DERLEYEN: GİZEM TABAN- Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Buca İlçe Başkanı Aybar Uygur, İz Televizyonu’nda yayınlanan Özgür Coşkun ile Politik’iz programının konuğu oldu. Parti çalışmaları ve politikalarına dair bilgiler veren Uygur, Buca’ya ilişkin de değerlendirmelrde bulundu. Uygur, yeniden bir Bucalılık kültürü yaratmayı hedeflediğini belirtirken DEVA Partisi’nin hem Türkiye’nin hem Buca’nın geleceğine damga vuracağına söyledi.

‘KAYITSIZ KALAMADIM’

Gençlik yıllarından bu yana siyasetin içinde olduğunu belirten DEVA Partisi Buca İlçe Başkanı Aybar Uygur, Ali Babacan’ın liderliğinde kurulan DEVA Partisi’ne katılma sebebini, “Ülkenin yeniden ortak akılla büyüyen bir siyaset anlayışına kavuşmasını ve ehil kadroları tekrar devlet yönetimlerine teslim etme anlayışını yürekten desteklemek istedim. Deva Partisi’nin güncel siyaset anlayışı biraz daha farklı, çağı ve gençliği yakalamada diğer siyasi partilerden daha önde, bunu da hem söylemleriyle hem de geçmişiyle kanıtladığı için bu harekete destek vermek istedim” sözleriyle açıkladı. Partinin kuruluş sürecinde ilk olarak İzmir İl Yönetiminde görev aldığını söyleyen Uygur, “Daha sonra, genel merkezimiz Buca’yı çok önemsediğini belirterek tecrübelerimi paylaşmam için ricada bulundular, ben de kayıtsız kalamadım” diyerek Buca İlçe Başkanlığı görevine nasıl başladığını da aktardı.

‘İLÇE BAŞKANI OTURMAMALI’

“Buca sokaklarında Deva Partisi’ ne gönül veren dostlarımız ve yönetimimizle beraber üye yapma, halkın içinde olma, halka kendimizi anlatma, halkın bizde bulduklarıyla parti politikalarımızı birleştirme konusunda yoğun bir çaba veriyoruz” ifadeleriyle açıklamalarını sürdüren DEVA Partisi Buca İlçe Başkanı Uygur, “Partimizin ilçe binası Buca’nın en işlek caddelerinden biri olan Menderes Caddesi’nde yer alıyor. İlçe binamızda en küçük odayı ilçe başkanlığı odası olarak seçtim. Bu benim için çok kıymetli… Çünkü, ilçe başkanı oturmamalı” dedi.

‘DEVA VE BUCA UYUŞUYOR’

Buca’da DEVA Partisi’ne yoğun bir ilgi olduğunu kaydeden Uygur, “Başımızı dik tutan bir Genel Başkanımız var. Sayın Babacan’ın geçmişteki başarıları politikaları, siyasetteki duruşu, bizim en önemli kapı açacağımız. Halk, eğer doğru anlatılırsa, kendi ile siyaset arasında bir köprü hissederse, bu köprüden geçmekten tereddüt etmiyor. Buca’nın demografik, siyasal ve kültürel olarak DEVA’nın politik anlayışına çok uygun bir altyapısı var. Biz DEVA Partisi olarak çok kısa sürede Buca’nın çok önemli noktalarından hem üye bazında hem sempati bazında hem de karşılık bulma anlamında çok büyük bir ilgiyle karşılaştık. Bizim DEVA Partisi olarak İzmir’de çok önemli sorumluluklarımız var. Biz DEVA’ya gelen insanları herkesten ayrı tutuyoruz. 20 yıllık bir iktidar partisi var, çok uzun yıllardır İzmir’i yöneten bir yerel iktidar var. Bu partilere duyduğu sempatiyi DEVA’ya aktaran insanlara karşı herkesten farklı bir tutum sergilememiz gerekiyor. Bu çok kıymetli bir şey…. DEVA’lı dostlarımızı çok sahipleniyoruz. Ama aynı zamanda herkese dokunarak siyaset yapıyoruz. Buca’da üye sayımız her geçen gün artıyor. Şu an Türkiye’de çok kısa sürede üyeliği en çok artan siyasi parti konumundayız. Bu başarı; birliğin, beraberliğin, uyumun ve dayanışmanı getirdiği bir başarı…” açıklamalarında bulundu.

