Bakanlığın adından bilimi çıkartan AKP hükümeti, anlaşılan o ki bu kurumların içinden de bilimi, teknolojiyi ve gelişmeyi çıkarmış. Üzülerek görüyoruz ki;

Bu bütçede bilim yok, teknoloji yok, AR-GE yok.TÜBİTAK’ın 2019 yılı bütçesi sadece 3 milyar 74 milyon 236 binTL

Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi ise 10 milyar TL. Bakınız, tablo bu olunca sonuçları nasıl oluyor. 2017 yılında tüm dünyada 243 bin 500 patent başvurusu yapılmış.

ABD56 bin 624 başvuruile 1.G. Kore ise 15 bin 763 başvuru ile 5 sırada. Peki Türkiye?1235 başvuru ile maalesef 21. sıradayız. 2018 Küresel İnovasyon Endeksleri raporunda Türkiye bir önceki, yıla göre 7 basamak gerileyerek 126 ülke arasında 50. Sıraya gerilemiştir. OECD ülkeleri milli gelirlerinin ortalama %2,5 ‘unu AR-GE faaliyetlerine ayırmaktadır. Bizde ise %1 bile değil. İbn-i Sina’nın güzel bir sözü var, diyor ki bilim ve sanat itibar görmediği ülkeyi terk eder.  Bizde de öyle oluyor zaten. Hükümet kısa bir süre önce bilim insanlarımızın yurda dönüşü için seferberlik başlatmış olmasına rağmen; 2017 yılında 253 bin 640 kişi ülkeyi terk etmiştir.

Bunların   % 42 si 20 ila 34 yaş grubunda insanlar,  yani gençlerimiz. Yani beyin göçü olanca hızıyla devam ediyor.

TÜRKİYE’NİN MARKASI YOK

Ülkemizin dünyanın her köşesinde 7 den 70 e kadar herkes tarafından bilinen bir markası var mıdır? Örneğin Mercedes gibi Adidas gibi Samsung gibi. Maalesef yok. Bu sizleri rahatsız etmiyor mu? Almanya’daki bir otomobil şirketinin AR-GE için ayırdığı miktar Türkiye’nin toplam AR-GE harcamasının 2 katından fazla. Bilimde ilerlemek, yeni gelişmelere ayak uydurmak hatta öncülük etmek zorundayız.

TÜBİTAK YÖNETİM KURULU VE TÜBA YÖNETİM KONSEYİ’NDE BİR TEK KADIN ÜYE YOK

Bu kurumlar ülkenin sadece bugünleri değil geleceği ve umudu olmalı. TÜBİTAK’ın yönetim kurulunda 7, TÜBA’nın yönetim konseyinde ise 11 bilim adamı var, bilim insanı demiyorum çünkü bu iki kurumun yönetiminde tek bir kadın üye yok. Acaba bu yönetim kurulu üyelerinin AKP’li siyasetçilerle irtibatlı olmayan tek bir üyesi var mı? Listeye almadığınız milletvekillerini ya bakan yardımcısı yapıyorsunuz ya da TUBİTAK gibi kurumlara yönetim kurulu üyesi olarak atıyorsunuz. Özellikle sosyal medyada alay konusu haline gelen TÜBİTAK, kabul ettiği kadar kabul etmediği projelerle de ön plana çıkıyor. Manisalı lise öğrencilerinin hazırladığı bir proje var. TÜBİTAK bu projeye hayır diyor.  Proje Harvard Üniversitesi ve Almanya’da yapılacak Uluslararası Sanat ve Bilim Konferansı’na davet ediliyor. Geçtiğimiz yıl TED Antalya Koleji öğrencileri TÜBİTAK 'ın düzenlediği liselerarası proje yarışmasına başvurdu. TÜBİTAK projeyi kabul etmedi. Öğrencilerimiz aynı proje ile ABD'de düzenlenen liseler arası yarışmaya katıldı, TÜBİTAK'ın kabul bile etmediği bu çalışma 54 ülkeden 2 bin 450 proje arasında dünya 1'incisi oldu. Bu örnekleri üzülerek söylüyorum çoğaltmak mümkün

GENÇLER ÜLKEYİ TERK EDİYO

Ülkeyi ne hale getirdiğinizin, kurumların içinin nasıl boşaldığının, işlevini nasıl yitirdiğinin resimlerden biridir TÜBİTAK. Maalesef her kurumda olduğu gibi bu kurumda FETÖ terör örgütü tarafından resmen işgal edilmişti. 2013-2018 tarihleri arasında FETÖ terör örgütü ile irtibat ve iltisaklı 1289 kişi kurumdan atıldı. Sayın Bakana sormak isterim bu kişilerin kurumla ilişiğini kestiniz. Peki destek sağlanan projeleri mercek altına aldınız mı? Haksız yere bir yerlere proje adı altında yapılan ödemeleri mercek altına aldınız mı? Her kurumda yaşandığı gibi liyakat ve ehliyete bakılmaksızın, sadece siyasi yakınlıklar üzerinden atamalar yapıldı. Şimdi size burada KİT Komisyonu üyelerimizin TÜBİTAK’a bağlı Marmara Teknokent Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyeleri ile ilgili yaptığı bir suç duyurusundan bahsedeceğim. Sayıştay TBMM Kit Komisyonuna gönderdiği MARTEK A.Ş’ye ilişkin denetim raporunda birçok usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararı tespit etmiş. CHP KİT Komisyonu üyeleri bu konuda suç duyurusunda bulunmuştur. Zamanın darlığı nedeni ile burada bunları tek tek okumak mümkün değil. Ama sadece ilgili genel müdürün 2016 yılında ikramiyeler dahil 32 bin TL maaş aldığını söylemek bile bu işin ne kadar ciddi olduğunu gösterir. BOTAŞ, MKE TOKİ gibi binlerce personelin çalıştığı kamu şirketlerinde aynı görevi yapan mevkidaşları ise tüm ödenekler dahil 13 bin TL maaş almaktadır. Bu Sayıştay raporuna, KİT Komisyonu üyelerimizin yapmış olduğu suç duyurusuna göre ilgili bakanlık bu konuların açığa çıkartılına kadar bu kişiyi görevden alması gerekirken, bu kişi kısa süre önce Sağlık Bilimleri Üniversitesi Teknopark Genel Müdürü olarak atandı. Bu Sayıştay raporunu hazırlayan yetimin hakkını korumaya çalışan görevli ise daha pasif bir göreve atandı.

KAMU KURUMLARDA YANDAŞ SENDİKA

Bir diğer konu ise 2 Nisan 2018 tarihinde yazıyla DİSK üyesi bir sendika TÜBİTAK Başkanlığından sendikal etkinlikler konusunda izin istemesine rağmen aradan geçen 9 ayda olumlu ya da olumsuz cevap alamamıştır. Buna karşılık Hak-İş üyesi Öz-Büro-İş Sendikasının yöneticilerinin sözlü ve yazılı istekleri yerine getirilmiş ve onların talepleri doğrultusunda çalışanlar TÜBİTAK’ın Gebze ve Ankara’da bulunan Başkanlık ve enstitü binalarında çalışma saatleri içinde Öz Büro-İş Sendikası’nın toplantılarına yasal olmamasına rağmen yönlendirilmişlerdir.

Öz Büro-İş’e sağlanan kolaylıklar arasında toplantı salonlarının mesai saatleri içinde tahsis edilmesi yanında propaganda ve duyuru posterlerinin ve yayınlarının bina içinde duvarlara asılması, çoğaltılması ve dağıtılması; çalışanların telefonlarının ve iletişim bilgilerinin Öz Büro-İş’e verilmesi, TÜBİTAK iç iletişim hatlarının Öz Büro-İş Sendikası tarafından kullanılması bulunmaktadır.Stratejik bir kuruluşta bu düzeyde olanaklar Öz Büro-İş Sendikası’na hangi amaçla, nasıl, neden ve kimler tarafından kullandırılmıştır? Bu konuda açılmış herhangi bir soruşturma var mıdır? TÜBİTAK’ta hangi gerekçeyle Hak-İş üyesi Öz Büro-İş Sendikası’na hiçbir yetkisi olmadığı halde kolaylıklar sağlanmıştır? Türkiye Bilimler Akademisinin görevi ise bilim insanlarını, bilimsel araştırmaları desteklemek, özendirmek, gençleri bilim ve araştırma alanına yöneltmektir. 1993 yılında kurulan TÜBA’nın yapısı AKP iktidarı döneminde değişikliğe uğratıldı. Önceden kendi üyelerini kendisi seçen bu kurum yapılan değişiklik neticesinde maalesef seçim hakkı elinden alınmıştır. Yani bilim insanlarının seçkinliği konusunda ki kararı da SARAY veriyor. Bu tam anlamıyla bütçenizi ben veriyorsam;  benim kontrolüm altında olacaksınız anlayışıdır. Peki, TÜBA’nın bütçesi nedir diye baktığımız zaman, Bütçenin 16 milyon 900 bin lira olduğunu görüyoruz. Bilimsel araştırmalara destek için ayrılan miktar ise; 7 milyon 831 bin lira, Yani sarayın 4 günlük masrafı.İşte özerk olması gereken bir kurum ve bu kuruma verilen değer. Takdir yüce milletimizin.İçinde bilim, teknoloji olmayan,kadın olmayan bu bütçeye Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak olumlu oy vermeyeceğiz diyerek bütçe konuşmasını tamamladı.

Editör: Haber Merkezi