Son Kurultayınızın sloganlarından biri de yine ‘değişim’di. Cumhuriyet Halk Partisi bir süredir bu sloganı sıkça kullanıyor. CHP’de değişen bir şey mi var?

Kurultayın öncesindeki Cumartesi günü toplumun kurultaya dair heyecanının çok olmadığını düşünüyorduk ama Pazartesi günü tam da öyle olmadığını gördük. İnsanlarda farklı bir hava oluştu. Kurultay her şeyden önce şablonu değiştirdi.  Örgütün alttaki damarı ortaya çıktı. Ancak ben değişim derken, değişimin bundan sonraki süreçte kendini göstereceğini düşünüyorum. İçte enerjisini harcamadan dışarıya dönük mücadele eden bir yapının kurulması gerektiğine inanıyorum. Bu yapısal bir problem ve yapısal problemlerin giderilmesi ihtiyacı var. Bir yıldır bunların üzerine çalışıyordum. Yeni üyelik, aktif üyelik, liyakat, hepsi başka ve ayrı ayrı önemli şeyler. CHP’de dışa dönük mücadele edenlerin yapısı kurulmalı.

Sıkça yerel yönetimlerin denetimine dair mekanizmalar kurulmasından bahsediyorsunuz. CHP İzmir’de yerel yönetimlerde iktidarda. Buraya dair bir eleştiriniz mi var?

Sadece İzmir’e dair bir şey değil bu, İzmir’le alakası yok söylediğimin; bu genel bir konu. Bunu kişiselleştirmemek lazım, problemin kişileri değiştirmek olmadığını, kurumsal olduğunu düşünüyorum. Yerel yönetim bir icra makamı, bir performans denetimine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Dönem dönem bu performansın denetlenmesi ve daimi dinamik bir yapı kurulup, bu dinamik yapının aktif olması sağlanmalı. İktidar savaşından yerel yönetimlerin de uzaklaştırılması gerekir. İyi bir belediye başkanına hiç kimse bir şey yapamaz.

Kurultaylar öyle ya da böyle gerçekleşiyor ama oy verenlerin beklentisi CHP’nin iktidar olması. CHP ne yaparsa iktidar olur?

Şuan konjenktüre baktığımız zaman ortalık çok dağınık. Tam bir baskıcı yönetim şekli sergileniyor AKP tarafından. Bu yüzden halkın birlikte mücadele edeceği bir ortamı yaratmak gerekiyor. Bununla ilgili de tüm üye yapısı ve genel merkezin yöneticileri, yerel yöneticiler tek yürek olmalı ve tabana da bunun güvenini vermeli. Birlikte olduğumuzu gösterip, hep beraber mücadele etmenin kanallarını bulmalıyız.

Kurultayınızda  Kürtçe ‘barış’ anlamına gelen ‘aşiti’ pankartı vardı. İstanbul örgütünüz 150 kişiyle Diyarbakır’a gitti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da Diyarbakır’ı kardeş şehir ilan etmişti ve şimdi devamını getirmesine dair çağrılar var. CHP Kürt sorununa dair yeni bir şey mi söylüyor? Bundan sonra ne olacak?

Aziz Bey’in attığı adım o zaman da çok değerliydi. Devamını getirmekte bence biraz eksik kaldık. İstanbul örgütümüz, İstanbul milletvekillerimiz ve belediyelerimizin bir çıkarma yapmasının anlamı şudur; biz Türkiye’nin sorunlarının farkındayız veTürkiye’nin sorunlarına dair bizim yapabileceğimiz çok şey olduğunu göstermek istiyoruz. Bu sorun sopayla halledilemez. O bölgenin insanının Suriye’de akrabaları olduğu gibi, batıda da çok daha fazla akrabaları, dostları, kardeşleri var. Bu toplumun birlikte olduğunu göstermek lazım. Bu yüzden Cumhuriyet Halk Partisi ortak yaşamın üzerinde daha çok yoğunlaşacak. Eşit yurttaşlık dediğimiz konu zaten hepimizin istediği bir konu olmalı, CHP sosyal demokrat bir partidir. Sorunların çözümünde taşın altına elini koyma konusunda bir süreç başlıyor.

Bu İzmir’de de olacak diyorsunuz?

Zaten başladı bir süreç. Aziz Kocaoğlu bunu söylediği zaman doğru söylemişti zaten. Bazıları tepki göstermiş olabilir ama Diyarbakır bu ülkenin toprağı değil mi? Gidip Rusya’dan bir kentle yapınca kimse bir şey söylemiyor da Diyarbakır’ı kardeş şehir ilan etmek neden insanları gocunduruyor anlamıyorum. Böyle bir şey olamaz.

Adınız yeni oluşacak görev dağılımında Bilişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak geçiyor. Buna dair bir şey söylemek ister misiniz?

Ben partinin değişim sürecinde dışa dönük siyaset yapan, sorunları gidermeye çalışan bir insanım. Kişilere takılmamaya, iç kavgalara taraf olmamaya dikkat edip pozitif bir siyaset yapmayı denedim. Yönetişimci bir insanım. Aktif bir görev verildiğinde bize düşün bu partinin yapısal problemlerini gidermek olmalı. Tabi ki ben de orada görev almayı çok isterim. Bundan önce mutfağında çok oldum, şimdi de o alanda görev almak istiyorum.

 

Röportaj: Ümit Kartal

Editör: Haber Merkezi