binici, “Bu durumun çeşitli amaçları var ve dönemsel olarak yapılıyor. Devlet vergiden elde ediyor. Vatandaştan zamanında bunu da alamamış. Dolayısıyla devletinde paraya ihtiyacı var. Parayı tahsil etmek yolunda kamu alacakları sisteminin özünde yatan budur. Olayın siyasi boyutu da farklıdır. Aslında iktidar ve muhalefet anlamında iki farklı söylem diyerek, hangisi doğrudur tartışılır” dedi

Enis Berberoğlu’nun davasına ilişkin, “Dosyanın içeriğini kararın doğruluğunu tartışmıyorum. Ancak anayasa mahkemesinin kararında hukuka aykırılığın giderilmesi için göndermiş olduğu mercinin karara uyması gerekmektedir.14. Ağır Ceza Mahkemesi kararında tartışmaya yol açtı. Hukukla yakından uzaktan alakalı değildir” dedi

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, bir televizyon programında partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkında ‘FETÖ'cü’ olduğu iddiasını dile getirmesini de yorumlayan Binici, “Parti’nin kurucuları arasında yer alan Ümit Özdağ oldukça saygın bir siyasetçidir. Buğra Kavuncu, Özdağ’ın kurucusu olduğu partinin İstanbul İl Başkanı’dır. Kendi il başkanı hakkında böyle bir söylem kullanması şaşırtıcıdır. Bu konuda yargıç değilim ancak oradaki yanlış, Ümit Özdağ’dır. Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğu iddiasındaysa, yapacağı tek şey suç duyurusunda bulunmaktır. Ayrıca bu zamana kadar bundan eminse savcılığa suç duyurusuna bulunmaması da suçluyu saklamaktan kendisinin de yargılanması gerekmektedir. Konuşulması gerektiği yer televizyon programı değil, yargı mercidir. İYİ Parti açısından da disiplin kurulu işletilip, işletilmemesidir” dedi

İYİ Parti’nin üçüncü yıl kutlamalarına dairde değerlendirmede bulunan Binici, “İktidar bloğunun İYİ Parti’ye çeşitli ithamlarda bulunmasına rağmen anketlerdeki oy oranına sahipse bu süreçte iyi ilerlemiştir. Yakın zamanda İzmir’de 3. yıl kutlamasını da yaptı. Buna istinaden sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı kutlama mesajında oldukça ılıman bir söylem kullandı” dedi

Kemalpaşa’daki yerel yönetimin gidişatına dair, tüm partiler ilçenin iyiliği için hizmet etmek adına çalışıyor diyerek, “Meclis’te yer almıyorum ancak tüm partilerin diyaloglarını sıcak tutarak kutuplaşmadan uzak durmaları yönünde temennim olabilir. Amaç, halka hizmet etmektir” açıklamasında bulundu.

Editör: Haber Merkezi