Gizem TABAN/İZGAZETE- İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili ve Büyükşehir Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkan Vekili Mustafa Özuslu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özuslu, mecliste AKP ve MHP’nin oluşturduğu muhalefete ilişkin değerlendirmelerde bulunurken net mesajlar verdi. Özuslu ayrıca, Cumhur İttifakı tarafından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer’e yönelik yapılan eleştirilere de sert çıktı.

‘EN RAHATSIZ OLDUĞUM BÖLÜM…’

Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki muhalefetten memnun musunuz?

Genel olarak baktığımız zaman memnunuz. Ama her zaman en doğru şekilde mi muhalefet yapıyorlar? Hayır! Belli noktalar dışında şikayetimiz yok. Şahıs olarak da beni en fazla rahatsız eden bölüm gündem dışı konuşmalar bölümü. Neden? Çünkü o bölümü biz kötüye kullanıyoruz. Sonuçta meclisteki insanların motivasyonu düşüyor. Geçen meclisi 15 kişiyle falan kapattık. Bunun bir anlamı var mı? Yok. Orada konuşsan ne olur konuşmasan ne olur! Bir ara 'ayağa kalkın bakalım kaç kişi kalmışız?' dedim. Bu iyi bir görüntü değil. İzmir Büyükşehir Belediye meclisi gündemindeki maddeleri görüşüyor. Muhalefet herhangi bir şekilde söz kısıtlamasıyla karşılaşmıyor. Gündem dışında da karşılaşmıyor. Ama gündem dışını normal bir gündeme çeviriyorsunuz. Yönetmelik der ki; gündem dışı konuşmalar için talepler yazılı olarak verilir, çıkar konuşulur. Söz verip vermemek, süresini belirlemek başkana aittir. Demokrasilerde konuşmak bir haktır, bunda bir sıkıntı yok. Ama gündem dışı konuşmalar, bazen demokratik teamülleri kötüye kullanıldığının imajını veren bir hal çiziyor. Bu beni rahatsız ediyor. Yoksa meclisin genel olarak çalışma disiplininden, anlayışından memnunuz. Kararlar çok büyük oranda oy birliğiyle çıkıyor. Bu aslında kıymetli bir şey. Sayın Tunç Soyer de aynı şeyi söyler.

Kısır tartışmalarla meclis gündeminin meşgul edilmesi söz konusu mu?

Tartışmalar yararlı ama tekrar zararlı. Oradaki insanlar bir kere söylediğinde anlar. Demokrasi sözün söylendiği ve sözün bir ağırlığının olduğu rejime denir. Yoksa aynı şeyi tekrarla, aynı şey üzerinde 40 kere dolaştır... Bu suistimal olur. Bunu hiç kimsenin yapmaması lazım. Çünkü, meclis İzmir'in meseleleri konuşulsun diye var. Şu konuşmasın, bu konuşmasın, şunun söz hakkını kısalım değil. Geçen gün AKP’li arkadaşlar ne yaptılar; ‘her madde okunsun’ dediler. Tamam, mümkün. Ama onun karşılığında senin ne hakkın var? Yeterlilik önergesi verirsin, konuşma sürelerini o sürede tutarsın olur biter. Amaç bu değil ki!

Sizce meclisin kilitlenmesi için mi bunu yapıyorlar?

Hayır öyle düşünmüyorum.

Temmuz ayı olağan birinci meclis oturumunda gerginlik yaşanmıştı, sonraki meclise AKP’nin bu taleple gelmesinde sizce kasıt var mı?

Pazartesi günü yapılan mecliste bir meclis üyesi arkadaşımızın konuşmasına istinaden çarşamba günkü mecliste AKP’li arkadaşlar tavır değiştirdi. Böyle olduğu zaman yönetmelik şunu öngörüyor; her maddeyle ilgili görüşme açılacak. Her madde tek tek görüşülecek. Ne yapmak istediğinizle ilgili bir şey!

Ne yapmak istiyorlar?