‘GELECEĞE DAMGA VURACAK’

DEVA Partisi’nin Türkiye’nin geleceğine damga vuracağını ifade eden İlçe Başkanı Uygur, “Yeni bir parti kurmak, yeni bir partide yönetici olmak, insanları ikna etmek kolay değil. Ancak DEVA Partisi, bu ülkenin geleceğine çok ciddi bir şekilde damga vuracak. Bu konuda üzerime düşen sorumluluk çok kıymetli… Buca’ya DEVA üzerinden borcumu ödeme şansım olursa bu beni çok mutlu eder. Öyle bir korku ortamında siyaset yapıyoruz ki, çok ciddi riskler ve baskılarla karşı karşıya kalıyoruz. Ama yılmadan, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği adına bu mücadeleyi vermek zorundayız. Ülke olarak çok zor günler geçiriyoruz. Vatandaşın yaşadığı geçim sıkıntısını gördüğümüzde vicdani olarak büyük bir sorumluluk duyuyoruz. Bu anlamda, bizim daha çok çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Ekonomi yönetimi son derece kötü… Sadece ekonomide de değil, hukuk alanında, kültürel alanda, her alanda geriye gittik. Şunu çok net söyleyebilirim; 20 yıllık AK Parti iktidarının bir 10 yılı var ki, gerçekten çok güzel politikalara imza atıldı, ülke adına ciddi kazanımlar elde edildi ama bütün bu kazanımların altında yatan gerçek; tüm bunların ortak akılla, farklı düşüncelerin sentezlenmesiyle gerçekleşmesiydi. Ama bir 10 yıl da var ki, Türkiye adına atılan tüm olumlu adımları yok etmek istercesine bir süreç yaşandı. Bunun da AK Parti’ye gönül veren tüm arkadaşlarımızın iki elini başının arasına alıp, oturup düşünmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

İTTİFAK İÇİN NE DEDİ?

DEVA Partisi’nin Millet İttifakı’na dahil olup olmayacağına yönelik soruyu yanıtlayan Uygur, “Parlamenter sistem konusunda 6 siyasi partiyle hareket etme noktasında bir sıkıntımız yok. Ancak seçim konusuna gelirsek; biz yeni bir partiyiz, iddialı bir partiyiz. Yeni olmamıza rağmen Türkiye’yi yönetecek çok ciddi eylem planlarını çok kısa sürede hazırladık. Biz DEVA Partisi olarak bugün iktidara gelsek tüm eylem planlarımız hazır. Biz bu ülkeyi ehil kadrolarla yönetme konusunda çok iddialıyız. Parlamenter sistem konusunda birlikteyiz ama daha sonrasını parti yönetimimiz değerlendirir” dedi.

‘YENİ BİR BUCALILIK KÜLTÜRÜ’

“Buca benim için bir aşk” ifadeleriyle açıklamalarına devam eden Uygur, yeniden bir Bucalılık kültürüne ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Buca, sporundan, kültürüne, tarihinden siyasetine kadar her noktada iliklerimde hissettiğim bir kent… Buca’da çok şey değişti, 40 yıl öncesinin Buca’sı ile bugünün Buca’sı çok farklı… Buca, İzmir’in en kıymetli coğrafyası, ilklerin şehri… Cennetle özdeşleştirilen bir yaşam alanı… Geçmişte doğanların çok olduğu Buca, bugün ise doyanların çok olduğu bir Buca var. Yeniden bir Bucalılık kültürü yaratma konusunda çok iddialıyım. Ben Buca’ya çok emek vermiş bir insanım. Tarihi ve zenginliğiyle bilinen Buca, geldiğimiz noktada Türkiye’nin suç oranı en yüksek konumundaki ilçeye dönüşmüş. Göç, ciddi bir tehlike… Bizim, bir Bucalılık kültürüne ihtiyacımız var. Buca’ya emek veren tüm sivil toplum kuruluşlarıyla, siyasilerle, kamuyla birlikte yeniden bir Bucalılık kültürü tartışmamız gerekiyor. Bizi kenetleyen, bizi bir arada tutan bir Bucalılık kültürüne ihtiyacımız var. Bizim üzümümüz vardı, kaybettik, tütünümüz vardı, kaybettik, zeytini zaten kaybettik, kirazımız vardı, kaybettik. Tüm bunlar dışında bir de gurme oğlak kültürümüz vardı. Onu da yakında kaybedeceğiz. 2009- 2010 yıllarında Bucaspor başkanlığı yaptım, o yıllarda Bucaspor bir markaydı, bugün Bucaspor da yok. Elimizde gençlerimize teslim edebileceğimiz, yarınlara gururla taşıyabileceğimiz bir markamız kalmadı. En önemlisi de neyi kaybettik? Buca’dan yetişip Türkiye siyasetine damga vuran Işılay Saygın vardı. Yüksel Çakmur, Türkiye’ye damga vurdu. Ahmet Piriştina, ömrü yetseydi Türkiye siyasetinde çok önemli bir figür olacaktı. Şans verilseydi Türkiye siyasetine damga vuracak bir Cemil Şeboy’umuz vardı, bence başarı grafiği engellenmek için milletvekilliği engellenmiştir. Bir Mehmet Ali Susam’ımız var, esnaf dünyasına çok büyük emekleri olan… Siyaset sahnesine bakıyoruz, kimler kimler unutuldu ama Buca’dan çıkan siyasetçileri hala anıyoruz. 20 yıla baktığımızda ise Buca siyaseti çok savurganlaştı, gelen gidiyor. Bunu kabullenmek mümkün değil. İzmir siyasetini yönlendiren bir Buca, bütün coğrafyasıyla İzmir’in güzelliğini Türkiye’ye yansıtan bir Buca, tüm bu değerlerini kaybetmiş. Yeni bir değer yaratmak zorundayız.”

