Cengiz Aldemir/ANKARA - Yargının siyasallaşmasının hukuk sistemimizin bir sorunu olduğu gibi, aynı zamanda ekonomik sorunların da temel kaynağı olduğunu vurgulayan İYİ Parti Gurup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, meclis de yaptığı konuşmasında, Siz ekonomi paketi hazırlarken perde arkasında bu meselelerin doğrudan "demokrasi" ve "hukukun üstünlüğü" kavramlarıyla alakalı olduğunu göz ardı ettiniz. Oysaki, bu saydıklarım ekonomik büyüme ve kalkınma için olmazsa olmaz şartlardandır. Çok açık bir şekilde ifade etmek gerekir ki Türk ekonomisin boğuştuğu sorunların esas sebebi demokrasiden ve hukuktan uzaklaşılmasıdır” tespitini yaptı.

YARGIDA GERİYE GİDİŞ

Türkiye’de hukukun üstünlüğü demokrasi ve basın özgürlüğü konularında yaşanan düşüşün, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle daha da derinleştiğini ifade eden Dervişoğlu, yirmi yıldır yargı sistemi planlı ve sistematik olarak tahrip edildiğini ve yargının cemaatlere, tarikatlara ve hatta terör örgütlerine bağlı yargıçlara emanet edildiğini söyledi.

"Dünya Adalet Projesi" adlı kuruluşun yayınladığı 2020 yılına ilişkin Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ndeki verilere işaret eden Dervişoğlu, Türkiye'nin 128 ülke arasında 107'nci sırada yer aldığını kaydetti. 2011'de 44'üncü sırada olan Türkiye’nin 2014'te 59, 2016'da ise 99'uncu sıraya gerilediğini, partili Cumhurbaşkanlığı sistemi sonrasında ise 109'uncu sıraya gerileyerek Bangladeş, Myanmar gibi ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekti.

HİBRİT REJİMİ

Türkiye’nin uluslararası hukuk araştırma raporlarında, "Ne demokratik ne de diktatöryal olarak tanımlanabilecek hibrit bir rejimle yönetiliyor." diye tarif edildiğini belirten Dervişoğlu, “ Bu durum, artık vatandaşların günlük yaşantısına da yansımış durumdadır. Vatandaşlarımız arasında adalet sisteminden memnuniyet oranı 2007'de yüzde 67 iken, 2018'de bu oran yüzde 44'lere düştü. Ne yaptınız, ettiniz vatandaşı da bu ülkede adalet olmadığına ikna ettiniz” eleştirisinde bulundu. Sistemin yarattığı belirsizliğin sabit sermaye yatırımlarını durdurduğunu, sanayicinin 2001 krizinin ardından ilk kez net borç ödeyici pozisyona düştüğünü kaydeden Dervişoğlu, 2012 yılında devlet tahvillerinin dörtte 1'inin yabancıların elindeyken bugün, bu, yüzde 5 seviyesine gerilediğini söyledi.

DOĞRU YOLU BULUN

İktidarı hukuk, adalet ve demokrasiyi yok etmekle suçlayan Dervişoğlu tepkisini şu cümlelerle ortaya koydu: “Bakın, hukukun üstünlüğüyle ilgili bir endeks değer var, her yıl için hesaplanır. 2009'da bu endeks değerimiz 0,49; on yıl içinde sürekli aşağıya doğru gelmiş ve 2019'da 0,39 olmuştur. Aynı on yıl içerisinde tüm ekonomik göstergeler bozulmuş, neredeyse iyiye giden hiçbir şey kalmamış. Sizce bu tesadüf müdür? Yok tesadüf değilse gerçekten ekonomi ve hukuk arasında bir kuvvetli ilişkiler ağını yönetememek gibi bir problemden muzdarip durumda mıyız? Şimdi yeniden söylüyoruz; mesele almaya çalıştığınız ekonomik tedbirlerin ötesinde yeni paket açıklayarak ya da yurt dışında yatırımcıları ikna etmeye çalışarak içinden çıkılabilecek bir durum olmayı geçmiştir. İktidar olarak yok ettiğiniz hukuku, adaleti, demokrasiyi yeniden inşa etmek mecburiyetiyle karşı karşıyasınız. Emin olun bu konuda doğruları yapmaya gayret sarf ettiğiniz müddetçe, muhalefet olarak sizden desteğimizi esirgemeyeceğiz. Siz yeter ki doğru yolu bulunuz. Hep beraber ülkemizin gerçek sorunlarına yönelelim ve bunu gerçekleştirmek için de gönül birliği, el birliği, iş birliği yapmaktan geri durmayalım.”

Editör: Haber Merkezi