İZ GAZETE- Yerel seçimlerde büyük bir değişime imza atıldığını söyleyen Polat, yoksullaşmanın gittikçe kader haline dönüştüğü noktada CHP’li belediyelerin insanların lokmasını büyütecek işler yapacağını, İzmir modelinin iyi bir örnek olduğunu ve büyüyerek devam edeceğini belirtti.

‘YAĞMA DÜZENİ İLE TOPLUM SÖMÜRÜLÜYOR’

AKP iktidarının ülkeyi rüşvet ekonomisi ile yönettiğini ifade eden Polat, “Seçim geçsin emeklilikte yaşa takılanlara, asgari ücrete, fındığa bakarız dediler. En son kendi ikballeri için kurdukları yağma düzeniyle devam ettiler. Hem demokrasi hem de ekonomi baskısı altında yaşıyoruz. Demirel, Özal ve Erdal İnönü zamanında toplum neler dedi, haklarında karikatürler yapıldı. Ancak demokratik olgunluk içinde kabul edildi. Şimdi karikatür çizilemiyor, gençler elinde nükteli pankart taşıyamıyor, vekiller tweet atamıyor. Türkiye büyük bir açmazın içindedir. Bu yağma düzeni sonlanmazsa kalkınamayız, saraylara ne ihtiyaç var, israf ve yağma ekonomisidir. Bilmediğimiz daha bir sürü şey var. İstanbul’da arşivler açıldıkça görüyoruz. 60 bin bankamatik işçisinden bahsediliyor. Vakıflara kim bilir neler gitti. Tarihin girdabında bir Türkiye’yi görüyoruz. Özal zamanında, 134 tane fon kurulmuş, bütçe denetimi dışında kullanılan ve denetimin yapılamadığı fonlardı. O dönemde de yağma düzeni kurulmuş gitmiş. Burada da vakıflara doğrudan para aktarma, gayrimenkul aktarımı var. Ensar vakfı, okçuluk vakfı, biri de toplum için iyi bir şey yapmaz mı? Türkiye gittikçe sömürülüyor.” açıklamalarında bulundu.

‘YAŞANILANLAR AHLAK SIKIŞMASIDIR’

AKP iktidarının yarattığı kavga düzeninden toplumun fazlasıyla yorulduğunu söyleyen Polat, “Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var ama bu iktidarla olmuyor, huylu huyundan vazgeçmiyor. Yine başlayacaklar karşıtlık yaratmaya. Bir gün önce ‘kızgın demiri soğutma zamanı’ dediler, sonra da Çubuk’ta genel başkanımıza yapılan saldırı oldu. Bir de buna ‘gaz sıkışması’ dediler. Bu yaşanılanlar gaz sıkışması değil bir ‘ahlak sıkışmasıdır. Yönetenlerin bu açıklamayı yapması ahlakla ilgili bir şeydir. Siyaset yapanların kurumların itibarını yükseltmesi gerekir. Yaptığınız bu tür açıklamalar kendi cenahınızda sizi yükseltebilir ama zamanla kurumları itibarsızlaştırırsınız” dedi.

‘HAK YEMİŞSENİZ ETRAFINIZA ETTEN DUVAR ÖRERSİNİZ’

‘Sizin, genel başkanımız gibi insanlarla iç içe olacak yüreğiniz var mı?’ diye soran Polat, “Yaptıkları açıklamanın mantıkla akılla bir alakası yok. Sizin çiğ yedikleriniz sayfa sayfa ortaya dökülecek. Pis kokularınızı görüyorlardı ki, insanlar değişime gittiler. İnsan koruma ordusuyla neden dolaşır? Bir çiğ yemişliğiniz varsa, etten duvar örersiniz etrafınıza, çünkü siz hak yemişsinizdir. Bizim genel başkanımız asla hak, hukuk yemedi. Başını eğmeden dimdik yürüyor. Çiğ yememiş ki ağzı koksun” ifadelerine yer verdi.

‘MİLLET İTTİFAKI KURUCU MECLİSİN FOTOĞRAFIDIR’

Baharın gelişini ‘Adalet Yürüyüşü’ ile başladığını dile getiren Polat, “Hak, hukuk, adalet toplumun temel taşıdır. Bunlardan biri bozulursa ülkenin her şeyi bozulur. Biri bozulursa, o ülkede bir inek hırsızının eli öptürülür. Bugün yaşadığımız kazanımlar, bir hak mücadelesidir, bunun mimarı da Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Adalet Yürüyüşü sırasında bir şeyin yıkıldığını anlıyorduk ama tam etkisini bilemiyorduk, bugün bunu daha rahat görüyoruz. Sol değer taşıyan insanların, İYİ Parti ve Saadet Partisi ile yan yana gelmelerinin düşünülmez olduğu bir noktada, Türkiye demokrasisini omuzluyoruz. Bu kurucu meclisin resmi gibidir. Kurucu meclise baktığınızda çember sakallılar, Kürtler, Karadenizliler, Çerkezler vardır. Bugün beka düşünüyorsak, o kurucu meclis fotoğrafından ders almamız gerekiyordu. Millet ittifakı o fotoğrafı temsil eder” diye konuştu.

‘DEMİRTAŞ PKK VE AKP İTTİFAKIYLA ZİNDANDA’

Uzun zamandır tutsak olan Selahattin Demirtaş’ın yerel seçimlerdeki tutumunu ve HDP’lilerin sürekli ötekileştirmeye maruz kalmasını değerlendiren Polat, “Türkiye’de demokrasi adına bir şey söylemeye kalktığınızda hemen terörist ilan ediliyorsunuz. Kendileri dışında herkesi terörist, PKK ile işbirliği yapan insanlar noktasına getiriyorlar. Ben kişisel olarak Demirtaş’ın PKK ve AKP ittifakıyla zindanda tutulduğuna inanıyorum. Türkiye demokrasisi adına, terörize edilmeye çalışılan Kürtlerin Türkiye’de sisteme katılması ve onurlu yurttaş olarak yaşaması adına çok farklı düşünen bir insandı. Daha çok Türkiyelileşme, daha çok demokrasi isteyen, farklılıklarımızın güzellik olduğunu söyleyen, barışçıl yöntemleri konuşan bir siyasetçiydi. Bugün bu ortaklıkla hapsedildiğini düşünüyorum. Çünkü ikisinin de otoritesine darbe indirdiğini görüyorduk. Cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman Batı’daki seçmenden inanılmaz bir teveccüh ve ilgi gördü. PKK eşittir HDP algısını yıkan liderdi. HDP’lilerinde sahip çıktığını düşünmüyorum. Onun adına üzgünüm bu durumdan. Demokrasimiz açısından kıymetli bir isimdir” şeklinde konuştu.

‘ERDOĞAN’DAN NEFRET EDİLİYOR, BİR BEDEN İÇİN ÇOK AĞIR YÜKTÜR’

‘Erdoğan kabinede bir revizyona gider mi? sorusunu yanıtlayan Polat, “Ben Erdoğan’ın yerinde olmak, o bedeni taşımak istemezdim. İnsanların nefret ettiği bir insan olmak istemezdim. Ülkenin yarısı senden nefret ediyor. Oy vermemek başka bir şeydir. Ama nefret başka bir şeydir. Erdoğan sevilmiyor, bir beden için çok ağır bir yük bu. Kabinede ne yapar tabi onu bilemem. Ben onun yerinde olsam uykularım kaçardı. Süleyman Soylu’nun, FETÖ’yü öven sözlerinden sonra onunla bir saniye çalışmazdım. Çünkü FETÖ’cü başı gibi konuşuyor. Ekonomi bu kadar kötüyken, sırıtan, ciddiyetsiz işler yürüten damatla da çalışmazdım. Sözde FETÖ ile mücadele ediyorsunuz. Bana patates ürettirmeyen, ağabeyi Fetö’den cezaevinde olan bir bakanı kabinede tutmazdım. Sağlıklı düşünebilme bir yetisi varsa bunlardan uzak durması gerekiyor” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi