Cengiz Aldemir/ANKARA - Bütçe görüşmelerinin sürdüğü meclis genel kurulunda konuşan CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Sekiz yüz yıllık geçmişe dayanan bütçe hakkının demokrasi mücadelesinin en önemli kazanımlarından biri olduğunu hatırlatarak, “Demokrasilerde vergilerin toplanıp harcanması konusundaki kararlar, halkın temsilcilerinin olduğu parlamentolara bırakılmıştır. Bütçe hakkı, iktidarlar tarafından yok sayılır veya kısıtlanırsa demokrasiden, kuvvetler ayrılığından, hak ve özgürlüklerden söz edilemez” dedi.

BÜTÇE YANDI BİTTİ KÜL OLDU

Beş hafta komisyonda görüşülen bütçenin iki hafta boyunca meclis genel kurulunda görüşüleceğini belirten Kılıç, bütçenin geçmemesi halinde bile hiçbir şeyin değişmeyeceğini ifade ederek,  Saray rejimi sayesinde Cumhurbaşkanı halkın olması gereken bütçeyi şahsının bütçesi kabul edip yeniden değerleme oranında artırarak uygulayabilecek. Şimdi, şehirlerimize döndüğümüzde vatandaş bize sorarsa: "Bütçe nerede?" Komisyonda. "Komisyon nerede?" Mecliste. "Meclis nerede?" Çoğunluğu sarayın emrinde. "Bütçe ne oldu?" Yandı, bitti, kül oldu” değerlendirmesinde bulundu.

TBMM VEKİL VE ÇALIŞANIN HAKKINI KORUYAMIYOR

Yandaş bir firmaya verilen ihale bedelinin, devletin çatı kurumlarının yıllık bütçelerinin 10-15 katı olduğunu vurgulayan CHP’li Kılıç, yasamanın saray rejimi ve Meclisi Başkanlığı tarafından etkisiz hale getirildiğini, meclise ve vatandaşa karşı sorumluluğu olmayan bakanların kibrine mahkûm edildiğini söyledi. Meclis yönetimini milletvekilleri ve çalışanlarına sahip çıkmamakla eleştiren Kılıç, “Aynı işi yapıp farklı ücret alan Meclis çalışanları, Meclis emekçileri konusunda takındığı tavırla da "Ücrette adaletsizlik Mecliste başlıyor." dedirtmiştir. Hele ki milletvekilimiz Enis Berberoğlu konusunda, sadece açıklama yapıp göreve davet etmeyerek milletvekillerinin bile haklarını koruyamaz olmuştur” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

ATATÜRK’ÜN İZLERİNİ SİLİYORLAR

İktidarın Atatürk’ün izlerini kamu kurumlarından silmekle ve yönetememekle eleştiren Kılıç, millî saraylardan tarihî eserlerin kaybolduğunu, RTÜK’ün yandaşlıkta pik yaptığını, opera, bale, tiyatronun yok sayıldığı, turizm sektörünün kendi kaderine terk edildiğini belirterek, “Dünya harikalarından olan Kapadokya katledilmeye çalışılmıştır ve en acısı da adında Atatürk olan kurumlarda, bu ülkenin kurucusu, önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün izleri silinmeye çalışılmıştır” diye konuştu.

SANATÇI AÇLIĞA TERK EDİLDİ

Covid sürecinde müzisyenleri görmeyen on sekiz yıllık AKP iktidarının, sanatçılara enstrümanlarını satacak kadar zor duruma düşürdüğünü, sosyal haklardan mahrum bırakılarak intihara sürüklediğini, tiyatro ve kamera arkası emekçilerini açlığa terk ettiğini vurgulayarak, “ Çağın tanığı müzik camiasına ve sanat emekçilerine "Ben insan değil miyim?" bile dedirtilmiş bu ülkede son on yılda asgari ücret yani iktidarın gözünde kürek mahkûmluğunun bedeli sadece 4 kat artarken, sarayın giderlerine ayrılan bütçe tam tamına 36 kat artmış. Covid'den önce zaten ekonomi batmıştı; iktidar, insanları sefalete mahkûm etmişti. Covid döneminde ise iktidar, vatandaşın feryatlarına kulaklarını kapatmış, vatandaşa el uzatmayıp IBAN'la el açmıştır, hatta gerçek rakamları da saklayarak vatandaşların yaşam hakkını bile yok saymıştır” ifadelerini kullandı.

CHP YENİDEN GÜNEŞ GİBİ DOĞACAK

Konfüçyüs'ün,“ Karanlığı lanetlemektense hep beraber bir mum yakacağız.” Sözlerini hatırlatan Kılıç, “Cumhuriyet Halk Partisi nasıl ki ilk yüz yılda bu ülkeye cumhuriyeti getirdiyse ikinci yüz yılda da ülkenin üstüne yeniden güneş gibi doğacak ve demokrasi şemsiyesi altında, hiçbir kesim ayırt edilmeksizin emek, göz nuru, alın teri hak ettiği değeri bulacaktır diyor, oyumun aleyhte olduğunu belirtiyorum.”

Editör: Haber Merkezi