‘AVM HANÇERLE EŞDEĞER’

Buca Cezaevi’nin yıkılması hakkında da konuşan Uygur, “Cezaevi’nin Buca’dan kaldırılması çok önemli bir adım. Bu adımı gerçekleştiren, emek veren herkese, siyasi partisi ne olursa olsun teşekkür ediyorum. Bu siyaset üstü bir çalışma… Ve siyaset üstü bir ortak aklın hizmetle birleştiğinde ne kadar kıymetli sonuçlar çıktığını görüyoruz. Cezaevi bunun somut bir örneği… Ancak 1989 yılında Cezaevi lotunda; orada yanılmıyorsam 1-2 okul lejantı var, Adalet Bakanlığı’nın lojman lejantları var ama 2003 yılında bu lejant, taralı ticaret merkezi alanına dönüştürüldü. Yani, 2003 yılından beri Buca’yı, İzmir’i yönetenler ve genel siyaset, cezaevinin kalkmasını adım adım getirdiler. Ama hiçbir zaman bu kadar ciddi bir eşgüdümle bu alanı yok etme konusunda bir araya gelinememişti. Taralı ticaret merkezi deyince, orada duracağız. Benim taralı ticaret merkezi anlayışım bir AVM ile eşdeğer… Yani ‘buraya sadece AVM yapılır başka bir şey yapılmaz’ diyor. Ben bir Buca sevdalısı olarak oraya bir AVM yapılmasının Buca’nın kalbine hançer saplamakla eşdeğer olacağını düşünüyorum. Buca’nın nefes alacak bir alana ihtiyacı var. Ben yerel yönetimin ve genel siyasetin Buca’lıların beklentilerine göre hareket etmesini beklerim. Buca’nın kültür-sanat alanına ihtiyacı var, yeni Bucalılık kültürünü yayabilecek alanlara ihtiyacı var. Eğer bu alan yeşillendirilir, çocukların ve gençlerin kullanabileceği bir alana dönüştürülürse çok güzel olur. Tabi ki bunlar, herkesin ortak kararıyla olmalı. Nasıl ki Buca Metrosu’nun temel atma töreninde Buca’ya yapılan hizmeti alkışladıysak, cezaevinin kaldırılmasında da aynı anlayışımız geçerli. Bizim siyaset anlayışımız; Buca’nın hayrına olabilecek her türlü meseleyi uzlaşıyla çözmek” ifadelerini kullandı.

‘METRO ÇOK KIYMETLİ’

DEVA Partisi İlçe Başkanı Uygur, yaklaşık 1 buçuk ay önce temeli atılan Buca Metrosu’na ilişkin, “Geç kalmış bir hamle ama bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’e emekleri için teşekkür ediyorum. Trafik konusunu çok ciddi şekilde çözeceğini düşünüyorum. Bir an önce başlaması bizim için çok kıymetli” dedi.

‘KADİM BİR İNSANDIR’

Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç hakkında da değerlendirmelerde bulunan Uygur, “Erhan Kılıç, kadim bir insandır. Buca’nın 25 yılında hem yerel yönetimde hem sivil toplumda vardır. Duruşuyla, beyefendiliğiyle sağ olsun her zaman bize karşı iyi bir yaklaşım içinde olmuştur. Bu konuda müteşekkirim. İlçede trafik en önemli sorun ancak bu kadar nüfus yoğunluğuna ne kadar yol yaparsanız yapın bunu aşma şansınız yok. O yüzden metro konusunda olmazsa olmaz bir anlayış içerisindeyiz. Temizlik konusunda bazı mahallelerimizin ciddi sıkıntısı var. Bizim bir Seyhan Mahallemiz var, o mahallenin çöp metreküpü bütün Buca’nın çöp metreküpünün yaklaşık yüzde 30’una tekabül ediyor. Bunun ciddi bir maliyeti var. Buca’nın sorunlarını çözmek için çok komplike bir ortak politikaya ihtiyaç var. Ancak en önemli sorun; çocuklarımıza bırakabileceğimiz bir Bucalılık kültürü…” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi