Özcan Purçu meclis konuşmasında Malatya'ya Vali Yardımcısı Mustafa Tutulmaz'a yönelik sert eleştirilerde bulunurak, ”Cumhurbaşkanı günlük yediği ekmeğe, yemeğe para veriyor mu? Elektriğe para veriyor mu? Suya para veriyor mu? Ev kirası veriyor mu? Her şey bedava, arabaya dahi mazot koymuyor, devletin arabasını da kullanıyor. Neden zam yaptınız? Afyonkarahisar'da bir insanlık dramı yaşandı. Ne yaşandı? Dört yıldan beri çadırda yaşayan bir Roman vatandaşa valilik, kaymakamlık bir tane konteynır vermedi. O kadın yangında, çadırda yanarak öldü. Vali ne demiş biliyor musunuz? ‘Romansa boş verin’ demiş. ‘Romansa boş verin’ Allah seni kahretsin Vali!” ifadelerini kullandı.

Kriz döneminde hükümetin aldığı önlemleri eleştiren Purçu, şu şekilde konuştu:

Ne yapmışsınız? Vergilere zam yapmışsınız.

Ne yapmışsınız? Doğal gaza yüzde 49 zam yapmışsınız.

Ne yapmışsınız? Elektriğe yüzde 20 zam yapmışsınız.

Ne yapmışsınız? Mazota, benzine zam yapmışsınız.

Ne yapmışsınız? Kredi kartı faizlerine zam yapmışsınız.

Vatandaşı ez babam, ez! Ey Hükûmet, ez babam, ez! Ez babam, ez!


Baktım, dedim ki: Acaba daha ne yaptılar?

Bir de baktım, Cumhurbaşkanına zam yapmışlar…

Cumhurbaşkanının maaşına bu kriz döneminde zam olur mu?

Ayıptır yahu, bu vatandaşa en büyük hakaret budur.Cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ama şunu bilin:

Cumhurbaşkanı günlük yediği ekmeğe, yemeğe para veriyor mu?

Elektriğe para veriyor mu?

Suya para veriyor mu?

Ev kirası veriyor mu?

Her şey bedava, arabaya dahi mazot koymuyor, devletin arabasını da kullanıyor.

Neden zam yaptınız?
Bu kriz döneminde bu yapılır mı?

Bu yapılmaz, bu yapılmaz arkadaşlar.
Vatandaş ekmek bulamıyor, elektrik, su borcunu ödeyemiyor, siz ne yapıyorsunuz?

Ez babam ez, vatandaşı ez babam ez.

Bir de, yandaşların vergi borçlarını da siliyorsunuz.

Eskiden Türkiye Cumhuriyeti'nin geliri tarım, hayvancılık, turizmdi.

Şimdi ne oldu? Bak, söyleyeyim size:

Bir gelirimiz bedelli askerlik; diğeri, trafik cezaları; diğeri, imar barışı; bir diğeri, vergi barışı; bir diğeri de, vergi zamları.

Daha ne yaptınız, daha ne yaptınız, haydi söyleyin bakalım.
Geçen gün baktım ki Türkiye'nin dış borcu 3,5 kat artmış.

Seksen yılda 129 milyar dolar borcumuz varken siz on altı yılda 457 milyar dolara çıkarmışsınız borcu.

Bir de ne yapmışsınız? Övünüyorsunuz, diyorsunuz ki: "IMF'ye olan 22 milyar dolar borcu kapattık." Nasıl kapattınız IMF'ye borcu?

Yüzde 2'yle, yüzde 3'le borçlanıyordunuz; şimdi yüzde 7,5 faizle alarak, tefecilere yüzde 7,5 ödeyerek yüzde 2'yi kapattınız.
Bakın, kime borcunuz var, tek tek söyleyeyim size. IMF'ye borcu kapattınız da yüzde 7,5 faizle kime borcunuz var, okuyayım mı, istiyor musunuz?

Liste çok uzun da bir sayfa alabildim.

Belçika'ya 3,5 milyar dolar,

Danimarka'ya 1 milyar dolar,

Almanya'ya 18 milyar dolar,

İrlanda'ya 1,5 milyar dolar...
Yunanistan'a 900 milyon dolar,

İspanya'ya 1,8 milyar dolar,

Fransa'ya 7,6 milyar dolar...

Ben yoruldum, okuyamıyorum, daha çok var çünkü var oğlu var.

Şimdi size başka bir konudan bahsedeyim:

Afyonkarahisar'da bir insanlık dramı yaşandı. Ne yaşandı?

Dört yıldan beri çadırda yaşayan bir Roman vatandaşa valilik, kaymakamlık bir tane konteynır vermedi. O kadın yangında, çadırda yanarak öldü. Yanarak öldü.

O vali var ya! Yazıklar olsun sana Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz! Onu görevden almazsanız vallahi billahi Hanife Hanım'ın vebali boynunuzda. Ey Vali! Haydi, bakalım, bu soğukta, bir gece Afyonkarahisar'da çadırda kal. Elektrik yok, su yok, mutfak yok, banyo yok.

Siz Romana bu kadar mı değer veriyorsunuz? Dört yıldan beri... Yüzlerce dilekçe var burada.

Bakın, oğlu kaymakamlığa dilekçe vermiş.

Vali ne demiş biliyor musunuz? "Romansa boş verin." demiş. "Romansa boş verin." Allah seni kahretsin Vali!

Dinar Kaymakamı Mustafa Şahin'i ödüllendirdiniz.,Malatya Vali Yardımcısı yaptınız. Yazıklar olsun!

Romana verdiğiniz değer bu mu sizin?

Sizin bütçenizde Roman yok…

Sizin bütçenizde fakir yok…

Sizin bütçenizde fukara yok…

Sizin bütçenizde işçi yok…

Yazıklar olsun!

Kaç defa söyledim size "Barınma sorunumuz var." dedim. Çocuklarımız çadırda, evlatlarımız, yaşlılarımız çadırda. Hiç biriniz dinlemediniz.

Roman ya tabii ki...  Bir tane konteynır’ı dört yılda göndermediniz.

Yanarak can verdi çadırda.

Bakın, bu bütçede Roman Eylem Planı'na yine para ayırmadınız.

Romana bütçede para yok, fakire yok, fukaraya yok.

O zaman barınmak için ev yapacaksınız.

Romana verdiğiniz değer bu işte.

Bakın, Mustafa Şahin'i görevden alacaksınız. Onu ödüllendirdiniz, Malatya'ya Vali Yardımcısı yaptınız. Mustafa Şahin'i İçişleri Bakanı görevden almazsa hem bu Hükûmetin hem o İçişleri Bakanının, Hanife Hanım yanarak can verdi o çadırda, onun vebali boynunuzda olsun.

Afyonkarahisar'da bir Roman hanımefendi çadırda yanarak can verdi. Dört seneden beri de dilekçesi olmasına rağmen...

Çadırda doğmuş büyümüş bir Roman çocuğu olarak çadırda yaşamanın ne demek olduğunu iyi biliyorum.

Editör: Haber Merkezi