İZ GAZETE- Asgari ücrete zam için masaya oturan sendikaların enflasyonu göz önünde bulundurmaları gerektiğini kaydeden Doğruyol, birçok hakkın gasp edildiğini, memurların da 2002 yılından bu yana bir kuruş karının olmadığını söyledi. Herkesin bir dünya görüşü olduğunu ama bunu sendikacılığa yansıtmanın doğru olmadığını da sözlerine ekledi.

“Pandemi döneminde bile siyasi görüşünden dolayı 30 yıllık hemşireyi filyasyona veriyorlar, 5 yıllık hemşireyi yoğun bakıma alıyorlar. Bizim vicdanlarımız sızlıyor. Yoğun bakımda çalışan hemşirenin bir tecrübesinin olması gerekir” diyen Doğruyol, “Sağlık Bakanlığı’nın genelgesine göre de öncelik tecrübeli olandadır. Biz İzmir merkezli olarak kurulduk ve İzmir merkezli olmaktan gurur duyuyoruz. İzmir demokrasinin bir adım daha önde olduğu bir ildir. Bir örgütlenme çabamız var. Pandemi girdi araya tüm bunlara rağmen 500’ü geçtik sayı olarak” şeklinde konuştu.

‘DURUM İÇ AÇICI DEĞİL’

Tüm dünyanın pandemiyle savaştığını hatırlatan Doğruyol, İzmir’deki İl Sağlık Müdürü ve bürokratların elinden gelen çabayı gösterdiğini ve bu durumun kimsenin suçu olmadığını kaydetti. Yanlışları ‘marjinal’ oldukları için veya kötü durumları kullanmak için dile getirmediklerini doğru olan şeyi yapmak istediklerini kaydeden Doğruyol, “İzmir’de durum pek iç açıcı değil, birçok yoğun bakım servisi açıldı ve açılmaya devam ediliyor. Geçtiğimiz günlerde bir vatandaş beni aradı ve yoğun bakıma yatması ile ilgili 90 küsurlu sıralarda olduğu söylenmiş. Biz teyit için birimlerimizi aradık orada da 100’den fazla beklenti olduğu söylendi. Yoğun bakım açıyoruz ama bu yoğun bakımları açarken malzemelerin, ortamın yeterli olması lazım. Yoğun bakım servislerinin çok fazla açılmasından dolayı, oksijen basıncının düşeceği yönünde bilgiler geldi” dedi ve yoğun bakımda çalışan hemşirelerin, hasta bakıcıların işlerinin çok zor olduğunu söyledi. Atamaların daha fazla yapılabileceğini ve emekli olup gönüllü olan sağlık çalışanlarının sürece katkısı olabileceğini de belirtti.

‘KARŞILIĞINI VERİN’

Esnek mesai uygulamasını da değerlendiren Ahmet Doğruyol, “Bu uygulamaya sağlık çalışanları hiçbir zaman geçmedi zaten geçmesi mümkün değil. Bunu sağlık çalışanlarımız vicdanen zaten istemez. Ancak bu uygulamaya geçiliyorsa, sağlık çalışanlarına da bunun karşılığının verilmesi lazım. Mesela ek ödeme yapılması lazım, fazla mesai verilebilir. Sağlık çalışanlarımızın yüzde 50’si verildiği söylenen ek ödemeleri almadı. Sağlık çalışanlarımızın pek çoğu genel olarak kendilerini ‘ötekileştirilmiş’ hissediyor. Sağlık çalışanlarının pek çok sıkıntısı varken bir şeyler yapın artık. Hemşire arkadaşlarımızdan en fazla ek ödeme alan herhalde bin 600 civarında aldı, maaşların yüzde 100 artması gibi bir durum söz konusu değil. Ambulans şoförlerinin pek çoğu hiç almadı. Doktor hemşire bile diye ayrım yapılmamalı, herkese standart ver, bunun düzenlemesini bile yapamıyoruz biz. Pandemi döneminde bu insanların çocuklarına bakacak kimse yok” dedi.

‘VERGİ KALKMALI’

Hükümetin defalarca söz verdiğini belirten Doğruyol, 3600 ek göstergesinin artık kabul edilmesi gerektiğini ve koronanın meslek hastalığı kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Hemşirelerin taban ve tavan maaşlarını söyleyen Doğruyol, rakamların düşük olduğunu kaydetti. Doğruyol, “Asgari ücretten verginin tamamen kaldırılması lazım. Vergi dilimlerinin tekrar ayarlanması lazım. Vergi dilimi 5 olarak artıyor, yüzde 5’in altında aldığınız her zaman maaşınızın artmasını değil düşmesini sağlıyor. 18 yıldır bu ülkeyi tek parti iktidarı yönetiyor, biz dolayısıyla olumlu bir şeyler bekliyoruz artık. Bu ülke bizim, biz insanlarımızı seviyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÜVEY EVLAT MUAMELESİ’

Bazı yetkililere göre asgari ücrete zam yapılmaması gerektiğini hatırlatan Doğruyol, “Asgari ücretin 3 bin liranın altında olmaması gerekir. Görüşmelerden 2 bin 600 gibi çıkar diye tahmin ediyorum. Bizim asıl sorunumuz asgari ücret tespit komisyonu. Hükümetin işçinin yanında olmasını bekleyemeyiz zaten. 11 kişiden oluşan heyetin 6 tanesi hükümet tarafında 5 tanesi sendika tarafında. Bu işin bir mantığı yok” ifadelerini kullandı. Doğruyol, depremde de en sağlam olması gereken binaların sağlık kuruluşları olması gerektiğini söyledi ve İzmir’in sağlık yatırımları adına ‘üvey evlat’ muamelesi gördüğünü iddia etti ve İzmir’de butik hastaneler olması gerektiğini söyledi. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü için de yeni binalara ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.

Editör: Haber Merkezi