Denizlerin idamının 49. Yılını anarak konuşmasına başlayan Yücel, “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının hayatlarına son verilişinin yıl dönümü. Neticede yaptıkları mücadeleyle gençlik hareketine bir önderlik yaptığı, babamla İstanbul Hukuk Fakültesi’nde başlayan bir dostlukları var. Bundan dolayı benim ismimi de Deniz koymuş. O dönemin özelliklerine baktığımızda daha hareketli, mücadeleci ve cesur bir gençlik görüyoruz. Tam bağımsız Türkiye, emperyalizme geçit verilmemesi, demokratik bir Türkiye, emeğin sömürülmemesi gibi bir takım ana temaları var. Ama dönemin siyasi konjonktürüyle, siyasetin yargıya müdahalesiyle genç yaşlarında hayata veda ettiler. Ama onların mücadelesi bizler için bir feyz kaynağıdır. Tüm devrim şehitlerini de minnetle anıyorum” dedi.

‘BİRİLERİNİ ETKİLEYEBİLECEĞİNİ SANMIYORUM’

AKP’nin sosyal medyadan CHP’ye yönelik ‘yalan makinesi’ adıyla yayınladığı çizgi filme dair konuşan Yücel, “Bu tarz çizgi filmler yapacaklarına 128 milyar doların nerede olduğu cevaplamaları yeterlidir. Bunu sadece CHP değil toplumun her kesimi soruyor. Kaynakların israf edilmesi ve birilerine peşkeş çekilmesi meselesidir. Bu konuyla ilgili Cumhurbaşkanı başka bir şey söylüyorsa, MB Başkanı başka, genel başkan yardımcıları bambaşka şeyler söylüyorlarsa üstünü örtmeye çalıştıkları bir mesele var. Çizgi film üstüne konuşmak ne kadar doğru bilmiyorum ama AKP’nin yıllardır yönettiği temel argüman algı operasyon yapmaktır. Yöntem bu. 2013-2014 yılına gezi olaylarına gittiğinizde Erdoğan’ın ‘benim başörtülü bacıma saldırdılar’ argümanı var. Bunun kocaman bir yalan olduğu ortaya çıktı. Camiye bira şişeleriyle girildi dedi. Cami müezzini yalanlayınca adamı başka yere sürdüler. Bu kadar somut örnekler varken CHP’ye yalan makineli animasyon filmi yapmak yalanın ta kendisidir. Algı operasyonuyla işi yürütüyorlar. O yüzden videonun birilerini etkileyebileceğini sanmıyorum” açıklamasında bulundu.

‘UYGULAMALAR TUTARSIZ’

Tam kapanma sürecinde yaşanan sıkıntılara da değinen Yücel, “Kapanma olması doğru bir uygulama ama bununla ilgili bir denetim yok. İnsanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için bir destek verilmiyor. Yakın zamana baktığında AKP kongrelerini yaptı. Türkiye’nin birçok yerinen insanlar getirip kongre yaptılar. Ardından da kapanma yapılıyor. Hükümetin uygulamaları tutarsız. Başka bir siyasi parti kongre yapmak istediğinde izin vermiyorsunuz, baroların seçimlerini pandemi bahanesiyle yasaklıyorsunuz. Öte yandan kendi kongrelerinizi yapıyorsunuz. Kapatma getirip eve kapattığınız insanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için imkân bırakmıyorsunuz. Ne oluyor intiharlar başlıyor. Yakın zamanda Karabağlar’da bir esnaf yaşamına son vermişti. Geçtiğimiz günlerde de Buca’da bir kahveci esnafı hayatına son verdi. Torbalı’da bir çiftçi yaşamına son verdi. Türkiye’nin birçok yerinden ekonomik nedenlerle intihar haberleri geliyor. Hükümet gerekli altyapıyı ve desteği sağlasaydı bu intiharlar yaşanmazdı. Yapılan uygulamalar tamamen tutarsız ve samimiyetsizdir. Bir kişinin aklına esen şeyleri uygulamaya geçirmesiyle bunları yaşıyoruz. 5’li çete diye tabir edilen müteahhitlere paralar ödenmeye devam ediyor. Hükümete yakın müteahhitlerin vergi borçları silinebiliyor. Hükümet istediği zaman bu iradeyi ortaya koyabilir. Ama bu iradeyi halkın refahı mı yoksa belli bir kesimin refahı mı diye sorduğumuzda hükümet ikinci seçeneği tercih edip halktan yana kullanılmıyor” şeklinde konuştu.

‘BELEDİYELERİMİZ BAŞARIYLA UYGULAR’

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde ‘Yetki verilseydi bizim belediyelerimiz aşıyı yapardı’ açıklamasını yorumlayan Yücel, “Pandemi döneminde CHP’li belediyelerin halkı nasıl kucakladığını, hiçbir ayrım gözetmede yardım götürdüğünü herkes gördü. Aşı yerel yönetimler tarafından yapılabilir mi diye sorduğumuzda yerel yönetiminler halka dokunan, temas eden en önemli kurum diyebiliriz. Böyle bir yetki verilirse belediyelerimiz bunu başarıyla uygularlar. Yeter ki niyet olsun. Aşılama konusunda finansmanı dâhil CHP’li belediyeler tarafından karşılanabilir. Pandemide de gördük ki muhalefet belediyelerini yardım yapması engellendi. Belediyelerin tek başına yardım yapmasını engelleyecek de bir yönetmelik çıktı. Bunların hepsi CHP’li belediyelerin yardım yapmasını engellemektir. Yalan makinesi çizgi filmine geri dönecek olursak, bunlarla insanları inandırmaya çalışmak Türk insanının zekâsıyla alay etmektir” diye konuştu.

‘SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

128 milyar dolar pankartlarının kaldırılmasının hiçbir yasal dayanağı olamadığını da ifade eden Yücel, “Bu hukuk dışı işlemleri yapanlarla ilgili hukuki müracaatlarımızı yapacağız. İl Özel İdaresi Kanunu’na göre kamu kurumlarına pankart asılması yasak ya da özel mülklere izinleri olmaksınız pankart asılması yasak. Evlerimize, parti binalarımıza pankart asmak yasak değil. Hakaret, tehdit yok. Valiler kanalıyla hükümet toplumun vermiş olduğu tepkiye müdahale ediyor. Birçok yerde bu talimatı uygulayan kolluk da bu durumdan mutsuz. Çünkü yasal olmayan bir iş yapılıyor. Bu sorunun cevabını alana kadar da sormaya devam edeceğiz” dedi.

‘TAMAMEN İDEOLOJİK’

İçki yasağını da eleştiren Yücel, yasaklamanın tamamen ideolojik olduğunu belirterek, “Bunun da hiçbir hukuki gerekçesi yok. Sözlü olarak verilen bir açıklama vardı. Bunu dikkate almadılar. Çünkü bu insanların yaşam tarzına müdahale. Esnaf da onu satarak para kazanacak. Temel gıda maddelerini satışına izin verip bunu yasaklamak aslında tamamen ideolojik bir meseledir. Bir yerde de tuzak. Ramazan ayında buna ciddi bir tepki verilse gündemi değiştirecekler. İçki içen içki içer, orucunu tutan tutar. Laik bir toplumda inanç meselesinin konuşulması dahi yanlıştır. Bunlar gündem değiştirme çabasıdır. Herkes biliyor” diye konuştu.

‘HENÜZ BİR KARAR VERİLMİŞ DEĞİL’

Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un vefatından sonra gerçekleştirilen seçimin ardından Millet İttifakı’nın adayı CHP’li Mithat Tekin seçilmişti. AKP seçimin iptali için mahkemeye başvurdu. AKP’nin hamlesini değerlendiren CHP’li Yücel, “Torbalı’da yasaya uygun bir seçim yapıldı. Mithat Tekin arkadaşımız başkan seçildi. Burada hiçbir tereddüt yok. AKP’nin açmış olduğu bir dava var. Haberleri inceleme fırsatım oldu. İtiraz kabul edildi demek tam doğru bir ifade değil. Mahkeme henüz bir karar vermiş değil. Mahkeme belediyeden savunma ve delilleri isteyecek. Bunları inceledikten sonra karar verecek. Neticede dava açmak anayasal bir hak. Dava açılabilir ama henüz bir karar verilmiş değil. O yüzden o haberin tam olarak gerçeği yansıttığını düşünmüyorum. Başlık yanlış olmuş. Öte yandan baktığınızda 12 sene torbalıya hizmet eden bir belediye başkanı var. Ömrü vefa etmemiş üçüncü dönemini bitirmeye. 31 Mart seçimlerinde halkın yüzde 52,5 oyunu alarak İsmail Başkanımız seçimi kazanmıştır. Belediye başkanımızın vefatından sonra Cumhur İttifakı’nın aday çıkarması etik ve ahlaki değil. Seçim sonrasında yaşanan süreç de etik ve ahlaki değil. CHP saflarında meclis üyesi seçilen bir kişi CHP’nin adayına oy vermeyip istifa ediyor. Hatta seçimden önce basına yansıyan fotoğraftaki saate baktığınızda rozet takma töreninin seçimden önce gerçekleştiği de ortaya çıktı. DEVA Parti’li bir meclis üyesinin açıklaması var. Millet İttifakı adayına oy verdiği yönünde. Ancak birkaç gün geçtikten sonra o da AKP saflarına geçiyor. Böyle bir süreç varken seçimi yargıya taşımanın hiçbir anlamı yok. Bunu yargıya taşıyanla önce aynaya bakıp kendini sorgulamalıdır” diye konuştu.

