Cengiz Aldemir/ANKARA - İzmir’de yaşanan deprem eski defterlerin sayfalarını açtı. Konuyla ilgili daha önce araştırma önergesi veren CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, İzmir ve çevresinde meydana gelecek depremlerin yıkıcı etkilerini en aza indirmek, gerekli tedbirleri almak amacıyla verdiği araştırma önergesini güncelledi.

Bir depremin yıkıcı etkisinin çürük ve gevşek zeminin yanı sıra ıslah çalışmalarının bir takım mühendislik önlemlerinin etkin bir biçimde yapılmamasından kaynaklı yıkıcı bir etki olabileceğini belirten Çelebi, İz gazeteye konuştu. Yapılacak binalarda kolon ve beton malzemelerinin belirli standartlarda olması gerektiğini vurgulayan Çelebi, bina veya zeminin güvenli ve standartlara uygun olmasına rağmen aktif bir fay hattı üzerinde yıkıcı etkilerinin olabileceğini söyledi. Aktif fay zanlarının depremlerde enerjinin çıktığı bölgeler olduğunu belirten Çelebi, o bölgelerde çok ciddi kırılmalar olduğunu kaydederek, “Dünyanın en etkili fay hatları Ege’dedir. 1999-2018 yılları arasında 193 tane 5 ve üzeri deprem olmuş. Bunların yüzde 24'ü Ege Bölgesi'nde meydana gelmiştir ve yüzde 69'u yerleşim yerlerinde olmuştur” hatırlatmasında bulundu.

OLASI İZMİR DEPREMİ DE KONUŞULMALI

30 Ekim depreminin tarihe not düşülecek bir deprem olduğunu ve uzman görüşlerine dikkat çeken Çelebi, İstanbul depremi kadar İzmir’de olası bir depremin konuşulması gerektiğinin altını çizerek, “İzmir’de 7po büyüklüğünde deprem üretebilecek 13 fay hattı bulunmaktadır. Bunlar güncel, aktif, diri fay denilen deprem üreten faylardır. İzmir'in kıyıyla bağlantılı güncel alüvyonlar üzerinde kurulan hemen hemen bütün ilçeleri risk altındadır. Özellikle Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı, Menemen ilçeleri riski yüksek ilçelerdir. Kentte deprem açısından en riskli yerleşim yerleri Bostanlı, Alaybey ve Mavişehjr gibi deniz kenarı düz alanlar, en güvenli yerleşim yerleri ise dağlık kesimler olarak öne çıkmaktadır” bilgisini paylaştı.

ACİL KENTSEL DÖNÜŞÜM

Uzmanların İzmir'deki 670 bin binadan 70 bininin, 7 ve üzerindeki bir depremde yıkılacağı veya ağır hasar alacağını, can kaybının ise 30 bini bulabileceği uyarılarını hatırlatan Çelebi, binaların risk derecelerinin belirlenmesini ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızla hayata geçirilmesiyle can kaybının azaltılabileceğini belirterek, “Yapılan araştırmalarda İzmir'deki 313 bin binanın kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi gerekmektedir. 313 bin binada 1 milyon 650 bin konut ve işyeri yer almaktadır. İzmir depreme hazırlıklı değildir. 1999'da hazırlanan İzmir deprem master planının revize edilmesi gereklidir. Günün koşullarına uyarlanmalı ve bu raporun üzerine bir afet planlaması yapılmalıdır” uyarısında bulundu.

TÜRKİYE’NİN DENETİM AYIBI

Deprem risk haritalarının ayrıntılı bit biçimde ortaya çıkartılarak etkin bir kamu denetimi yapılması gerektiğini ifade eden Çelebi, yapı güvenliğinin en önemli unsurlarından bir diğerinin zemin çalışması olduğunu, ancak denetimi yapacak bir mühendislik biriminin tanımlanmamasının ise Türkiye’nin en büyük deprem ayıplarından biri olduğunu söyledi.

ÖNERGEMİ GÜNCELLEYECEĞİM

İzmir için 2009 yılında Radius İzmir Deprem Master Planı ile 2012 Ulusal Deprem Strateji Eylem Planı çalışmalarında yapı stokunun çıkarılması kararı alındığını hatırlatan Çelebi,” Bu kararın altında bakanlık imzası bulunmasına rağmen 2017 yılına kadar çıkarılması gereken yapı stoğu çalışması yapılmamıştır. Fay hatlarının haritalamalarının yapılması, imar planlarına işlenmesi gerekmektedir, İzmir'de bu 13 bölgede aktif fayların imar planlarına işlenmesi* gerekirse acele kamulaştırmaların yapılması gerekmektedir. Bu konuyu daha önce meclise taşımıştım. Bu depremden sonra konunun takipçisi olacağım ve verdiğim önergemi güncelleyeceğim” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi