CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının üst kademelerinde yapılan görev değişiklikleri ve Cumhurbaşkanı söylemleri doğrultusunda alınan kararların ülke ekonomisi üzerinde yarattığı külfetin artarak olmaya devam ettiğini söyleyen İYİ Parti Gurup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, “Ülkemizin yaklaşık 130 milyar dolarlık rezerv kaybına uğradığı bu dönem şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalıdır” dedi.

TEK ENSTRUMANA BAĞLI EKONOMİ YANLIŞ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın temel amacının fiyat istikrarı olduğunu belirten Dervişoğlu, 2018 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanı ve dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, “faiz neden, enflasyon sonuç” teorisinin uygulanmaya başladığını anımsattı. Merkez Bankasının üst kademesinde yapılan görevden alma ve atamalara da dikkat çeken Dervişoğlu, “2019 Temmuz’a girilirken politika faizi yüzde 24 iken Temmuz sonunda 425 baz puan Eylül’de 325 baz puan Ekim’de 250 baz puan Aralık’da 200 baz puan indirilerek yüzde 12’ye düşürülmüştür. Aynı dönemde döviz kuru ise 5,65 seviyesinden 5,95 seviyesine yükselmiştir. 2020’de de bu indirimler devam etmiş ve Mayıs ayında politika faizi yüzde 8,25’e getirilmiştir. Fakat bu dönemde döviz kuru hızla yükselmeye başlamış ve 7 TL’nin üzerine çıkmıştır. Beklentilerin doğru yönetilmesi için kimi zaman faiz indirimi kimi zaman faiz artırımı ya da faiz dışındaki hamleler ile piyasalara güven verilmeli ve bu sayede istikrar korunmalıdır. Ekonominin tek enstrümana bağlı kalmadan zamanında ve doğru müdahaleler ile yönetilmesi gerekirken maalesef bu dönemde ekonomi yönetimi ne doğru karar alabilmiş ne de doğru zamanda bunları uygulamaya koyabilmiştir” eleştirisinde bulundu.

130 MİLYAR DOLARLIK KAYIP YANLIŞ FAİZ POLİTİKALARINDAN

Döviz kurundaki hızlı yükselişi durdurabilmek için döviz satışlarının hızlandığını, TCMB’nin önceki Başkanı Murat Çetinkaya’nın son verdiği günlük satış ihaleleri yerine Hazine ile Merkez Bankası arasındaki eski tarihli bir protokole dayanarak kamu bankaları aracılığı ile döviz satılmaya başlandığını belirten Dervişoğlu, “Bu yöntemle döviz satışına devam edilmesi sonucu Mayıs 2020’de Türkiye tarihinde ilk kez eksi net rezerv ile tanışmış ve bu satışların devamı Ekim 2020’de net rezervlerin eksi 48 milyar dolara gerilemesine sebep olmuştur. Yani doğru zamanda doğru şekilde uygulanamayan faiz politikası Türkiye Cumhuriyeti’ne sadece rezervleri açısından bakıldığında 130 milyar dolarlık kayba neden olmuştur” ifadelerini kullandı.

KONU ARAŞTIRILMALI

Siyasi iradenin yaptığı yanlışı kabul etmesine rağmen, 130 milyar dolarlık rezerv kaybının sorumluluğunun kime ait olduğunun üzerine gidilmediğinin altını çizen Dervişoğlu, Merkez Bankasının bu dönemde herhangi bir siyasi baskı altında olup olmadığı, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarında uzmanların rahatlıkla karar alıp alamadıkları, PPK toplantı tutanaklarının incelenip kamu bankaları aracılığı ile yapılan döviz satışlarının miktarları, kimlere ve hangi yöntem ile yapıldığının ortaya çıkarılması, bu yöntem ile özel veya tüzel kişilere haksız kaynak aktarımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya çıkarılması, meydana gelen bu rezerv kaybının sorumlularının tespit edilmesi, ekonomide güveni zedeleyen yanlış politikaların belirlenip yeniden uygulanmasının önüne geçilmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi.

Editör: Haber Merkezi