Şanlıurfa’da gençlerle buluşan ve Habertürk televizyonundan canlı yayınlanan programda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, 50 milyona yakın vatandaşın kimlik bilgilerinin bir internet sitesinde yayınlanması konusunda CHP'yi suçladı, bilgilerin bu partinin İzmir İl Teşkilatından sızdığını söyledi. 

Seçim çalışması yapmak için yasal olarak partilerin genel merkezlerinin Yüksek Seçim Kurulu'ndan seçmen bilgisi isteme hakkı olduğunu ve kurulun 2009'da yerel seçimler öncesinde bütün partilere bilgileri gönderdiğini ifade eden Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Maalesef bu yolla, Yüksek Seçim Kurulunun yasal olarak zorunlu olduğu için parti genel merkezine vermesi, parti genel merkezinden bir teşkilata, adını da söyleyeyim İzmir teşkilatına gönderilmesi, orada bu işin, bunun yayılması üzerinde bir şey var. Dolayısıyla bir partinin, yasal bir konuyu yanlış bir şekilde kullanması ve onun üzerinden yürüyen bir süreç. Bu 1991 doğumlulardan öncekiler. Çünkü o zaman daha seçmen durumuna gelenler onlar.

Yüksek Seçim Kurulundan CHP'ye veriliyor, onlar da kendisinde yapmaları gerekmeyecek şekilde teşkilata veriyorlar. Oradan da bir milletvekili hakkında bu konuda hala yargı süreci devam ediyor. Geçmişte bu partide olan bir milletvekili" diye konuştu."

'Sosyal medyayı neden kapatıyorsunuz?'

Bir öğrencinin, "Gençler olarak sosyal medya kullanıyoruz. Ama her olaydan sonra sosyal medya kapatılıyor. Herkes bir çözüm bulup giriyor. Neden kapatıyorsunuz?" sorusunu da yanıtladı. Habertürk TV'den yayınlanan programda Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bu kadar iletişim teknolojisinin geliştiği bir dönemde hiçbir şeyin gizlenmesi, de engellenmesi de mümkün değil. Ben bir akademisyen olarak hiçbir kanaatin engellenerek durdurulacağı kanaatinde değilim. Ama bazı durumlarda siz de benim yerimde olsanız bazı kararları almak durumunda kalabilirsiniz. Mesela Ankara Kızılay saldırısı oldu. Öylesine kötü görüntüler oldu ki. Allah muhafaza bir an böyle bir olayda bir yakınınızın olay yerinde bedeni etkilenmiş halde olduğunu düşünün. Bir anda bütün bu görüntülerin sosyal medyada yayıldığını düşünün. Dünyanın her yerinde terör olayı olduğunda bazı kontrollü yasaklar gelir. Paris saldırısı oldu mesela, hiç görüntü gördünüz mü? Çünkü hemen durdurdular. Biz de bazen böyle durumlarda bu tedbirleri alıyoruz. Bir insani boyutu var. Bir diğeri de teröristlerin emellerine ulaşamaması. Teröristler zaten korku oluşturmak için bu olayları yapıyorlar. O görüntülerin sosyal medyada süratle yayılması, teröristlerin amaçlarına ulaşması için araç haline dönüşüyor. Bunu dengelemek gerekiyor.

Bazen de açıkçası mesela 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi Yasin Börü'nün öldürüldüğü, gençlerin katledildiği olaylarda sosyal medya kullanılarak eylem planlandığı anlar oluyor. Böyle durumlarda insanların can güvenliğini korumak ve teröristlerin etki alanını daraltmak için böyle tedbirler alınıyor. Ama bu kalıcı olmuyor Prensipte bu kadar teknolojik imkânların geliştiği bir dönemde kalıcı yasaklarla bir yere varılmayacağını hepimiz biliyoruz.

Bazı terör olaylarının organizasyonu şifreli olarak sosyal medya üzerinden yürütülüyor. İstihbarat birimlerimiz bunun üzerinde çalışıyor. Sosyal medya için olumlu kullananlara sınırsız kullandırılmalı. Olumsuz kullananlar için de önüne geçilmeli."

Başbakan Davutoğlu daha sonra salondaki gençlerden Whatsapp’ta grup kurmalarını istedi. Davutoğlu, kendisini de gruba eklemek isteyenlerle şakalaştı, "Tamam" dedi. Ancak isminin "Messi" değil "Ahmet Hoca" diye kaydedilmesini istedi.

 

Habertürk - Haberler.Com

Editör: Haber Merkezi