TUGAY CAN / ÜMİT KARTAL / İZ GAZETE - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, CHP İzmir İl Kongresi’nin ardından ve CHP’de yaklaşmakta olan Olağan Kurultay öncesi gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Polat, CHP’de geride kalan il kongresi ve kongrede yaşananlar, Tunç Soyer- Deniz Yücel ilişkisi, Mart’ın sonunda gerçekleşecek olan 37’nci Olağan Kurultay, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İzmir’e yönelik açıklamaları ve Urla ile Çeşme’de gerçekleşen acele kamulaştırmalar hakkında dikkat çeken mesajlar verdi.

CHP’nin 28-29 Mart tarihlerinde gerçekleştireceği Kurultay’ın iktidar yolunda önemli bir nokta olduğuna vurgu yapan Polat, “Burada kimin görev alacağı önemli değil. Bunun adı Mahir Polat olmazsa başka bir şey olur, başka bir şey olmazsa Mahir Polat olur” şeklinde konuştu. Polat, CHP İzmir İl Kongresi’nde seçime tek aday olarak giren Deniz Yücel’in topladığı imzadan az oy almasına ilişkin ise çarşaf listeye işaret etti.

‘UNUTULMASI DOĞAL’

Polat, “Salonun atmosferi, farklı anahtar listelerin bulunduğu bir atmosferdi. Orada farklı anahtar listelerin bulunduğu ortamda; kimin kurultay delegesi, kimin il yöneticisi olması gerektiğine kilitlenmişken insanların başkanı işaretlemeyi unutmaları gayet doğal. Bu konuda önlem alınabilirdi. Bu konuda eksik hatırlatmanın ilçe başkanları ve ilçe yöneticileri tarafından ya da kongreyi tertip eden arkadaşlar tarafından yapılmamış olması ciddi bir eksiklik. Daha önceki dönemlerde bu tip uyarılar olurdu. Bu sefer olmadı. İtiraf etmek gerekirse ben bile son dakikada ‘eyvah unuttum!’ dedim ve geri döndüm” diye konuştu. İzmir İl Kongresi’nin geç saatlere kadar sürdüğünü hatırlatan Mahir Polat, oy verme işlemi sırasında delegenin uyarılmamış olmasının önemli bir eksiklik olduğunun altını çizdi. Polat, “Bu eksikliği kongreyi tertip eden ve anahtar listeyi ortaya çıkaran arkadaşların hanesine yazmak gerektiğini düşünüyorum” dedi.

‘HEYECAN DÜŞÜKTÜ’

Kongreye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, şöyle konuştu:

“Bu kongrede kavga ve dövüş olmadı. Bir önceki kongrede yaşanan şiddet olaylarının yaşanmaması güzeldi. Ancak havayı yeterince hareketlendirememek hepimizin hatasıydı. Benim de hatamdı. Bu kongreyi tertip eden tertip komitesinin de hatasıydı. Bir hareketlilik getirilebilirdi. Gönül farklı şeyler isterdi tabi. Arkadaşlarımız konuşma yaptıkları zaman siyasi geçmişlerinden çokça bahsederler, 30-40 yıl boyunca siyaset yaptıklarını ifade ederler. Onun yerine gelecek 10-20 yılda neler olabileceğini anlatabileceğimiz kongreler yaşamak istemeliyiz oysa ki. O arkadaşlara dönüp sormak isterim; benim yaşım 44. Biz geride kalan 30-40 yıl boyunca CHP olarak iktidar görmedik. Bizim bu tarz söylemlerin yerine gençleri partiye kazandırmamız gerekiyor. Artık yeni ufuklara yelken açan bir partideyiz. Bunu herkesin bilmesi gerektiğine inanıyorum. Biz 25 yıl aradan sonra İstanbul’u ve Cumhuriyet’in başkenti Ankara'yı yönetir hale gelmeye başladık. Bunu çocuklarımıza bırakabileceğimiz bir miras haline getirmemiz gerekiyor. 30-40 yıldır aktif siyasetin içerisinde yer alan insanların bunu partinin gençlerine katması gerekiyor. Buna dair bu umutlara dair bir şeyler görmek isterdim kongrede. Maalesef bu eksikti. Heyacansız bir kongre fikrine katılmıyorum. Heyecanın düşük olduğu fikrine katılıyorum. Yarışma olsaydı, heyecan ve tansiyon daha yüksek olabilirdi. Uzlaşıda, yarışmada ki gibi bir heyecanı beklemek olmazdı. Herkesin ‘Parti iktidara gidiyor’ ön kabulü ile gittiğimiz bir kongre yaşadık biz. O açıdan yarışmacı kongrede yaşanan heyecanı ve tansiyonu beklememiz doğru değil. Kararında bir heyecan vardı.”

‘POTANSİYELİNİ GÖRDÜM’

CHP’de İl Başkanlığı koltuğuna ikinci kez seçilen Deniz Yücel’e yönelik tartışmalara katılmadığını ifade eden Polat, Deniz Yücel’in birinci döneminde iki önemli seçimden çıktığını belirtti. Polat, “Deniz Yücel’in birinci döneminde ismi İl Başkanlığı için geçenlerden biri de bendim. O dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Aziz Kocaoğlu uzlaşı aday olarak Deniz Yücel’i işaret etmişti. O dönem Deniz Yücel’i desteklemiştim. Deniz Yücel’in o dönem yönetme tecrübesinin olmadığını iddia etmişlerdi. Oysa ben Deniz Yücel’de bir potansiyel olduğunu görmüştüm. Birilerinin adamı olacak nitelikte bir arkadaşımız değildi. Kendisinin özgün bir kişiliği ve karakterinin bulunduğunu fark etmiştim. Deniz Yücel’in Büyükşehir içerisinde kendisi ile birlikte hareket edilen bir meclis üyesi grubu örgütlemiş olması bile Deniz Yücel ile başlı başına bir ‘evet’ dedirtebilecek noktalardı” diye konuştu.

‘YÖNETİM PARÇALANMADI’

24 Haziran ve 31 Mart seçimlerinden çıkmasına rağmen Deniz Yücel ve yönetiminin yıpranmadığını belirten Mahir Polat, “Bu süreçten tecrübesine tecrübe katarak çıktı. Deniz Yücel’e dair hepimizin eleştirdiği şeyler olabilir ancak ikinci döneminde daha ayağı yere basan bir Deniz Yücel ile beraberiz. Deniz Yücel’in başarılarından bir tanesinin yönetiminin parçalanmadan gitmiş olduğunu görüyoruz. Yönetiminden çok istifa olmadı. Geçmiş dönemlerde bir sürü istifalar gerçekleşiyordu. Bu da onun yönetme becerisini gösteriyor” şeklinde konuştu.

‘BİTTİ BU İŞ’

CHP İzmir İl Başkanı Yücel’e yönelik ‘meşruluğunu kaybetti’ söylemlerine sert tepki gösteren Mahir Polat sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar partide yeni fay hatları oluşturmak ya da partiyi karıştırmak isteyenlerin söyleyeceği şeyler. Deniz Yücel seçilmiş midir? Seçilmiştir. Bitti! Top çizgiyi geçince gol oluyor. Golün nasıl olduğuna kimse bakmıyor. Bitti bu iş. Ordu komutanının sevk ve idaresi nasıl olursa ordu da öyle gider. Deniz Yücel de CHP ordusunun İzmir’deki komutanıdır. Kendisinin yönetim anlayışının daha da pekişerek gideceğini düşünüyorum. Erken seçim olmazsa herhangi bir istifa beklemiyorum”

‘YÜCEL VE SOYER..!’

Bundan sonraki süreç içerisinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel arasında bir uyumun olacağına inandığını kaydeden Polat, her iki ismin de kavgadan beslenen bir yapısı olmadığını belirtti. “Deniz Yücel ile Tunç Soyer arasında birileri karıştırmadığı sürece herhangi bir fay hattının oluşma imkanı yok” diyen Mahir Polat, “Kongre salonunda bir tartışma varsa bunun kongre salonunda kaldığını düşünüyorum. Özellikle Soyer ve Yücel açısından bu durumun böyle olduğunu hissediyorum. Tunç Başkan’ın siyasi gelişim çizgisine baktığımız zaman kendisini örgüt siyaseti üzerinden var etmiş bir başkan değil. Yaptığı icraatlar ve toplumun önüne koyduğu vizyon ile var olmuş ve bu gelecek vizyonu ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş birisi. Diğer tarafta da iki dönemdir uzlaşı ile seçilen Deniz Yücel duruyor” şeklinde konuştu.

‘İKTİDAR KURULTAYI’

İz Gazete’nin; 37’nci Olağan Kurultay’a ilişkin sorularını da yanıtlayan CHP YDK üyesi Polat, dikkat çeken mesajlar verdi. Genel Merkez’de dört yılı geride bıraktığını söyleyen Polat, “Bu süreci iktidar süreci, önümüzdeki kurultayı da iktidar kurultayı olarak görüyorum. Burada hiçbir CHP’linin kendi kişisel siyasi planlarıyla hareket etmemesi gerektiğine inanıyorum. Bunun içerisinde ben de dahil olmak üzere kendi kişisel planımın ötesinde bir şeyden bahsediyoruz. Tekrardan adalete ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkma kurultayı ve sürecini yaşıyoruz biz. Burada kimin görev alacağı önemli değil. Bunun adı Mahir Polat olmazsa başka bir şey olur, Başka bir şey olmazsa Mahir Polat olur. Genel Başkanımız bu süreci nasıl yöneteceğine karar verecek ve bu sürece uygun arkadaşları seçecektir. Bunun ben olmamam durumunda mutlaka bu benim bir yol arkadaşım ve yoldaşım olacak. Bunu böyle kabul edip, saygı göstermek gerekiyor. Buna karşı bir siyaset üretmek bir refleks geliştirmek bana yakışmaz, bu sürecin ruhuna da uygun düşmez” ifadelerini kullandı.

Kurultay’da yerel dinamiklerin de söz konusu olacağını belirten Polat, “İl Başkanımızın ve Tunç Başkanımızın mutlaka tavsiyeleri olacaktır. Genel Başkanın yönetimi için kafasında oluşturduğu şablona uygun arkadaşlar olduğu zaman mutlaka bu arkadaşlarımız da İzmir’i temsiliyet açısından oralarda olacaklardır. Mutlaka İzmir’den birileri olacaktır. Ancak bu Genel Başkan’ın yönetim şablonuna uygun arkadaşlar arasından oluşacaktır. Ona inanıyorum” dedi.

‘KADROLAR GENÇLEŞMELİ’

Kurultay’da CHP’nin gençleşeceğini vurgulayan Mahir Polat, şöyle konuştu: “Dünyayı kavrayış biçimlerimiz hepimizin farklı. Ben babamdan dünyayı farklı bir biçimde kavrıyorum. Oğlum da benden farklı bir biçimde kavrıyor. Son hızla gelişen bir dünya yaşıyoruz. Sanayi Devrimi’nden bugüne dünyanın özellikle son 20 yılda yaşadığı değişim hayal dahi edilemeyecek noktada. Bu da dünyada yeni bir devrimi ve yeni geleceği yaratabilme potansiyeli ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Bu devrimin yeniliğin içerisinde mutlaka gençlik olacak, çevre olacak. Bunu da ben veya yetmiş yaşındaki siyasetçiler üretmeyecekler. Bunu gençler yapacak. O açıdan partinin gençleşmesi geleceğe gitmesi açısından çok önemli. Bu devrimi, değişimi, dönüşümü kavrayabilecek genç arkadaşlar partinin her kademesinde görev almalı diye düşünüyorum. Tüm kadrolarda bir gençleşmenin olması gerektiğine inanıyorum ve istiyorum”

‘TARAFSIZ DEĞİL..!’

Cumhurbaşkanı’nın İzmir ziyaretine ilişkin de konuşan Mahir Polat, CHP’lilere yapılan çağrı hakkında ise şunları söyledi: “Meclis çatısı altında olmayan Sayın Cumhurbaşkanı’nın hiçbir çalışmasına katılmıyorum. Bunun; benim siyasi inanışım partimizin de ortaya koyduğu siyasal bakış açısı ile örtüştüğünü düşünüyorum. Bir partinin Genel Başkanı olan taraflı bir Cumhurbaşkanı’nın beni herhangi bir yere çağırmasına uymam. Tarafsız bir Cumhurbaşkanı olsaydı koşarak giderdim. Kendisi tarafsızlık yeminine de uymuyor. Bu yemine uyması için buradan İz Gazete aracılığıyla çağrıda bulunuyorum. Hem bir partinin Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı olunmaz. Bunu bıraktığı zaman CHP’liler onu tam anlamıyla bir Cumhurbaşkanı olarak kabul eder. Cumhurbaşkanı, cumhurun başkanı yani siyaset üstü olması gerekirken bir siyasetin tam da göbeğinde olup Türkiye’nin ana muhalefet partisinin Genel Başkanı’nı meydanlarda eleştirme ve yuhalatma hakkını gören bir Cumhurbaşkanı’nı İzmirlilerin de bağrına basacak bir yanı yok”

‘İNSAFLI OLUN’

Erdoğan’ın “İzmir’e suyu biz getirdik” açıklamasını da ele alan Polat, “Recep Bey’in partisi iktidara gelmeden önce yani bundan tam 18 yıl önce İzmirliler teyemmüm ile abdest alırdı. Sağ olsun bizi su ile buluşturdu. Bitkilerin köklerinde kalan suları emerek su içiyorduk. Sayesinde su ile kavuştuk. İnsanda biraz izan olur. Denizle ve bir sürü akarsu ile buluşmuş bir İzmir’e suyu getirdiğini söylemek... Bir önceki gelişinde Adnan Menderes Havaalanı’nı yapmıştı, bu sefer suyu getirdi. Bir daha ki sefer ise İzmir’i kendisinin kurduğunu söyleyecek kadar yetilerini yitirdiğini düşünüyorum. İnsanda biraz insaf olur.” ifadelerini kullandı.

‘EMEKÇİDEN KORKMAYIN’

Bergama’da işten çıkarılan emekçilere Bergama Kaymakamlığı tarafından eylem yasağı konmasına sert tepki gösteren Polat, “İnsanların siyasal kimliklerinden dolayı ekmekleri ile sınanmalarını doğru bulmam. Hakan Koştu’nun oraya yerleştirdiği AKP’li insanların ya da onların sendikalarına üye insanların da CHP orada iktidara geldiği zaman işten mi çıkartacak? Bunu sormak isterim! Çok iyi biliyorum ki yapılacak ilk seçimde CHP, Bergama’yı çok farklı bir oy oranı ile kazanacak. Dört yıl siyasetçiler için uzun zaman dilimleri değildir. Bir dönem belediye başkanı olursunuz, arkasından insanların ekmeğiyle oynadığınız için vicdanlarda lekeli bir yere sahip olursunuz. Beş yılın sonunda sokağa çıktığınızda insanlar size o gözle bakar. Oysa emeği kutsayıp, ona değer verip insanların beceri ve liyakatine göre görev verilmesi gerekirken bu şekilde işlerine son verilmesi çok ucube bir durum. Bununla da yetinmiyorsunuz. Cumhurbaşkanı, Bergama’ya geliyor. Üç tane emekçi arkadaşımızdan korkmuş olsa gerek. Bu arkadaşlarımız eylem yapıyor ve Cumhurbaşkanı şehre geliyor diye Kaymakam açlık grevini dahi yasaklıyor. Korkmasınlar. Emekçiler sadece emeklerinin karşılıklarını istiyorlar” açıklamasında bulundu.

‘PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’

Cumhurbaşkanı Kararı ile Urla ve Çeşme’de yapılan acele kamulaştırmalar hakkında da yorumlarda bulunan CHP’li Polat, “İnsanların mal varlığına çökmek resmen eşkıyalık. İnsanların gönülsüz bir şekilde ata ve dede topraklarına çöküp kimin yapacağının belli olmadığı projelere peşkeş çekilmesini kesinlikle yanlış buluyorum. Hükumetin proje ile ilgili net bir şey söylemiyor oluşu da buranın peşkeş çekildiği hissini uyandırıyor. Bölge halkının rızasına dayanmayan bir projeye kesinlikle karşı çıkıyorum. İnsanların rızası alınır, bölgenin doğasına, çevresine zarar vermeyecek yatırımlara elbetteki karşı değilim. Yatırım düşmanı değilim. Ancak insanların atalarından,dedelerinden kalmış toprakların birilerine peşkeş çekilmesine karşıyız, izin de vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.

UZLAŞI ADAY’DA TEMEL DAYANAK NOKTASI NE?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzlaşı aday konusundaki tutumu hakkında da konuşan Polat, “Genel Başkanımızın uzlaşı aday konusundaki tutumu partinin iktidara gidiyor olmasını bilmesinden kaynaklanıyor. Parti iktidara giderken kavgalı bir ev görüntüsü vermek istemiyor. Türkiye’de demokrasinin aşındığı noktada parti içi demokrasicilik oynamak, parti içerisinde yeni fay hatlarına sahip olmak Genel Başkanın istemediği şeylerden ki bu yönetimin partiyi iktidara taşıyacağını düşünüyorum. Uzlaşının temel dayanağının bu olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi