YAĞIZ BARUT/İZ DERGİ - CHP’li Özel, seçime dünden razı, bugünden hazır olduklarını söylerken Z kuşağının CHP’yi desteklemesiyle birlikte Türkiye’nin utanç dönemini sonlandırmak istediklerini kaydetti. Öte yandan Özel, İzmir’de Urla ve Menemen gibi CHP’li belediyelerin AKP’ye geçmesinin siyasi faturasının CHP’ye kesilmemesi gerektiğini vurgulayarak yaşanan hukuksuzluklara işaret etti. Özel, belediyelerin pandemi sürecindeki performanslarını ise ‘iktidara yürüdüklerinin’ mesajı olarak değerlendirdi.

İZ DERGİ'NİN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN DOSYA LİNKİNE TIKLAYINIZ

izdergi-temmuz2021-int.pdf

‘İKTİDAR, KAÇAMAZ!

Sayın Özel, söyleşimize partinizin ‘erken seçim’ isteğiyle başlamak istiyorum. CHP olarak neden bu kadar çok ‘erken seçim’ diyorsunuz?

CHP seçimlere dünden razı, bugünden hazırdır. Bizim seçim hazırlığımız 24 Haziran 2018 seçimlerinden hemen sonra başladı. CHP olarak en iyi seçimin, en erken seçim olduğunu düşünüyoruz çünkü ülkeyi yoksulluğa, çaresizliğe, ümitsizliğe mahkûm eden, pisliğe bulaşmış bu iktidarın bir an önce sonlanması ve vatandaşlarının sorunlarını çözmeyi hedefleyen bir siyasal iktidarın işe başlamasını gerekli görüyoruz.

CHP olarak, pandemi koşullarında 25-26 Temmuz 2020 günlerinde yaptığımız olağan kurultaylar öncesinde il ve ilçe kongreleriyle örgütlerimizi de yeniledik ve seçim odaklı çalışmalarımıza hız verdik. Pandemi döneminde boş durmayarak milletvekillerimizi gruplar halinde illere birkaç kez göndererek, vatandaşların sorunlarını yerinde tespit ettik. Milletvekillerimizden, il ve ilçe başkanlarımıza kadar tüm üyelerimiz sahadadır; sorunları çok iyi bilmektedir, çözüm önerilerimizi çok iyi anlatmaktadır. Tüm partililerimiz, Türkiye’nin neresine giderse gitsin, girdikleri bir dükkânda son olarak şu soruyu duymaktadır: “Erken seçim ne zaman olacak?”

Vatandaşların talebi haline gelmiş olan erken seçimden daha uzun süre iktidar partisinin kaçması mümkün görünmemektedir. Biz bu konuda Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere var gücümüzle gündem oluşturmaya devam edeceğiz.

Peki erken seçim olursa adayları nasıl belirleyeceksiniz?

CHP tüzüğüne göre ön seçim ve aday yoklaması, aday saptanmasında öncelikli yöntemlerdir. Dolayısıyla partimiz aday belirlenmesinde tüzüğünün ve yönetmeliklerinin öngördüğü yöntemleri seçim çevresinin koşulları, bir önceki seçimlerde o çevrede alınan oylar gibi etmenleri göz önüne alarak belirleyecektir.

‘EN DOĞRU STRATEJİ…’

Son yerel seçimlerde birçok ilçe başkanı, belediye başkan adayı gösterildi ve başarılı sonuçlar alındı. Tabandan gelen isimlerin etkisi seçmen üstünde daha mı etkili oluyor? Bu anlayış sürdürülecek mi?

CHP aday belirlerken, partimizin tüzüğü ve yönetmeliğinde sıralanan yöntemlerden en doğrusunu, seçim çevresinin önceliklerini de dikkate alarak tercih edecek ve en çok oy alınabilecek ismi belirlemek için kamuoyu yoklamaları da dahil olmak üzere çeşitli yöntemleri kullanacaktır. CHP’nin bir sonraki genel seçimlerde daha fazla milletvekili çıkarabilmek için, bir sonraki yerel seçimlerde yönetmediğimiz belediyeleri yönetmemizi sağlayabilmek için en doğru stratejiyi uygulayacağından kimsenin şüphesi olmasın.

‘ELEŞTİRİLER HAKSIZ’

CHP, İzmir'de Menemen ve Urla gibi ilçeleri hukuksuz yollarla kaybetti ancak kamuoyundan CHP'nin bu ilçelere yeterince sahip çıkmadığı, yeterince hakkını savunmadığı eleştirileri de geldi. Menemen'deki başkan vekili seçimlerinde verilen fireler, başarısızlık ve ithal meclis üyeleri tartışmasına da sebep oldu. Bu anlamda İzmir için yeni bir planınız var mı? İzmir örgütü bu süreçlerde sınıfta mı kaldı?

Urla’da belediye başkanımızın bir terör örgütüyle ilişkilendirilmiş olmasından kaynaklı olarak İçişleri Bakanlığı’nın OHAL döneminde aldığı yetkileri kullanarak belediyeye bir kayyum atanması operasyonuyla karşı karşıya kalındı. Daha sonra belediye başkanımızın yargılama sonrası bir miktar ceza alsa da tahliye edilmiş olması, yaşadıklarımızın belediyeyi ele geçirmek için yapılmış bir operasyon olduğunu kanıtlamaktadır. Mevcut mevzuat gereği bu durumda Belediye Meclisi’ne başvurulmamakta ve bir kayyum İçişleri Bakanlığı’nca atanmakta olduğundan CHP’ye yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu değerlendirmekteyim.

Menemen’de ise süreç, hakkında hiçbir parti üyemizle yan yana gelmesini istemeyeceğimiz rüşvet ve irtikap gibi ciddi iddialar bulunan belediye başkanını ihraç etmemizle başladı. Belediye başkanının tutuklanmasıyla yapılan seçimlerde kura ile belediye başkanlığı el değiştirildi. Bu süreçte yaşanan hukuksuzluklar konusunda partimiz ilgili mercilere başvurdu. İzmir’in, İzmir örgütümüzün sınıfta kaldığı biçimiyle yönlendirdiğiniz eleştirilerin hakkaniyetli olmadığını değerlendiriyorum.

‘GENÇLERİN TERCİHİ CHP’

Peki, önümüzdeki seçimlerin en belirleyici seçmen kitlesi şüphesiz gençler yani Z kuşağı olacak. Bu noktada öngörüleriniz nedir? Kemal Kılıçdaroğlu'nun gençlerle diyaloğu takdir topluyor ancak bu tek başına yetmeyebilir. Gençlik açısından örgütlenme çalışmalarınızı anlatır mısınız? Neler yapıyorsunuz?

Yapılan tüm araştırmalar, ilk seçimlerde, ilk kez oy kullanacak seçmenin büyük bir etkisi olacağını göstermektedir. Bizler yine araştırmalardan biliyoruz ki son seçimlerde genç seçmenin en çok tercih ettiği siyasi parti, CHP’dir.

Maalesef genç seçmenin en çok talep ettiği özgürlük alanının genişletilmesi ve hukuk devletine bağlı kalma gibi ilkeler AKP iktidarında aşınmıştır. Ülkemizde gençlerin çok büyük bir kesimi, imkânı olursa yurtdışında eğitim görmeyi, yurtdışında çalışmayı ve yurtdışında yaşamayı tercih edeceklerini ifade ediyorlar. Bu konuda siyaset kurumunun şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Eğitimde fırsat eşitliğinin yitirilmiş olması, işe alımlarda liyakatin ortadan kaldırılmış olması, ülkemizin en zeki çocuklarının dahi işe yerleşebilmesi için iktidar partisi kapılarında torpil aradığı bir ülke haline geldik. Biz, CHP olarak bu utanç verici durumu sonlandırmak istiyoruz. KPSS’de en yüksek puan alanların yani en ehil olanların mülakatlarda elendiği bir rejimdir saray rejimi. Hâl böyle olunca gençler önünü görememekte, geleceğini öngörememekte, umutlarını ve hayallerini yitirmektedir.

CHP iktidarında biz gençlerin yeniden hayal kurabileceği bir rejim yaratacağız. Eğitimde fırsat eşitliğini yeniden tesis edecek, işe alımlarda sadakat veya torpili değil liyakati ön plana koyacağız.

CHP olarak gençlik kollarımız ve gençlikten sorumlu genel başkan yardımcılığımız aracılığıyla gençlere yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Maalesef pandemi nedeniyle gençlerin üniversitelerine/okullarına gidemediği, sosyalleşemediği bir dönemi yaşıyoruz.

Ancak bizim araştırma sonuçlarından ve siyasal faaliyetlerimizden edindiğimiz izlenim, Z kuşağı olarak adlandırdığımız kesimin, seçimlere katılım oranının artmasının, partimizin ve Millet İttifakı’nın yararına olacağı yönündedir. Z kuşağı mevcut iktidara öfkeli olduğu kadar, bu kuşaktaki vatandaşlarımızın önemli bir bölümü siyaset kurumuna bir bütün olarak tepkili bulunuyor. CHP olarak bu öfkeyi, bu endişeyi, bu tepkiyi anlayabiliyor ve gençleri partimize üye olmaya ve partimizde siyaset yapmaya çağırıyor, onları bu yönde teşvik ediyoruz.

‘SOSYAL BELEDİYECİLİK, CHP’YE İLGİYİ ARTTIRDI’

CHP'li belediyeler salgın, deprem, sel gibi kriz anlarında çok hızlı harekete geçip örgütlenebildi ve vatandaşın yanında oldu. Birçok insan da bu durumun CHP'yi iktidara taşıyacağını düşünüyor. Siz neler söylersiniz?

CHP belediyeleri, kriz anlarında, merkezi hükümetin gerçekleştirmesi gereken pek çok konuda adım atarak vatandaşların dertlerine derman oldu. İktidar partisinin tüm engelleme girişimlerine karşı belediyelerimiz ve örgütlerimiz sosyal belediyeciliğin en yaratıcı şekilde hayata geçmesine öncülük etti.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Aç yok, aç varsa siz doyurun” dediği dönemlerde, belediyelerimiz yurttaşlarımızın yaralarını saracak, dertlerine derman olacak, eksik ihtiyaçlarını tamamlayacak pek çok önlemi hayata geçirdi. Bu da merkezi iktidar olduğumuz dönemde, sosyal devlet ilkelerini nasıl hayata geçireceğimizin yerelde tüm vatandaşlara göstermiş olmamız açısından değerliydi.

31 Mart 2019 ve İstanbul özelinde yenilenen 23 Haziran seçimleri öncesinde iktidar partisi yetkilileri, CHP adaylarına oy verilmemesi çağrısı yaparken, ‘Su faturalarını bir terör örgütüne mensup kişilerin dağıtacağı’, ‘Otopark hizmetlerini başka bir terör örgütüne mensup kişilerin vereceği’ gibi akla izana sığmayacak iftiralar attılar. Bu iftiralardan bir diğeri de CHP’li belediyeler gelirse sosyal yardımların kesileceği yönünde oldu. İzmir’de yıllardır en iyi uygulamalarını gerçekleştirdiğimiz sosyal belediyecilik hizmetlerini uzun yıllar sonra ilk kez yönettiğimiz Ankara, İstanbul, Adana, Bolu gibi kentlere de taşıyarak iktidar partisi ve küçük ortağının tüm iddialarının iftira olduğunu göstermiş olduk.

Bizler şunu biliyoruz; merkezi iktidara giden yol yerel iktidardan geçiyor. Yerel yönetimlerde ne kadar başarılı olur, belediyeleri ne kadar iyi yönetirsek, halkımızın güvenini o kadar çabuk kazanır ve yapılacak ilk seçimlerde o kadar yüksek oy alarak iktidar olabiliriz. Belediyelerimizin özellikle pandemi sürecinde destan yazdığını söylesek az bile söylemiş oluruz. Yönettiğimiz büyükşehir belediyeleri vasıtasıyla, daha önce sosyal demokrat belediyecilikle tanışmamış metropollerin bazı ilçelerine de hizmet edebilme şansı yakalamış olduğumuz için bu dönemin partimize ilgiyi ve teveccühü artırdığını gözlemliyoruz.

Editör: Haber Merkezi