Gizem TABAN/İZ GAZETE- Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin il binasının açılışını yapmak üzere İzmir’e geldi. Babacan, açılış öncesinde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Babacan, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Babacan’a, Genel Başkan Yardımcısı Sanem Oktar ile Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin de eşlik etti. Toplantıda DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile kent gündeminde yer alan; Urla, Menemen ve Torbalı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Genel Başkan Babacan kahvaltılı basın toplantısının ardından DEVA Partisi İzmir İl Binasının da açılışını gerçekleştirdi. 

‘PARTİMİZ İLİŞKİ ZİNCİRİYLE KURULMADI’
Teşkilat yapısı ve çalışmaları hakkında bilgilendirmeler yapan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Deva Partisi 1 yaşını doldurdu. 14 aylık bir siyasi partiyiz. 14 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen biz 81 ilimizde il başkanlarımızı görevlendirdik, ilçelerin büyük kısmında ilçe başkanlarımızı görevlendirdik. Seçime girme hakkını rekor bir sürede sağladık. En önemli sebebi teşkilatlanmamıza web site üzerinde üye olmak gönüllü olmak isteyen arkadaşlarımızın pek çoğuyla iletişime geçmiş olmamız. Deva Partisi ilişki zinciriyle kurulmadı. Teşkilatlarımızda görev almak isteyen tüm vatandaşlarımıza fırsat eşitliği sunduk. Bu da sanırım siyaset tarihinde bir ilk.  Sıfırdan bir teşkilat yapısı kuruyoruz. Önümüzdeki aylarda ilçe kongrelerimiz vesilesiyle yine İzmir de olacağız. Bir başka çalışmamız ülkemizin yarını. İlk 90 gün 360 günde yapılacakların hazırlığını yaptık. Daha sonra bölüm bölüm konu balığı altında hazırlıklarımızı açıklamaya başlayacağız. Bu da siyaset tarihinde bir ilk. Muhalefetteyken sadece yanlışları ortaya koyan değil aynı zamanda her konuda çözüm üreten bir partiyiz. Bu çalışmalar ile ilgili yetkin ve uzman arkadaşlarımız teşkilatımızda olsa da dış halkalara da ulaşıyoruz onların görüşlerini de alıyoruz” diye konuştu. 

‘İYİ Kİ KURMUŞUZ’
Mevcut iktidarın ülkedeki sorunları çözemeyeceğine kanaat getirdikleri için DEVA Partisi’ni kurduklarını belirten Babacan, “Ülkemizin gündemi hızla değişiyor. Türkiye, gündem zenginliği açısından dünyada ilk sıralarda. Keşke pozitif bir gündem olsa ama oldukça olumsuz gelişmeler oluyor. Bu gelişmeleri yakından izliyoruz, partimizin ilke ve değerleri ışığında tutumuzu ortaya koyuyoruz. Halkımızın, gerçekleri duyması çok önemli. Bizlere düşen görev olayların gerçek yüzünü anlatmak. Çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. Ülkemizin, sıkıntıları çok büyük ve gittikçe büyüyor. Eski sorunların üzerine yenileri ekleniyor. Bunun böyle olacağını gördük ve partimizi o nedenle kurduk. Mevcut hükümetin bu ülkenin sorunlarına kesin olarak çözüm bulamayacağını gördüğümüzde partimizi kurduk. Yeniliklere ihtiyaç ve talep olduğunu gördük. Ülkedeki çok önemli bir boşluğu doldurmaya başladığımızı görüyorum ve iyi ki Deva Partisi’ni kurmuşuz diyorum. Çok önemli bir sorumluluğumuz var. Bunu yerine getirmek için korkusuz ve düzgün, geçmişinden bugününden endişe etmeyen bir kadroya ihtiyaç var. Türkiye’de bugün yanlışları eleştirmek kolay değil. Büyük bir toplumsal sorumluluk gereği bunu yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYAÇ VAR’
‘Türkiye’nin genel durumuna baktığımızda her gün bir seçim kampanyasının ortasındaymışız gibi geçiyor’ diyen Babacan, “Bu şunu gösteriyor; ülkede bir iktidar değişikliğine ihtiyaç var. Mevcut iktidarın sorunları çözebileceğine dair toplumdaki beklenti düşük. Cumhur İttifakı’nın iki ortağı da seçim olsa kazanma ihtimallerinin çok düşük olduğunu biliyor. Kaybedeceklerini düşündükleri seçime göz göre göre gitmezler. Seçim ihtiyaç olsa da hükümetin seçime gitmesi için bazı şeylerin oluşması lazım” dedi.

