CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Katıldığı bir televizyon programında konuşan İYİ Parti Gurup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, ülkenin en önemli sorununun ekonomik kriz olduğunu, iktidarın dış politik anlayışının ülkeye zarar verdiğini, bütün sorunların kaynağının ucube yönetim sistemi olduğunu söyledi 

DAĞ FARE DOĞURMUŞTUR

Asgari Ücret Komisyonu’ndan çıkan kararı değerlendiren Dervişoğlu, “ Dağ fare doğurmuştur” sözleriyle eleştirdi. Muhalefet partilerinin asgari ücretle ilgili önerilerini hatırlatarak, İYİ Partinin asgari ücretin vergiden muaf olması ve bu vergilerin devlet tarafından ödenmesi taleplerini anımsatan Dervişoğlu, “ Taleplerimizde iktidara işveren ve işçilere kolaylık sağlaması, istihdam yaratacak teklifler götürdük. Açlık sınırının 2 bin 517 lira, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 8 bin 198 lira, asgari ücreti 2 bin 585 lira olarak açıklandı. Böyle bir rakam böyle bir ekonomik kriz, açlık ve sefalet ortamında pektabi ki tartışma konusudur. Vatandaş penceresini kaynatamıyor, sabit gelirlinin dışında, biraz da pandemiden kaynaklı olumsuzluklar münasebetiyle, esnaf perişan durumda. Çiftçi zaten toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamıyor. Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçları yüzünden icralar, hacizlerle boğuşuyor. Bu şartlarda konuşacak bir şey yok zaten. Hükümet ve ortaklarının Cumhurbaşkanının fantazileriyle uğraşacak durumda değildir Türkiye. Ciddi meselelerine dönmek zorundadır” dedi.

DIŞ POLİTİKA ESNEK BİR ALAN DEĞİLDİR

İktidarın dış politikada propagandist söylemleri terk etmesi gerektiğini söyleyen Dervişoğlu, dış politikaların devletlerin satranç tahtası olduğunu ve iktidarın yanlış dış politik anlayışının ülke çıkarlarına zarar verdiğini belirterek, “Maalesef Türkiye dış politikalarını tanzim ederken politika Cumhurbaşkanının bölge liderleriyle kurguladığı özel ilişkiler münasebetiyle Türkiye’de zor anların yaşanmasına vesile olabilecek adımlar atılmıştı. Suriye, Rusya, Libya örneklerinde olduğu gibi. Türkiye’yi bir emperyalistin kucağından alıp öbür emperyalistin kucağına taşıması muhtemel bir takım adımlar var. Türkiye’nin 18 adasında Yunan askerleri cirit atıyor. “Ey Avrupa” diyeceksin ama normlarını kabul etmeyeceksin, dış politika esnek bir alan değildir. İktidar iç siyasi problemlerini çözmek için dış siyasi argümanlar arama alışkanlığını terk etmesi lazım” sözleriyle eleştirdi.

ADALET REFORMU ÜLKEYİ 15 TEMMUZA TAŞIDI

İktidarın daha önce adalet müesseselerini birilerine teslim edilerek adalet reformu yaptığını, bunun da ülkeyi 15 temmuz darbe kalkışmasına taşıdığını anımsatan Dervişoğlu, dünyanın hiçbir yerinde bir darbe teşebbüsünün sistem değişikliğine vesile olduğunun görülmediğini belirtti. Yaşanan 1960, 1980 darbe sorası anayasaların kişiye özel yapıldığını anımsatan Dervişoğlu, son gerçekleştirilen anayasa değişikliği ve buna bağlı olan sistem değişikliğinin Tayyip Erdoğan’a özel yapılmış bir değişiklik olduğunu söyledi. Türkiye’de bir reform yapılacaksa, milletin vicdanına uygun gerçekleştirilmesi gerektiğini, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden vazgeçilip, iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter demokratik sisteme geri dönüş adımlarının atılması gerektiğini vurgulayarak, “ Türkiye’nin aradığı aslında vicdandır vicdan. Türkiye bir takım darbe ve darbe benzeri uygulamalarla çeteleri iş başına getirmiştir. Sayın genel başkanımız, “ 10 kişi, 100 kişi çetedir. Bin kişi 10 bin, milyon kişi vicdandır” der. Vicdan sahibi olanlar bu ucube sistemden bir an önce çıkmanın yollarını araması lazımdır diyoruz. “

DENİZ TÜKENDİ

Yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları bitireceğiz diye gelen AKP iktidarının 18 yıldır muhafazakar kesimin duygularını sömürerek varlıklarını sürdürdüğünü ifade eden Dervişoğlu, iktidar açısından denizin tükendiğini söyledi.

Editör: Haber Merkezi