Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Ednan Arslan, orman yangınları konusunda olası tehlikeyi gördüklerini ve 9 Ocak'ta Bakanlıktan orman yangınlarının seyri ve alınan önlemler hakkında bilgi edinme talebinde bulunduklarını, hükümeti de uyardıklarını söyledi.

CHP'li Arslan, yanan her ağacın, yangında hayatını kaybeden her canlının sorumlusunun, ormancılık politikasını yerle bir eden anlayış ve gerekli önlemleri almayanlar olduğunu vurguladı.

Ednan Arslan açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Orman yangınları ve alınması gereken önlemlere ilişkin bilgi edinme talebime Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 1 Şubat 2019 tarihinde verilen yanıtta;

Orman yangınlarına karşı yerli ve son teknolojiyi kullanıyoruz.

Bu sayede orman yangınının başlaması ile çıkan duman 15 saniye içerisinde Yangın Harekât Merkezlerine bildirilmektedir.

Bugün orman yangınlarına mücadele için 24 adet su atar helikopter, 6 adet idari helikopter, 5 adet amfibik uçak ve 1 adet yönetim uçağı olmak üzere toplam 36 adet hava aracı ve toplam 2.500 adet kara aracına sahibiz.

Toplam 19.507 personelimiz ile orman yangınlarına müdahalede gösterdiğimiz gayretlerimiz sonucunda yanan alanlarda geçmiş yıllara göre yüzde 75 oranında azalma sağlanmıştır.

Ayrıca orman yangınlarına karşı 776 adet kuleden 24 saat gözlem yapılmaktadır.

122 gözetleme kulesinde 244 kamera kullanılmakta, yangın söndürme süresini kısaltmak için 3 bin 111adet havuz ve gölet yapılmıştır denilmektedir.

Sonuç: Yanan ormanlar, söndürülemeyen yangınlar, yok olan geleceğimiz, hayatını kaybeden milyonlarca canlı, bozulan doğal denge, beraberinde artan afetler. Madem bu kadar önlem aldınız, bu sonuç nedir?

Peki, şimdi ne diyorlar;

“İzmir Karabağlar’daki yangına 19 helikopter, 240 arazöz, 25 dozer ve 1150 personelle müdahale ediyoruz.Tek bir ağacı dahi korumak için bu gece ilk defa koordinasyon uçuşu gerçekleştireceğiz.”

Tarım ve Orman Bakanlığının yangın söndürme ve uçak kiralama ihalesini fiyat farkı nedeniyle Türk Hava Kurumu yerine bir mimarlık firmasına verdiği yönündeki haberler basınımızda geniş yer buldu. Söndürülemeyen yangınların nedeni işte bu kafadır. Orman yangınlarıyla mücadele gibi yaşamsal ve uzmanlık isteyen bir alandan tasarruf edilmez, etkili önlem alınır.

Ormanlar yanıyor, Bakanlık başını kuma gömmüş!

Bakanlık yanıtında sadece bir yılı baz alarak, “Müdahalede gösterdiğimiz gayretlerimiz sonucunda yanan alanlarda geçmiş yıllara göre yüzde 75 oranında azalma sağlanmıştır.”denilmektedir. Fakat bu açıklamaTarım ve Orman Bakanlığı yetkilerinin başları nasıl kuma gömdüğünü gösteren çarpıcı bir örnektir. Verilerle oynayarak, kamuoyunu yanlış bilgilerle yanıltarak orman yangınlarını önleyemezsiniz.

Bakanlık verilerine göre;

2014 yılında çıkan 2 bin 149 yangında 3 bin 117 hektar alan

2015 yılında çıkan 2 bin 150 yangında 3 bin 219 hektar alan

2016 yılında çıkan 3 bin 188 yangında 9 bin 156 hektar alan

2017 yılında çıkan 2 bin 411 yangında 11 bin 993 hektar alan

2018 yılında ise 2 bin 167 yangında 5 bin 644 hektar alan yanmıştır.

Bu tablo, alınmayan önlemlerin, Bakanlıktaki siyasal kadrolaşmanın, rant anlayışının acı bir sonucudur.

Başta İzmir olmak üzere yaşadığımız felaket, bize bir kez daha göstermiştir ki ormanlarımıza ilişkin politikalar, onları korumaya ve geliştirmeye yönelik önlemler tepeden tırnağa tekrar gözden geçirilmelidir. Bu politikalar oluşturulurken, orman köylüleri, sendikalar ve konuyla ilgili diğer STK’ların görüşleri dikkate alınarak ortak akılla bilimsel parametrelerle çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda bir yurttaş, bir milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu üyesi olarak mücadele vermeye devam edeceğim.”

Editör: Haber Merkezi