İz Televizyonu ekranlarında yayınlanan Özgür Coşkun ile Politik’İz programının konuğu DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen oldu. Ösen, Ali Babacan’ın İzmir ziyaretinden parti içi çalışmalara, yerel yönetimlerden genel ekonomiye kadar birçok konuyu değerlendirdi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın İzmir ziyaretine yönelik konuşan Ösen, “Bayraklı kongremiz vardı, çok coşkulu ve güzel geçti. Bayraklı bizim yaptığımız ilk büyük kongrelerden biri oldu, yüksek bir katılım vardı. Depremzedelerle buluştuk çünkü biliyorsunuz ki İzmir depreminin birinci senesi dolmak üzere. Zaten geçen sene deprem meydana geldiğinde Genel Başkanımız Babacan, İzmir’e gelmiş ve yerinde tespitlerde bulunmuştu. Ardından Menderes İlçe Binası’nın açılışına katıldık. Bina çok önceden açılmıştı ama Genel Başkanımızın gelmesi bizi mutlu etti. Mendereslilerle buluştuk, daha sonra Kordon’da gençlerle buluştuk. Genel Başkanımız özellikle bunu çok istedi. Gençlerin kendisine olan ilgisini görmek çok etkileyiciydi” dedi.

‘YÜZLERCE KİŞİYİ SİYASETE KAZANDIRDIK’

İl Başkanlığında 1 yılı geride bırakan Ösen, çalışmaları hakkında konuşarak, “İki tane esas görevimiz var, birincisi teşkilatlanmayı kurmak. Şu an İzmir İl Yönetimi 30 ilçenin 23’ünde örgütlenmiş durumda, bu da İzmir nüfusunun yüzde 92’sini kapsıyor. Tabii ki diğer 7 ilçemiz de çok önemli, inşallah yılbaşına kadar 30’da 30 yapacağız. Onların aşağı doğru teşkilatlanması daha uzun sürecek diye büyük ilçelere öncelik verdik. İkinci esas görevimiz yeni siyasi kültürü İzmir’e yaymaya çalışmaktı, bu açıdan mütevazı olamayacağım, başarılı olduğumuzu düşünüyorum çünkü bizim ilçe başkanlarımızın yüzde 80’ini daha önce siyaset yapmamış kişiler. Biz yüzlerce kişiyi siyasete kazandırdık. İzmir teşkilatında kadın üye oranı yüzde 35. Burada da kadınların hareketliliğini görüyoruz, hedefimiz bu oranı yüzde 50’ye çıkarmak. 6 tane ilçe başkanımız da kadın” diye konuştu.

DEVA Partisi’nin sloganlarından biri haline gelen, “Dinleyen ve izleyen bir partiyiz” ifadesini değerlendiren Seda Kaya Ösen, “Kendimizi hiçbir zaman kısır siyasi çekişmelerinin içine sokmuyoruz çünkü bunların halkın nezdinde hiçbir karşılığı olduğunu düşünmüyoruz. Tabii ki eleştireceğiz, muhalefet partisiyiz ve iktidar hedefi olan bir muhalefet partisiyiz” dedi.

‘GENÇLER UMUTSUZ’

İzmir’in ve Türkiye’nin sorunlarına değinen Ösen, “İzmir’in veya Türkiye’nin neresine gidersek gidelim sıkıntılar bir. Çok ciddi bir yoksullaşma yaşıyoruz. Pazarda o kadar çok hikaye duyduk ki, elinde küçücük bir torba olan teyze ‘Ben buna 150 TL verdim’ dedi. Her gün bu tarz hikayeler duyuyoruz, Türkiye’nin en kritik sorunlarından biri korkunç bir kutuplaşmaya gitmemiz. Hiçbir zaman zengin bu kadar zengin, fakir bu kadar fakir olmamıştı. Bazı kiralar duyuyoruz, örneğin İzmir’de olan depremden sonra- diyoruz ki bu kirayı kimler verecek? Kur her gün rekor kırıyor, gençlerde çok ciddi bir umutsuzluk var. Çok iyi okullarda okumuş gençler ülkelerinden umutsuz. İstediği gibi yaşayamıyorlar, özgür değiller, tweet bile atamıyorlar ve yurtdışına gitme hayalleri var. Biz neden kalifiyeli beyinlerimizi yurt dışına verelim ama kim böyle baskıcı bir ortamda yaşamak ister?” ifadelerini kullandı.

‘ADALETSİZ YERDE EKONOMİ İLERLEMEZ’

“Genel Başkanımıza ekonomiyi nasıl düzelteceksiniz diye sordukları zaman ilk cümlesi, ‘Hapisteki gazetecileri ve fikir suçlularını çıkaracağız’ demek oluyor” diye konuşan Ösen, “Adaletin ve özgürlüğün olmadığı bir yerde ekonomi de ilerlemez. Bir yatırımcının kendi ülkesine yatırım yapması için ülkedeki hükümete, devlete ve adalete güvenmesi lazım. Yarın öbür gün yatırımının üstüne birinin çökmeyeceğinden ya da bir vakfa peşkeş çekilmeyeceğinden emin olması lazım.” diye konuştu.

‘ESAS SEÇENEĞE DÖNECEĞİZ’

İzmir’deki yerel yönetimin çalışmalarını değerlendiren Ösen, “İzmir’de şikayet edilen iki önemli şey var. Biri hantallık ikincisi de kadrolaşma. Bunlar da çok uzun süre iktidarda olmanın verdiği bir yan etki olarak değerlendirebiliriz. Nasılsa herkes oy veriyor düşüncesinin bir yerden sonra hizmet aksaklığına yol açtığını biz sahadan duyuyoruz. DEVA Partisi sadece genelde değil, yerelde de iktidarın en büyük alternatifi olacaktır. Şu an anket şirketlerine baktığınız zaman hemen hemen her partilinin ikinci partisiyiz. Ama şu an partimizi yeterince duyurup, alternatif olmaktan esas seçeneğe dönmeyi başarmamız gerekiyor. Bunu yerelde de başaracağımızı düşünüyorum, ilçe teşkilatlarımız da bu konuda çok aktif çalışıyorlar. O günkü ittifak durumuna göre bu değişebilir ama biz her ilçede iddialı olacak, aday çıkarabilen, kadın ve gençlerin ağırlıklı olduğu teşkilatlar kuruyoruz. Açıkçası halktan da çok ciddi teveccüh görüyoruz. Bugüne kadar sahada kötü bir söz duymadım. Bu Genel Başkanımızın siyasi kariyeriyle de çok alakalı. Bizim en büyük avantajımız Ali Babacan gibi bir Genel Başkana sahip olmak. Hayatı boyunca AKP’ye oy vermemiş insanlar bile genel başkanımızın çalışkanlığı, başarısı ve dürüstlüğüne toz konduramıyor. Siz hangi parti inanırsanız inanın, Ali Babacan’dan daha iyi bu ekonomiyi kim toparlayabilir ki? Bu süreçten çıkarılabilecek en iyi lidere sahibiz” dedi

Editör: Haber Merkezi