CENGİZ ALDEMİR / İZ GAZETE - İranlı General Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin bölgede yaratacağı etkiler, Libya’ya asker göndermenin neden ve sonuçları, ekonomik sıkıntılar ve çözüm önerilerini içeren sorularımızı İyi Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray yanıtladı.

Süleymani’nin öldürülmesi sonrası bölgede ne gibi gelişmeler olabilir? Türkiye’yi nasıl etkiler?

Bu bölgede olan her şey Türkiye’yi şu veya bu şekilde ilgilendirir. Bugün Ortadoğu işlerine çok fazla bulaştığımız için, eskisinden çok daha farklı anlamlarda ilgilendiriyor ve hatta bir risk oluşturuyor. 7 yıl süren İran-Irak savaşı dönemindeki dış politikamız, geleneksel Cumhuriyetin dış politikasıydı. Yani tarafsız, mezhepsel olmayan, laik bir dış politikayla adeta bölgenin abisi pozisyonundaydık. Arap ülkeleri tarafından modern, medeni ve tarafsız tavrıyla örnek bir ülke olarak görülüyordu ve arabulucu olarak davet ederlerdi bizi. Bugün geldiğimiz duruma bakın. Bu hükümeti çok uyarmamıza rağmen bir çok konuda taraf olmuştur. Suriye ile başlayan süreçte sıfır sorun politikası diyerek yola çıkılmış ve ne yazık ki bütün bölge ile problemli hale gelmiş bulunmaktayız. Daha dikkatli olmalıyız, olayları suhuletle izlemeliyiz. Biz bu hadisenin dışındayız. İran ile ABD arasında büyük bir hesaplaşma olacağını düşünmüyorum. Süleymani Türkiye’ye zarar veren operasyonlar içinde olan birisiydi. Bundan sonra belki İran’ın kendi halkının gazını almak için birkaç saldırı olabilir, ABD ise seçime gideceği için Trump onlara cevap veriyormuş gibi yapar. Sonuçta bu iş büyük bir savaşa dönüşmeden kapanır. İki ülke arasında siyasal mücadele, ekonomik ambargo gibi durumlar devam edecektir. İran Türkiye ile ilişkilerini bozmaz ve sürdürür. Ben Türkiye içinde bir eylem yapacaklarını düşünmüyorum. Bu akıllıca da olmaz. İranlıların soğukkanlı davranacaklarını düşünüyorum.

İktidarın Libya’ya asker gönderme hevesi sizce nereden kaynaklanıyor? Ülkeye maliyeti ne olur?

DEVLET SIRLARINI KONUŞAN BAŞKAN

Dünyada kendi devlet sırlarını bu kadar açık ve aleni konuşan başka bir hükümet başkanı yoktur herhalde. Başımıza ne geldiyse, iç politikadaki iktidarlık süreçlerini uzatmak için dış politikanın iç politikaya alet edilmesiyle geldi. Milletimiz şunu görmeli, sözlere değil tutuma baksınlar. Yandaş medya ile Türkiye Libya’dan para kazanacak gibi bir sürü kandırmacalar yapılıyor. Teskereye hayır oyu verdik ama askerimizin arkasındayız. Türk ordusunu Fizan çöllerine gönderenler yanlış bir iş yapıyorlar. Milli bir çıkarımız yok. Hiçbir ülkenin iç savaşına taraf olmamış Türkiye neden Libya iç savaşında taraf oluyor? Sayın Erdoğan kendi iktidar sürecini uzatmak için yaptığı hamlelerden bir tanesidir. MİT dünyanın her yerinde faaliyet gösterebilir. Siz Putin’in “Libya’da KGB var” dediğini duydunuz mu? Yada ABD’nin, “ Biz Suriye’ye CIA güçlerini gönderdik” dediğini duydunuz mu? göndermişlerdir ve bu liderler bunu bir iç politika malzemesi olarak kullanmamışlardır. Böyle davranışlarla büyük devlet olunur. Bakın bugün dedikleriniz, bu kargaşa da değil ileriki zamanlarda önünüze çıkarırlar. Bizler teskereye hayır desek de TBMM’nin verdiği yetki içerisinde, ne olduğu belli olmayan, bilmediğimiz güçleri oraya göndermek için bir yetki verilmemiştir. Bunlar uluslararası alanda Türkiye’yi sıkıntıya sokacak işlerdir. Maliyeti ağır olur.

TBMM’de CHP ile AKP arasında Türk askerine lejyoner tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bakın o tartışmada herkesin gözünden bir şey kaçtı. AK Parti Grup Başkanvekili, “ Biz münhasır ekonomik bölge anlaşması imzaladık, onun için asker gönderiyoruz. Gelin buna oy verin” diyor. Bir partinin grup başkanvekili imzaladığı anlaşmayı bilmiyor. Böyle bir anlaşma da imzalama da yok. Sadece iki ülke arasındaki deniz hattı anlaşması var. Bu gibi işlerde acelecilik, taraf olmak risklidir. Neyin ne zaman değişeceği belli olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Münhasır ekonomik anlaşma ile ilgili tek taraflı bir deklarasyon niye yayınlanmıyor o zaman?

Türkiye’nin sorunu işsizlik mi Libya sorunu mu? desek

TEK KİŞİ YÖNETİMİ HAYIRLI DEĞİL

Bakın genç işsizlik sorunu çok önemli. Yüzde 27 diyorlar ya genç işsizlik oranı için. İdda ediyorum, istedikleri yerde objektif araştırma yaptıralım. Bu oran ortalama yüzde 35, bazı illerde yüzde 50 oranlarında işsizlik var. Bunlara siz çare bulmayacaksınız. Bizimle alakalı olmayan işlerle uğraşacaksınız. Siyasi islamist takıntılar, rövanşist anlayışlar, hayaller ve geldiğimiz yer burası işte. Tek kişi yönetimi bu ülkenin ne ekonomisine, ne güvenliğine hayretmemiştir. Baştan sona yanlış bir siyaset anlayışıyla karşı karşıyayız. Tunus, Cezayir Libya’ya sınır olan ülkeler, bizim Suriye sınırında yaptığımız gibi niçin sınır güvenliği için asker göndermiyor oraya da biz yolluyoruz? Tabii ki ülke sorunları önceliklidir. Yönetenlerin işi ekonomik sıkıntı içinde kıvranan vatandaşlarımızın işsizlik, pahalılık gibi sorunlarını çözmek olmalıdır.

Ekonomideki kötü gidişte TESK, TOBB, Ziraat Odaları gibi STK’ların sorumluluğu sizce nedir?

Bu kadar insanımız işsizken, insanlar trafikte kafayı yerken, öncelikler sıralamasında harcanması gereken bir parayı, kanal İstanbul denilen bir yere harcamayı planlıyorlar. Türk milleti buna izin vermemeli. Türkiye’nin kanallara akıtılacak, derelere süpürülecek bir parası yok. İnsanların parasızlıktan intihar ettiği, öğrencilerin 20 tl yemek parası veremediği, simit 1,75’den 2 tl olduğu zaman insanların sarsıldığı bir ülkede sarımsağın kilosu 100 tl olmuş ve bir çok sorun var. Esnaf, tüccar batarken bu TESK, TOBB, Ziraat Odaları başkanları neredeler? Görüyoruz ki iktidarla beraber tören tören geziyorlar. Onlara güvenen insanlar bir şeyler bekliyor. Herkes aklını başına almalı ve konuşmalıdırlar. Bizler nasıl uyarıyorsak onlar da iktidarı uyarmaları gerekir. Bunlar yapılmazsa ülke daha da kötüye gider.

Çözüm önerileriniz nelerdir?

MİLLETİN SÖZÜ GEÇEN MECLİS

Biz diplomatik haklarımızı sonuna kadar kullanalım diyoruz. Onları sürekli zorlayalım. Hükümete bu deniz yetki alanları konusunda destek verdik. Ama niye asker gönderdik onu çözemedik. Libya konusunda “Birleşmiş Milletlerin tanıdığı hükümet bize çağrı yaptı” diyorsunuz da, Suriye’nin BM tarafından da tanınan Esad’a karşı biz kiminle işbirliği yapıyoruz?…BM’nin tanımadığı ÖSO ile bu tehlikeli ilişkiyi nasıl izah edeceksiniz? Türkiye’nin her türlü çıkarının yanındayız. Bu vatanı böyle kurduk. AKP’nin Cumhuriyete karşı rovanşist tavrından dolayı bu işler buralara gelmiştir. Zaman bizim haklı olduğumuzu gösterecek ama Türkiye çok şey kaybetmiş olacak. Türkiye’nin kendi iç sorunlarını konuşamaz hale geldik. Hayat pahalı almış başını gidiyor. Bütün bunları söylememizde kötü niyet yok. Biz uyarı görevimizi yerine getirerek buralardan Türkiye’yi kurtarmaya çalışıyoruz. Bunun için ilk ve en önemli iş, yapılacak bir seçimle Türkiye yine güçlendirilmiş, iyileştirilmiş, milletin sözünün geçtiği bir meclisi yaratmak olacaktır. Herkes bu duruma itiraz etmeli. Konuşmalı. Devletin görevi özgürce gösteri hakkını kullananları, teröristlerden, provokatörlerden korumaktır.

Editör: Haber Merkezi