Bence bir şey yapmak istemiyorlar. Zaten söz hakkı kısıtlanmıyor. Hatta fazla söz var. Bu yüzden mecliste kimse kalmıyor. Bu kilitleme mevzusuna gelirsek, ne zaman bunu düşünüyorlar? Çarşamba günü meclisteki hamle oydu. Meclise ara verdim. Neden ara verdim? Kilitlenmesin diye ara verdim. Yoksa kilitlenecek. 1 yıl önce de benzer bir şey olmuştu. Siz eleştiriyi kişiselleştirmeye başlarsanız, bu doğru olmaz. Başkanın kişisel birtakım noktalarını, yaşam alanlarını mecliste gündeme getirmeye başlarsanız, buna herkes tepki gösterir. Başkan da gösterir, ben de gösteririm. Nasıl muhalefetin hakkı varsa iktidarın da hakkı var. Biz meclisi iyi bir şekilde yönetmek mecburiyetindeyiz. Bütün tartışmalarda amaç hasıl olacak ve oylanacak. Amaç hasıl olmuş, aynı şeyi 40 kere konuşuyoruz. Bunun bir yararı yok. Bazen 'sataşma var' diyorlar. O noktalarda insan şüpheye düşüyor. Ne gerek var? Geçen gün AKP’li bir arkadaşımız kalktı, 'Siz AKP Grubu'na haksızlık ediyorsunuz, nazik davranmıyorsunuz' dedi. Allah Allah! Etrafıma baktım, acaba başka birileri mi var diye…

‘ÇOK HAKSIZLIK YAPILIYOR’

Size yönelik eleştirilerde haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?

Tabii ki yapılıyor. Özellikle Sayın Soyer'e çok fazla haksızlık yapılıyor. Herkes sorumluluğunu bilerek hareket etmeli. Yoksa yönetmelik şöyle diyor, şöyle yapalım... Bu da mümkün, yapabilirsin. Daha iyi yönetmek için formatlarsın ama biz yetişkin insanlarız. Siyaset yapıyoruz ve İzmir halkının sorunları için uğraşıyoruz. Otokontrol diye bir şey de var. Hiçbir hatibin sözüne şöyle konuş böyle konuş diyen oldu mu? Olmaz ki! Ama ağzımıza geleni söyleyecek miyiz yani…

‘KURNAZ SİYASET YAPIYORLAR’

CHP'li ilçe belediyeleri arasında Büyükşehir'de ayrım yapılıyor mu? Son mecliste AKP’den Konak örneği verildi ve AKP tarafından Abdül Batur'a üvey evlat muamelesi yapıldığı iddia edildi. Bununla ilgili ne söylersiniz?

Mecliste söylenen bu sözlere katılmak mümkün değil. Konak Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin beraber yaptığı yatırımların hepsinin dökümünü verebilirim. Bana gerek yok, Abdül Başkan zaten bunları anlatır. O bile güldü. Bu bir siyaset. Ama kurnaz bir siyaset. AKP’lilerin yaptığı kurnaz siyaset. Abdül Batur ile Tunç Soyer'in arasında bir çelişki mi var? Hayır. Konak Meclisi’nden gelen önergeler oy birliğiyle geçiyor. Orada sinsi bir iş var. Konak'tan oy birliğiyle gelen önergenin reddedilmesi üzerine o sözü söylediler. Çok spesifik bir konu. İzmir Büyükşehir Belediyesi 30 ilçe belediyesine de yapıyor. Geçen gün otobüs dağıtımıyla ilgili doğrudan oylama yapacaktık, AKP, 'Hangi belediyeler?' diye sordu. Okudular. Bergama ve Bayındır. Başka söze gerek yok. Sayın Tunç Soyer adil bir insan. Belediye ayrımı yapmıyor. Yapılması gerekenler yapılıyor.

‘TARTIŞMASIZ, ŞOV YAPIYOR’

AKP Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe’nin meclise çizme, mandal getirmesini nasıl karşılıyorsunuz? Sizce şov mu yapıyor?

Hüsnü Boztepe’nin yaptığı, tartışmasız şovdur. Ben tarz olarak mecliste bu tip görsel şovları sevmiyorum. Mandalı burnuna taktı, ‘İzmir kokuyor, Mustafa Özuslu balkona çıkabiliyor musun?’ demişti. Önümüzdeki pazar günü sizleri davet ediyorum. Benim evin önünden çıkacağız, ta Bostanlı’da Churchill Ahmet’in olduğu yere kadar yürüyeceğiz. Siz göreceksiniz 50 bin kişi, ben göreceğim 100 bin kişi. Yönetmen sandalyelerini açmışlar, sarmasını dolmasını yiyor, çayını içiyor. Vatandaş, halk orada. Boztepe’yi de götüreceğim oraya. Hiç kimsenin burnunda mandal yok, hiçbir şeyin koktuğu falan da yok. Kokuyla ilgili İZSU gerçekten ciddi çalışıyor. Koksa binlerce insan orada oturup saatlerce vaktini geçirir mi, geçirmez. Açık açık diyorum; Boztepe de gelsin bizimle, çıkalım yürüyelim. Koku duyarsa, ‘Haklısın kardeşim’ diyeceğim. Koku falan yok, mandala da gerek yok. Böyle komik görüntülere de gerek yok.

