Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Bütçe Kanun tasarısının görüşmelerinin ilk günü yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan için öngörülen 434 milyon 96 bin liralık ödeneğe karşı çıktı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde başlayan Bütçe Kanunu görüşmelerinin ilk günü hareketli geçti. Bütçenin tartışıldığı toplantıda CHP İzmir Milletvekili Musa Çam’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ödeneğine karşı çıktığı ve Meclis çalışanlarının haklarını savunduğu konuşması damga vurdu. Çam “Ahmet Necdet Sezer 8 yıllık görev süresi boyunca 197 milyon lira harcamış. Bir önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 744 lira harcamış. Erdoğan ise örtülü ödenek dahil 2 milyar 944 lira harcama yapıyor. İnsan elini vicdanına koyar. Bu yetimin, kamu çalışanının, işsizin hakkı değil midir? Miting meydanlarında başkanlık sistemini getirebilmek için elinde Kuran’ı salladı. Anayasa’daki laiklik ilkesini açık ve net bir şekilde ihlal etti. Şimdi biz ona bütçe çıkaracağız, ödenek aktaracağız. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir Cumhurbaşkanı kutsal kitabı alarak sallamaz” dedi.

 

‘ANAYASAYI ALENEN İHLAL EDİYOR!’

Cumhurbaşkanı’nın başkanlık sistemi ile ilgili ‘kabul etseniz de etmeseniz de Türkiye’de yönetim şekli değişmiştir’ ifadelerini kullandığını hatırlatan CHP’li Çam, “Cumhurbaşkanı bu tavrıyla Anayasa’nın ilgili maddelerini ihlal ederek ben halk tarafından seçildim; Anayasanın öngördüğü statü geçerli değildir, benim için anayasa önemli değildir demiştir. Başkanlık sistemini uygulamaya çalışmaktadır. Ancak Anayasada tek değişiklik 102 maddedir. Bunun dışında 101, 103,104, 105 aynıdır anayasanın üstünlüğü maddesi Cumhurbaşkanını bağlamaktadır. Tüm fiil ve işlemleri ile ilgili mutlaka hesap vermek durumundadır” diye konuştu.   

 

‘CUMHURBAŞKANI TARAFSIZLIĞINI YİTİRMİŞTİR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği günden bu yana tarafsızlığını yitiren işler yaptığını, aleni bir şekilde Anayasa’yı ihlal ettiğini belirten Çam, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı oldu. 27 Ağustos’a kadar başbakanlıktan, milletvekilliğinden ve AKP Genel Başkanlığından istifa etmedi. AKP kongresine hem Cumhurbaşkanı hem başbakan hem genel başkan olarak katıldı. Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirmiştir. 7 Haziran seçimlerinden önce toplu açılış ve temel atma töreni adı altında meydanlarda AKP için oy istedi. ‘Anayasayı değiştirecek misiniz, başkanlık sistemini getirecek misiniz’ diyerek resmen istifa ettiği partisine oy istemiştir. Seçim yasalarının ilgili maddelerini alenen ihlal etmiştir.

AGİT’in (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) bir raporu var; ‘Cumhurbaşkanı Anayasaya göre parti tutmaması ve seçimlerde tarafsız olması gerekirken seçim kampanyasında aktif rol oynamış ve açıkça taraf tutmuştur’ diyor. Bir Cumhurbaşkanı aleni ve açıktan bir siyasi partinin seçim kampanyasını yürütür mü? Türkiye’de yürütülüyor. Ama savcılar, hakimler, Yüksek Seçim Kurulu herhangi bir işlem yapmıyor.

Olağanüstü ve sıkıyönetim durumlarında Bakanlar Kuruluna başkanlık yapacakken olağan durumda Bakanlar Kuruluna başkanlık yaptı. Üstelik kurulu yerinde toplamadı, bakanları saraya çağırdı. Başbakanın otoritesini sarstı.

Meclis iradesini baskı altına almaya çalıştı. Merkez Bankası gibi özerklik bir kuruma açık ve aleni bir şekilde müdahale ediyor. Yargıya müdahale ediyor. 17-25 Aralık davasından sonra bu davayla ilgili ne kadar hakim, savcı varsa tutuklattı.  Mit TIR’ları haberi nedeniyle Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül’ü tutuklattı.

 

‘URLA ZEYTİNELİ DE SARAY GİBİ KAÇAK!’

 

Suriye’ye askeri malzeme ve mühimmat göndererek başka ülkelerin içişlerine karıştı ve Adana’da bu TIR’ları yakalayan 4 askeri hakim ve savcı tutuklandı. Kamuda elbette yeni binalara ihtiyaç vardır. Madem yeni bir binaya ihtiyaç var imarsız bir alanda ya da sit alanının olduğu yerde, Atatürk’ün vasiyetinin yok ederek koca orman alanına bir cumhurbaşkanlığı binası yapılması doğru mudur? Atatürk Orman Çiftliği’ne kaçak saray yapmanın anlamı ne? 1/10 binlik planı idare mahkemesi tarafından iptal edilen kaçaklığı kanıtlanan bir saray yaptı. TC devletinin Cumhurbaşkanı kaçak bir binada ikamet ediyor. Bu bize yakışmıyor. Bununla da sınırlı değil. İzmir’in Urla ilçesi Zeytineli köyünde sit alanı olduğu yerde kaçak villa yapıyor. Mahkeme durdurma kararı veriyor. Saray kaçak, yazlık villa kaçak … Bir ülkenin cumhurbaşkanına bunlar yakışıyor mu? Bu tür yasak işlere itibar etmemeli. Mahkeme kararına karşı Cumhurbaşkanı kimin gücü yetiyorsa gelsin yıksın diyor. Vatandaş evlenen çocuğuna bir göz ev yapıyor ertesi gün mühürlenip yıkılıyor. Oysa Cumhurbaşkanı bu tip yasa dışı uygulamalara en fazla dikkat etmesi gereken kişidir.

 

‘MECLİS ÇALIŞANLARININ SENDİKALAŞMASI ENGELLENMESİN’

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, konuşmasının sonunda Meclis’in tüm komisyonlarının çalışmasının sağlanması gerektiğini de yeniden vurguladı. “Meclis’in kaliteli bir şekilde çalışmasını istiyoruz” diyen Çam, “Tüm komisyonlar çalışmalı, kanunlar sadece Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor. Torba kanunların artık bitmesini istiyoruz. Meclis çatısı altında 5 bine yakın insan çalışıyor. Örgütlenmek istediler, sendika hakkını kullanmak istediler. Uzun bir süre engellendi, baskı altına alındı. Konu Anayasa Mahkemesi’ne gitti. Sendikalı olabileceğine dair karar çıktı. Rica ediyoruz Meclis çatısı altında kimseye baskı yapılmasın, kendi sendikalarını özgürce seçebilsinler. 4C’li personelin haklarıyla ilgili ciddi sıkıntılar var. Burada önceki meclis başkanları bu sorunların çözülmesi için söz verdiler. Hala çözülmedi. Kıdem tazminatsız çalışan Meclis personelinin haklarının verilmesi gerekiyor. Yasa yapan bir yer olarak meclisin kendi çatısı altında pek çok eksiği var ve bunların düzeltilmesi gerekiyor” açıklamalarını yaptı.

 

Editör: Haber Merkezi