Cengiz Aldemir/ANKARA - Ülke hayvancılığına dayalı üretimde son dönemde yaşanan olumsuz gelişmelerin gıda güvenliği ve gıdaya erişim konusunda endişe yarattığını belirten İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, hayvancılık sektörünün içinde bulunduğu sorunların araştırılmasını istedi.

Tarım üreticisinin yaşadığı sorunların son yıllarda daha da arttığına dikkat çeken Dervişoğlu, kendi kendine yeten bir konumda olan Türkiye’nin, yanlış tarım politikaları yüzünden, her türlü ürünü ithal eder duruma düşürüldüğünü söyledi.

ÜRETİCİ SEKTÖRDEN KAÇIYOR
Konuyu meclis gündemine taşıyan ve tarımsal üretimin hayvancılık alanında girdi maliyetleri ile ürün satış fiyatları arasına sıkışan birçok üreticinin sektörden kaçmaya başladığına dikkat çeken Dervişoğlu, “Döviz kurundaki artışın da etkisi ile sektördeki girdi maliyetleri son iki yılda hızla yükselmiştir. Kullanılan yem, elektrik, mazot gibi girdi fiyatlarının döviz kuru İle bağlantılı olduğu için maliyetlerin hızla yükselmesine ve üreticinin zarar etmesine yol açmıştır. 2019 Kasım ayından itibaren mısıra, yüzde 42 , soya küspesine yüzde 72 , süt yemine yüzde 48 , besi yemine yüzde 44 zam gelmiş ve buna rağmen çiğ süt fiyatı yeni açıklamaya göre 2,30 olarak sabit tutulmuştur. Prim bedelinin 16 kuruştan 40 kuruşa çıkarılması da sektörün derdine derman olamayacaktır. Üretici her gün her hafta girdi maliyetleri İle karşılaşırken bunun karşılığında elde ettiği çiğ Süt bedelinin arttırılmaması, süt hayvanlarının kesimine ve böylece yakın zamanda süt arzında kriz yaşanmasına sebep olacaktır” uyarısında bulundu.

İKTİDAR DERS ÇIKARTMADI

Benzer durumu 2008 ve 2010 yılarında da yaşandığını ve ithalata yönelen iktidarın bundan ders almadığını hatırlatan Dervişoğlu, et üreticilerinin de aynı sorunları yaşadığını vurgulayarak, “Görünen o ki siyasi irade henüz on-on iki yıl önceki krizlerden ders çıkaramamıştır, Süt üreticilerinin girdi maliyetlerinin azaltılması gerekmektedir. Yine et üreticisi de girdi fiyatlarının yükselmesine karşılık ithal et formülü ile bozulan piyasa dengeleri sebebiyle güçlük yaşamaktadır. Her ne kadar et ithalatının azaltıldığı şöylense de et üreticisinin yükselen girdi maliyetleri konusunda yeterli desteği bulamaması zaman zaman maliyetinin altında elindeki hayvanları kesmek zorunda kalmasına yol açmaktadır” eleştirisinde bulundu.

ERTELENEN BORÇLAR ZORA SOKACAK
Zor koşullarda mücadele veren hayvan üreticisinin sürekli olarak borçlanmaya zorlandığını kaydeden Dervişoğlu, üreticinin bankalara olan kredi borcunun sürdürülemez bir noktaya geldiğine dikkat çekti. Son İki yılda zirai üreticilerin bankalara olan kredi borcunun 98 milyar dan, 119 milyar liraya yükseldiğini, aynı süre içerisinde takibe düşen kredi oranının ise yüzde 3 olduğunu belirten Dervişoğlu, “Pandemi sürecinde ertelenen ya da yapılandırılan borçların ödeme günleri geldikçe bu oranın yukarıya yönlü hareketi kaçınılmaz olacaktır” dedi.

ÜRETİCİYE VERGİ AFFI

Milli bir mesele olan hayvancılık sektörünün yeniden canlandırılması gerektiğini, üreticinin içine düştüğü kısır döngüden kurtarılması gerektiğinin altını çizen Dervişoğlu, üreticinin Tarım Kredi Kooperatiflerine olan 10 milyar TL borcunun, başka sektörlere yapıldığı gibi, bir defaya mahsus, tek kalemde vergi indirimi veya vergi affına dönüştürülmesini istedi. Üreticinin kamu bankalarına olan borçların da bir süreliğine faizsiz ertelenerek yapılandırılmasının, kısa vadede toparlanmaya katkı sağlayacağı önerisinde bulunan Dervişoğlu, 2021 Merkezi Yönelim Bütçesinde Tarım Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 27 oranında artırılırken, tarımsal destekleme kaleminde artış yapılmayarak, 22 milyar Türk Lirası olarak sunulduğunu hatırlattı. Karşılıksız destek ödemelerinin arttırılmasının önemine değinen Dervişoğlu, sorunun çözümü ve yeni bir başlangıç olması için konunun araştırılmasını istedi.

Editör: Haber Merkezi