AKP’Lİ BOZTEPE’YE ‘PİNOKYO’ ÇIKIŞI

Son meclis toplantısında Hüsnü Boztepe'nin Salda Gölü ziyareti ile ilgili, ‘Eskiden köylerde ağalar pavyon kapatırmış, başkanda gitmiş orada mekan kapatıp sabah kadar eğlenmiş’ ifadeleriyle bir ithamda bulundu. Bu söylemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu muhalefet değil, bu başka biri şey, buna muhalefet denmez. Buna mugalata denir, demagoji denir. Yani olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterme.

Bu söylem noktasında sınırın aşıldığını düşünüyor musunuz?

Çok. Salda Gölü konusunda bir çığlık atıyor başkan aslında. Salda Gölü sadece Burdur’un problemi değil ki, memleketin problemi. Neymiş orada eğlenmişler. Bunun neyini ciddiye alacaksınız? Burnuna mandal takan adamın neyini ciddiye alayım? Onun ciddiye alınacak bir tarafı yok ki. Burnu mandallı fotoğrafa bakın, Pinokyo gibi görürsünüz… Ben bunun neyini ciddiye alayım? Tunç Soyer'in Salda Gölü'nde yaptıklarını görme, ‘orada oturmuşlar akşam yemek yemişler’ de. Aç mı kalsınlar? Eğlenmişler. Eğlenmesin mi insanlar? Bu siyaset falan değil, yakışmıyor.

İSTANBUL-ANKARA-İZMİR KIYASLAMASI İÇİN NE DEDİ?

İzmir uzun yıllardan beri CHP’nin en büyük kamu koltuğuna sahipti. Uzun yıllar sonra şimdi Ankara ve İstanbul’da CHP’li belediye ile tanıştı. Kamuoyunda, sosyal medyada hep bir kıyas oluyor;Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş daha önde, Tunç Soyer biraz geride mi kaldı diye…Geride kalmış gibi bir durum var mı?

Hayır, böyle bir durum yok. Bizim 11 Büyükşehir Belediyemiz var, hepsi büyük hizmetler yapıyor. Sayın Genel Başkanımız da bunları söylüyor, teyit ediyor, örnekler de veriyor. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarakkendimize bakıyoruz. Narlıdere Metrosu’nu yüzde 75-77’lere getirdik. Buca Metrosu’nun yakında ihalesi açılanacak ve çıkılacak. Yeni metro hatları planlanıyor, otobüsler alınıyor, gemiler alınıyor. Tarım politikalarıyla ilgili, çevreyle ilgili başkanımızın ortaya koyduğu halkçı, kamucu, dayanışmacı belediyecilik anlayışından neşet edilerek çok ciddi yatırımlar, sosyal yardımlar yapılıyor.Son 15-20 yılında dökülen asfaltı biz 1 yılda döktük.Çiğli Tramvay yapımına başladık, inşaat devam ediyor, yeni yollar var, yeni viyadükler, açılımlar var. İzmir’in problemleri var mı, var. Ama Tunç Soyer zaten İzmir’in problemlerini çözmek için başka bir açıyla geldi, ‘Başka bir İzmir mümkün, başka bir Türkiye mümkün’ derken bunu söylüyor zaten. Şimdiye kadar kimsenin gitmediği Polatlı’dan Gediz ağzına kadar 401 kilometreyi niçin yürüdü? İşte bunun için yürüdü. O Gediz kirlenirse Körfez kirleniyor, Gediz’i temizlersek Körfez’i temizlemiş olacağı. Müsilaj denen belanın bu Körfez’e gelmemesi için, önlem almak için bunu yapıyor. Gediz’in temizlenmesi için 1 buçuk milyar dolarlık bir projeden bahsediliyor. Bunu sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üstlenmesi, devlet desteği olmadan mümkün mü? Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sınırları dışında, Turgutlu Organize Sanayi Bölgesi’nin akıttığı atığı biz buradan nasıl engelleyeceğiz? Bu multidisipliner bir iş, herkes işin içinde olacak. Dolayısıyla Sayın Tunç Soyer önderliğinde Büyükşehir Belediyesi, şirketleri, bağlı kuruluşlarıdoğru işler yapıyor. Ortaya koyduğu, ‘Başka bir belediyecilik mümkün’ anlayışını, ‘Başka bir hayat mümkün’ anlayışını mümkün kılmak için, onu doğru eylemek için ortaya koyduğu hedefleri gerçekleştirmek için bütçesini rasyonel ve mantılı kullanarak icraatını yapıyor. Bizim önceliklerimiz farklı, İstanbul’un, Ankara’nın öncelikleri farklı. Yani herkesin kendine göre ihtiyacı var, İzmir’in ihtiyaçları farklı.Körfezimiz var, muhteşem bir körfez.Bizim iddiamız onu temizlemek. Mavişehir’den Üçkuyular iskelesine kadar her yerde insanlar spor yaptıkları, koştukları yerde denize girecekler.

Körfez, ne zaman temizlenecek?

Bu bir iddia ve bu konuda yapılan çalışmalar var, bu yolda yürünüyor. Körfezi temizleyeceğiz. Asıl olan o iradeyi koyduk mu koyduk. Kirletmeyeceğiz, temizleyeceğiz. Körfez, neden kirlendi? O kanallar çalışmadığından dolayı mı bu hale geldi? Körfez’e belli bir miktarda su giriyor, belli bir süre dolaşıyor ve Körfez’den çıkıyor. Bu çok açık. İzmir oluştuğundan beri bu böyle. Milyonlarca metreküp su giriyor, dolaşıyor ve çıkıyor. Yani sirküle oluyor. Ama sen Gediz’i, Melez’i, Arap Deresi’ni kirletmişsin… Körfez’e 22 tane dere akıyor. Bu derelerin her birinden eğer kimyasal akarsa, şehrin bütün pis suyu denize verilirse… Bu arıtmalar ne zaman oldu? Çiğli Arıtma ne zaman oldu? Diyelim ki 20 sene. Yağmur suyu kanallarıyla pis su kanalları birleşik. Bunu ayırmazsan yağmur suyunu denize verirken başka suyu da verirsin. Vermezsen, hepsini arıtmaya götürürsen, arıtmanın kapasitesi belli. Dolar, taşar. Zamanında yapılmamış. Ama biz yapıyoruz. Zaman ve maliyet.

‘TUNÇ SOYER FARKLI BİR İNSAN’

Nasıl bir belediye devraldınız?

İyi bir belediye devraldık. Tunç Soyer, dedi ki; toz kondurmayacağız, aldığımız yerden ileriye taşıyacağız, başımızın üzerinde taşıyacağız. Biz daha önce hizmet eden belediye başkanına, ekibe, bürokratlara minnettarız. CHP’li belediyelerin genel bir tavrı var; halkçı, kamucu. CHP’nin ayırıcı özelliği bu. Çalmayacaksın, çırpmayacaksın, halkın kaynaklarını doğru kullanacaksın, aynı anlayışı devam ettireceksin. Tunç Soyer tabi ki farklı bir insan. Zaten farklı olduğu için Muratlı’dan Gediz’e kadar yürüdü, farklı olduğu için Salda Gölü’ne, Muş’a, Ardahan’a, Kars’a gidiyor.

‘HDP GELDİYSE NE YAPABİLİRİZ?’

İzmir Emek ve Demokrasi Mitingi ile ilgili Sayın Soyer ve CHP İl Başkanlığına HDP üzerinden sert eleştiriler oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Haksız eleştiriler. Hem demokrasi diyeceksiniz sonra da demokratik bir hakkın kullanılmasını, ‘bunlar terörist’ diye kriminalize edeceksiniz. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, HDP değil. O mitingi İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri yaptı, HDP değil. HDP geldiyse ne yapabiliriz? HDP, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş bir parti değil mi? Evet. Oraya gelemez mi? Gelir. Tunç Soyer, orada halkı selamladı. İyi de yaptı. CHP o mitinge katılarak iyi yaptı. Sonuçta biz itiraz edeniz. Biz ulusal çapta muhalefetiz. Millet İttifakıyız. Biz, Cumhur İttifakı’nın bu ülkenin başına gelmiş en kötü şey olduğun düşünenleriz ve bunu bir an önce değiştirmek istiyoruz. Elbette demokratik olan, şiddeti içermeyen, itiraz eden her kişinin, her topluluğun olduğu yerde olmak gerekiyor. Bundan daha doğal ne olabilir? Sayın Soyer, demokrat mı? Demokrat. Sosyal demokrat, solcu bir çizgiye sahip mi? Evet. Demokrasiyi her koşulda koşulsuz savunan bir insan mı? Evet. Gidecek tabi ki… O bu şehrin, şehr-i emini! Bu şehirde öyle büyük bir miting olacak, Büyükşehir Belediye Başkanı bigane kalacak. Neden? HDP katılsın, ne yapabiliriz?

Sayın Soyer ve CHP İl Başkanı Deniz Yücel için ‘15 Temmuz programlarına katılmadı’ diye eleştiriler var. Ne söylersiniz?

Ben katıldım. Deniz Yücel’in de temsili vardı. Her siyasi partinin il başkanı katılmak durumunda değil ki, temsili gönderir. Sabah şehitliğe gittik, Sayın Vali’nin yanındaydım. Akşam Cumhurbaşkanının konuşmasında oradaydım, dinledik. Nasıl yoktuk? Özuslu olunca Büyükşehir temsil edilmemiş mi oluyor? Bunu iddia edenler komik şeyler iddia ediyor. Başkan bugün de yok ama geldim, temsil ettim.5393, bize bu yetkiyi veriyor.

‘DOĞRU İŞ YAPARSAN TAKDİR EDİLİR’

Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Fatma Şahin, Tunç Soyer’i överken, İzmir’de AKP’ninSayın Soyer’i ağır bir şekilde eleştirmesini nasıl değerlendirirsiniz?

Bunu kendilerine sormak lazım. Ancak Fatma Şahin’in değerlendirmeleri doğru. Çünkü iyi bir belediye başkanı gözüyle bakıyor, kendi meslektaşı olarak bakıyor. Sayın Soyer’in belediyeciliği beğeniyor ki bunları söylüyor. Doğru da yapıyor.Doğru iş yaparsan görülür, takdir edilir, eğer hakkaniyetli davranılırsa. Ama siyaset başka bir şey. AK Parti İzmir’de CHP’den belediyeyi almak istiyor. Burada, ‘iyi yapıyor’ der mi? Demez. Demesi de beklenmez. Siyaset böyle bir şey.

‘GENEL BAŞKANIN DAHA ÇOK GELMESİNİ İSTERİZ’

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, İzmir’e çok daha fazla gelmeye başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Genel Merkez arasındaki bağ daha kuvvetlenmiş gibi. Ne dersiniz?

Sayın Genel Başkanın İzmir’e gelmesinden çok memnunuz. Daha sık gelmesini isteriz. Çünkü gösterilmesi gereken çok sayıda icraat var.

‘CUMHURBAŞKANI, KILIÇDAROĞLU’NUN TAVSİYESİNE UYSUN’

Cumhurbaşkanının İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne hizmet konusunda birçok eleştirisi oldu. Ancak deprem haricinde Cumhurbaşkanı ya da Devlet Bahçeli, İzmir’e gelmedi. Bu noktada çağrınız var mı?

Ben çağrıda bulunmam, benim işim değil. Ama şu var; tablo görünüyor. Sayın Kılıçdaroğlu ne diyor, ‘daha az oy aldığınız yerlere gidin’ diyor. Burada daha az oy alıyor diye gelmiyorsa Sayın Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’nun tavsiyesine uysun derim. Şunu da söylemek durumundayım; Karşıyaka Stadını niye yapmaktan vazgeçtiler? Kanıtlayamayacağın şey söylenmez ama yapmayacaklarını biliyoruz. Diyelim belli bir paranız var, bir öncelik seçmeniz gerekir. Yozgat’a mı yaparsınız, İzmir’e mi yaparsınız. İşler şöyle yürüyor; daha az oy alan yere gidersen daha fazla oy alabilirsin.

‘İKİ DÖNEMDEN FAZLASINI HARAM GÖRÜRÜM’

Belediye Başkanlarının icraatlarını hizmetlerini yerine getirmesi için hep ‘2 dönem idealdir’ derler. Başkanın kafasındakileri hayata geçirmesi için siz Tunç Başkan için ideal sürenin kaç dönem olduğunu düşünüyorsunuz?

Ben sadece Tunç Başkan için değil, her mevki için 2 dönemden fazlasını haram görürüm. Ben üçüncü dönemi doğru bulmam, başkan da doğru bulmaz. Bir dönem de az, ideal iki dönem. İki dönem 10 sene zaten, siz 10 senede bir vizyon koyarsanız zaten alır gider. Devamı da getirilir. Bir mevki var, o insan kendisinden sonra gelecek kimseye güvenmediği için o yeri kimseye bırakmıyor. Kaç sene bırakmıyor? Fiziki ömrü kaç sene bir insanın? Sonrasında ne olacak? Hani kimseye bırakamıyordu? Aslolan insan yetiştirmek. Bizim yapmamız gereken bu. İzmir'in yüzlerce Tunç Soyer yetiştirmesi lazım.

‘UNUTULMAZ BİR BAŞKAN OLMAYA DOĞRU GİDİYOR’

Bundan önceki onlarca belediye başkanı görevlerinde hep bir şeylerle anıldı. Tunç Başkan nasıl anılacak?

Ortaya koyduğu irade ve projeler aslında Tunç Başkanı unutulmaz bir belediye başkanı olmaya doğru götürüyor. Tarımı, yoksulluk ve kuraklıkla mücadele haline getirdi. Birinci farklılık bu. Diğeri de çevreye olan duyarlılığı… Bu kadar açık ve net bir şekilde çevre duyarlılığı ve eylemliliği ile ortaya çıkmış başka bir belediye başkanı yoktur.

YÜCEL VE SOYER ARASINDA PROBLEM VAR MI?

Zaman zaman Deniz Yücel, Büyükşehir Belediyesi’nin programlarına katılmıyor, Tunç Soyer de zaman zaman örgütünün programlarında yer almıyor.Yücel ve Soyer arasında bir problem var mı?

Hiçbir problem yok. Başkanın olmadığı yerde ben geliyorum.Son derece iyi ve olumlu, kendi alanlarını bilerek yürüyen bir olgu var. Biz parti işine karışmayacağız, icraat yapacağız. Zaten İzmir Büyükşehir Belediyesi bunu yapıyor. Parti ne yapacak? ‘Bizim belediyemiz bunları yapıyor’ diyerek çalışmaları halka anlatacak,politik bir argüman haline getirecek, bir propaganda haline getirecek.

Bu takım arkadaşlığından memnun musunuz?

Çok memnunum.Başkanda memnun.

İl Başkanı Deniz Yücel’den memnun musunuz?

Ben memnunum. Burada ihtiyacımız olan daha fazla sinerji ve iş birliği. Çünkü iktidara gidiyoruz. Hep daha iyisi vardır, yaptığının da iyisi olabilir. İktidarı almak istiyorsan tek yumruk olacaksın.

‘YERİMDEN MEMNUNUM’

Milletvekili ya da belediye başkanı olmak gibi bir hedefiniz var mı ya da istiyor musunuz?

Ben yerimden memnunum. Benim bir görevim var. Ben İzmir Büyük Belediyesi Başkan Vekiliyim. Tunç Soyer'in vekiliyim. Ben görevimi yapıyorum. Partinin size verdiği görevler vardır. Bana bu görevi partim verdi. Üstüne basa basa söylüyorum, aslolan partidir.Benim siyaseten tabii ki hedeflerim var. İnsanın hedefleri olmaz mı?Parti şimdiye kadar hangi görevi verdiyse onu yaptım.

‘KOCAOĞLU’NUN ZİYARETLERİ ÇOK DOĞAL’

CHP’li Aziz Kocaoğlu vefa ziyaretlerine başladı.Bu ziyaretleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aziz Bey bu şehirde 15 yıl belediye başkanlığı yaptı, atadan dededen CHP’li olan biri. Aziz Bey’in Bergama'ya, Ödemiş'e, Kınık'a, Karşıyaka'ya, Bornova'ya gidip oradaki örgütü veya belediye başkanını ziyaret etmesinden daha doğal ne olabilir? Ahde vefa vardır, arkadaşlık vardır, dostluk vardır, partili hukuku vardır.

‘BEKLEYEN DOSYALAR VAR’

AKP ve MHP, ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hükümette bekleyen dosyası yok, varsa birlikte gidelim’ diyor, bekleyen dosya yok mu?

Şu an sayısını veremem ancak bekleyen dosya var. Halkapınar-Otogar metrosu var. Dünya Bankası'ndaki krediile ilgili Cumhurbaşkanlığının yıllık yatırım raporuna alınması lazım, bu bekliyor. Tire’de düzenli depolama alanının ÇED raporu bekliyor. Mezarlıklar meselesi bekliyor. Daha bekleyenler var. Madem yardımcı olacaklar beraber götürürüz, bunlara da el atın deriz.

Editör: Haber Merkezi