İTTİFAKLAR İÇİN NE DEDİ?
İttifaklara bakışı ve cumhurbaşkanı adaylıkları hakkında açıklamalarda bulunan Babacan, “İttifak 2018 seçimlerinden önce çıkarılan bir kanunla hukuki bir form haline getirildi. Adı üstünde bir seçim ittifakı. İttifak kurmanın da en önemli farkı baraj farkının ortadan kalkması. Bizim açımızdan Deva Partisi çok yeni bir parti. Kendi özgün kimliğimizi ortaya koymak, vatandaşlarımızın bizi daha iyi anlamasını sağlamak. İttifak konusu karşı değiliz ama peşinen de şu ittifak içerisinde yer alırız ittifak istiyoruz demiyoruz. Bunu bugünden konuşmanın erken olduğunu düşünüyoruz. Önceliğimiz teşkilat yapımızı tamamlamak ve özgün kimliğimizi oluşturmak. Diğer siyasi partilerle ittifak konusu hiç konuşmadık. Çünkü herkes biliyor ki bunları konuşmak için çok erken zamanı geldiğinde değerlendirilir. Aynı şey cumhurbaşkanı adaylığı için de geçerli. Bunun için de çok erken. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda seçimlerden önce karar verilecek bir konu” ifadelerini kullandı.


İZMİRLİ NEDEN DEVA’YA OY VERSİN?
‘İzmirli DEVA Partisi’ne neden oy versin?’ sorusunu yanıtlayan Babacan, “İzmir çok önemli bir şehrimiz.  Biz biliyoruz ki İzmirliler ülkemizi çok seviyor ve ülkemizde olup bitene üzülüyorlar. Arka arkaya her seçimde açıkça tercihini ortaya koyan şehirlerimizden biri İzmir.  Sorunların bu kadar farkında olan bir şehrin çözümler konusunda en hazırlıklı olan partiye, yani DEVA Partisi’ne destek vereceğini düşünüyorum. Kaldı ki dün havaalanından otobüsle geçerken vatandaşlarımızdan gördüğümüz teveccüh tespitimizi teyit ediyor. Ayrıca, İzmir ekibine inanıyorum, güveniyorum” dedi.

‘GÖREV YAPTIĞIM DÖNEMDE TÜRKİYE BAŞARILIYDI’
‘Önceki dönemlerde AKP’de birçok görevde bulunmanız şu an karşınıza engel olarak çıkıyor mu?’ sorusunu yanıtlayan Babacan, “Ülke ve devlet yönetiminde sorumlu olduğum alanlarda gelişmeler çok iyiydi. Türkiye ekonomisi o dönem ekonomik krizden çıktı, 34 yıldan sonra ilk defa enflasyon tek haneye düştü, paradan 6 sıfır attık.  Daha sonra Avrupa birliği standartlarını yakalamak için çalışmalar yaptık. Demokrasimizin kalitesini yükselttik. Türkiye, her türlü olumlu sıralamada yükseldi. Daha sonra içişleri bakanlığı yaptım, uluslararası itibarın zirvede olduğu günlerdi. Tüm başarılar ortada. Benim vatandaşlarımla olan temasımda vatandaşlarımızın hatırladığı benim görev yaptığım alanlarda ve dönemde Türkiye’nin başarılı olması.  O dönemlerde, dönemin Başbakanı Erdoğan ile zıt düştüğümüz ile ilgili birçok haber var” dedi.

‘CUMHURBAŞKANI, YARGIYA SİNYAL VERMELİ’
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suç Örgütü Lideri Sedat Peker ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili iddialar karşısındaki açıklamasına ilişkin konuşan Babacan, “Şu an olanları ancak iddia olarak görebiliriz, o söylenenleri delil kabul edip de kanaate ulaşamayız. Ancak cumhurbaşkanının uzun bir izleme döneminden sonra dünkü tercihi mevcut düzenin bir süre daha devam etmesinden yana oldu. Ya bakanlarına tutum alıp ittifak ortağını kaybedecekti ya da kurulu kötü düzenin devamından yana tercih yapacaktı. Tercihi, devamdan yana oldu. Çok kötü bir tablo. Biz de bunu bekliyorduk, sürpriz olmadı. Seçime gidelim de vatandaştan bir güven tazeleyelim demedi. Bu cumhurbaşkanının tercihidir ama vatandaşların bir değerlendirmesi de mutlaka olmuştur. Vatandaşımız da söyleyeceğini seçim günü söyleyecektir. Cumhurbaşkanının dünkü değerlendirmelerine gelecek olursak; her açıdan ibretlik. Şunu bekliyordum o kadar itham var, karşılıklı iddialar ve ithamların savcılıklar tarafından incelenmesi gerekir ifadesini beklerdim. Yargı korkuyor. Öyle konular yaşandı ki hakimler diyordu ki ‘ya ben bu kişiyi hapse atacağım ya ben gireceğim’ korkusu yaşadı. Bu durumda cumhurbaşkanından yargıya gidecek bir sinyal çok önemli.  Ancak ülkede son 1 aydır siyaset-mafya-bürokrasi üçgeninin ülkede hangi boyutlara geldiğinin saçılması asıl gündemden uzaklaştırdı. Ülkenin asıl gündemi işsizlik, ekonomi. Fakat hükümet düne kadar sessiz bir şekilde izledi, belki de gündemin bunlarla meşgul olmasını istemiş olabilir bilemiyoruz” açıklamalarında bulundu.

AKŞENER’E DESTEK MESAJI
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile ilgili sözlerini hatırlatan Babacan, “Cumhurbaşkanının, bir muhalefet partisi genel başkanı ilgili ifade ettiği sözler bu ülke adına utanç kaynağıdır. Devletin en önemli görevi vatandaşlarının güvenliğini sağlamaktır. Vatandaşların güvenliğinden sorumlu olan devletin başında olan kişinin siyasi bir rakibini tehdit etmesi, ‘ileride daha fazlası olacak’ demesi ne demektir? Mafyalar çeteler o kadar devletle içli dışlı hale gelmiş ki, ülkeyi kabadayılıkla yönetmeye çalışıyorlar. Bu ülkeye bu yakışır mı? Ülkem adına utanç duydum. Tarafsız olması gereken bir cumhurbaşkanının, bir siyasi parti genel başkanına şiddet vakası olduğundan yapacağı iş güvenlik birimlerini göreve çağırmaktır. Dünkü açıklamasından sonra bu ülkede olacak siyasi şiddetin sorumlusu cumhurbaşkanının kendisidir. Bunun önünü açmıştır. Böyle bir şey kabul edilemez. Burası ya bir hukuk devleti olur ya da mafyanın çetenin suç örgütlerinin eline düşen bir ülke olur. Biz ülkemizin hukuk devleti olmasını istiyoruz. Suç örgütlerinin eline düşen bir ülke olmasını istemiyoruz” diye konuştu.

İL BAŞKANI’NDAN ÇARPICI ÇIKIŞ
İzmir'in yönetimine dair gelen soruyu cevaplayan İl Başkanı Seda Kaya Ösen de çarpıcı bir çıkışa imza attı. Genel iktidarın uzun yıllardır görevde olmasından dolayı sıkıntı yaşandığını ifade eden Ösen benzer durumun İzmir'de de olduğunu söyledi. Ösen, “Son yapılan bir ankete göre İzmirliler bürokrasinin hantal olmasını ve kadrolaşmayı sıkıntı olarak görüyor. Çok uzun süre iktidar olmanın getirdiği bir durum. Tunç Başkan'ın Akdeniz'in yıldızı vizyonunu olumlu buluyoruz. İzmir'de seçimle kazanılmayan ilçelerin kayyumlarla ve transferlerle alındığını görmek iktidar partisinin demokrasiye bakışını gözler önüne seriyor. Bizim duruşumuz nettir. İzmirlilerin oy verdiği bir iktidarın değiştirilmek için çalışılması ülkenin geldiği kutuplaşmanın bir göstergesidir” dedi.

Editör: Haber Merkezi