‘EN HAFİF TABİRİYLE AHLAKSIZLIKTIR’

Seçimin yasaya uygun yapıldığı ve mahkemenin de farklı bir karar vereceğini düşünmediğini söyleyen Yücel, “Öte yandan meclis üyelerine ekonomik bir vaatte bulunulmuş mudur bilemiyoruz. Tabii böyle şeyler konuşuluyor. Kabine CHP gömleğiyle girip CHP’nin adayına oy vermemek en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır. Kişilik ve karakter zafiyeti olan insanlar her yerde olabilir. Meclis üyesi seçildiği partiye, ideolojiye, seçmenine ihanet eden insanlar ne yazık ki olabiliyor. Menemen’de de Torbalı’da bu yaşandı. Bir menfaat sağlandı mı bilmiyoruz. Birtakım duyumlar geliyor ama somut olarak kanıtlamadıktan sonra bu konuda konuşmamız doğru olmaz” dedi.

‘CHP OLARAK BÖYLE TALİMATIMIZ YOK’

CHP’li meclis üyelerinden verdikleri oyların fotoğrafını çekmeleri yönünde bir talimatta bulunmadıklarını söyleyen Yücel, bunun seçim iptaline neden olmayacağını belirtti. Bir hukukçu olarak böyle bir şeye izin vermeyeceğini de ifade eden Yücel, “Bizim il ve ilçe başkanlığı olarak böyle bir talimat vermemiz söz konusu değil. Etik değil. Ben hukukçuyum. Göz göre göre buna izin vermem söz konusu olamaz. Birileri fotoğraf çektiyse kendi inisiyatifiyle yapıştır. Belediye Kanunu’na göre iptal sebebi değildir. Seçim Kanunu’na göre kabine kayıt cihazı ve telefonla girilemez diye bir hüküm var ama bu da iptal sebebi değildir. Para cezası yaptırımı söz konusu olabilir. O da çekimi yapan kişi için olabilir. Bizim CHP olarak böyle talimatımız da kararımız da yoktur çok net bir şekilde söyleyeyim. Dolaylı olarak yorumlamak istemem ama ilk oylamada 3 kişi Millet ittifakının adayına oy vermedi. 3 kişinin oy vermemesi neticesinde İsmail Uygur Başkan’ın emanetine sahip çıkan meclis üyelerimiz tepki vermiş olabilir. Ama bunu partinin bir kararı gibi yansıtmak doğru değil” açıklamasında bulundu.

‘BU KİRLİ YÖNTEMLERİ BIRAKSINLAR’

AKP’nin rüşvet ya da farklı yöntemler kullanarak seçim kazanma hamlelerinin doğru olmadığını da sözlerine ekleyen Yücel, “Bu yöntemler kirli yöntemler. AKP’ye şunu tavsiye ediyorum; bu kirli yöntemleri bıraksınlar. Adam ayartmayı, adam çalmayı, meclis üyelerini ayartmayı bıraksınlar. Bunu Menemen’de de yaptılar. Torbalı’da vefat eden bir belediye başkanının ardından da yaptılar. Bu tarzı bıraksınlar artık. Böyle bir iddiaları varsa bir sonraki seçimlere hazırlanırlar. Yapacakları hizmetlerle, vaatlerle sandığa giderler, seçmen kime oy verirse saygı duyarız” diye konuştu.

Menemen’de göreve gelen ilçe yönetimi hakkında da konuşan Yücel, Geçici bir yönetim atandı. Bir kongre yapılacak. Gerekli çalışmaları yapılıyor. Menemen Belediyesi’nde çalışan emekçi kardeşlerimize yapılan bir mobbing var. Durumlarını yakından takip ediyoruz. Üniversite mezunu, yüksek tahsilli birçok kişiyi süpürgeye, faraşa verildiğini görüyoruz. İşçinin rızası olmadan bu uygulamaların yapılaması yasal değil. Emekçilerin rızkı üzerinden intikamcı bir bakış açısıyla bir belediyenin yönetilmesi mümkün değil. Kısıtlamalar bitince Menemen’deki çalışmalarımızı hızlandıracağız” dedi.

‘HİÇBİR SORUNUMUZ YOK’

İBB Başkanı Tunç Soyer ile arasının açık olduğu iddialarını yalanlayan CHP’li Yücel, “Hiçbir sorunumuz yok. Ben her şeyden önce görev adamıyım. Kişisel sebeplerle bu görevin aksamasına izin vermem. Menemen’de de bunu yaşmadık. Belki çok fazla bir araya gelemedik ama bunu kasıtlı veya soğukluk gibi sebeplerle açıklanması doğru değil. Aramızda kötü bir durum olmadığı için iyiye giden bir durum da söz konusu değil. Büyükşehir belediye başkanımız bizim için değerlidir. Onun başarısı partimizin başarısıdır” şeklinde konuştu.

Son olarak ‘Torbalı’daki seçim de kaybedilirse istifa etsin’ söylemlerini değerlendiren Yücel, “Örgüt görevi birtakım olumsuzlukları göğüslemeyi gerektiriyor. Bizim dışımızda gelişen konular neticesinde yaşanan sorunları bizim göğüslememiz gerekiyor. Bu görevi yaparken Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu ve CHP’yi temsil ediyoruz. Haksız eleştiriler oluyor ama bunlara gözümüzü kulağımızı kapatıyoruz. Partinin iyiliği ve başarısı bizim için önemli” dedi.

Editör: Haber Merkezi