CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayiciler Odası, İzmir Ticaret Borsası ve Ege İhracatçı Birlikleri'nin ortaklaşa düzenledikleri anayasa değişikliği bilgilendirme toplantısına tepki gösterdi.
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, toplantıya düzenleyen kurumların başkanlarına yönelik mektubu basın kuruluşlarına da servis ederek, toplantıya Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Şuay Alpay, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Sivil Dayanışma Platformu Temsilcileri Mustafa Dağcı ve Mehmet Şahin konuşmacı olarak katılacağını hatırlattı ve mektuba şu ifadelerle devam etti:
"Eğer bu toplantının ismi 'Anayasa Değişikliği Bilgilendirme Toplantısı' değil de 'Anayasa Değişikliği Bilgilendirme Toplantıları' olsa ve bu toplantı da bu toplantılar serisinin ilki olsa size bu mektubu yazma gereği duymayacaktım. Toplantıya Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Şuay Alpay, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Sivil Dayanışma Platformu Temsilcileri Mustafa Dağcı ve Mehmet Şahin konuşmacı olarak katılacağı açıklanmış. Ancak durum böyle değil ve anlaşılan o ki tek bir toplantı yapılacak. Bu toplantının konuşmacıları da Cumhurbaşkanının başdanışmanı, bir bakan yardımcısı, iki sivil dayanışma platformu temsilcisi ile akademik yaşamını bu anayasa değişikliğinin ülkemizde 'muhteşem bir demokrasi' inşa edeceğini anlatmaya vakfetmiş bir akademisyenden oluşan Sayın Cumhurbaşkanının pek 'itimat ettiği şahsiyetler' olacakmış. Anlaşılan o ki, tarafınızca belirlenmesine imkan tanınmamış evet kampanyası için gözü kararmışçasına mücadele eden bu zat-ı muhteremleri davet ediyorsunuz. Bu duruma şaşırdığımı açıkça ifade etmeliyim. Bu güne kadar her fırsatta Cumhuriyetin faziletlerini ve onun banisi Ulusal Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün büyüklüğünü ve vazgeçilmezliğini anlatmaktan imtina etmeyen şahsen tanıdığım oda, borsa ve birlik başkanlarının Cumhuriyetin en önemli faziletlerinden olan hukukun üstünlüğünden vazgeçip üstünlerin hukukuna teslim oldukları anlaşılıyor. Yaşam biçimlerini, kültürünü, etik değerlerini az çok bildiğim ve vatanseverliğinizden asla şüphe duymadığım sizlerin bu toplantıyı kendi istek ve arzunuzla düzenlemiş olmanız son derece vahimdir. Zira, başında bulunduğunuz kurumların varlığı ve gücü tarafsızlığından kaynaklanmaktadır."
"EVET'Çİ - HAYIR'CI KUTUPLAŞMASINDA YERİNİZİ EVET SAFLARINDA ALMIŞSINIZ"
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan'ın mektubu şu ifadelerle sürdü:
"Farklı düşüncelere, siyasal aidiyetlere, farklı siyasi partilere oy veren üyeleriniz var ve bu ise size toplumu ortak değerler etrafında birleştirme sorumluluğu veriyor. Ne yazık ki bu tek taraflı toplantı ile bu sorumluluğunuza aykırı olarak hareket ettiğiniz görülüyor. Ülkemizde zaten yeteri kadar var olan etnisite, inanç, modern muhafazakar kutuplaşmalarına yeni bir fay hattı olarak eklenen evetçi -hayırcı kutuplaşmasında yerinizi 'evet' saflarında almakta ve toplumu ortak değerler etrafında birleştirme, tarafsız olma misyonunuzu kaybetmekte olduğunuz anlaşılıyor. Üzülerek söylemeliyim ki bu tutumunuz Türkiye’ye demokrasi kültürü ile örnek olan İzmir’in odalarına, ihracatçı birliklerine, ticaret borsasına hiç ama hiç yakışmıyor. Bu tutumunuz, İzmir kamuoyunda saltanat kayığında yer, sarayda oda aradığınız algısını şimdiden oluşturmaya başlamıştır. Bu hatadan dönmenizi ve bu algıyı düzeltmenizi her birinizin dostu ve bu kentin bir milletvekili olarak önemle istirham ediyorum. Yok eğer bu toplantı sizlerin talebi üzerine değil de doğrudan ya da dolaylı olarak sarayın ve iktidarın bakanlarının baskısı sonucunda düzenleniyor ise bu daha da vahimdir. Zira biliniz ki tarih sadece zalimleri ve onların zulmüne direnenleri yazar. İzmir deyince bizim aklımıza Hasan Tahsin gelir, Mustafa Fehmi Kubilay gelir. Bir insan ne zaman ölür? diye sormuştu Şadan Gökovalı bir konferansında ve sonra kendisi yanıtladı sorduğu soruyu, 'İsmi son kez anıldığında'. İzmir’in işgalinde valilik yapan kambur İzzet’in ismini bilen yoktur ama Hasan Tahsin’ler, Kubilay’lar ölümsüzdürler."
