Seka’nın özelleştirmesi üzerinden hükümete yüklenen Bayır, ‘’Seka faaliyette olsaydı, özel yasa ile yandaşa peşkeş çekilmeseydi, belki bu sıkıntılar çekilmeyecekti. Bu duruma düşülmesinin sorumlusu da, hiçbir şey üretmeyen, Cumhuriyet döneminden kalan değerleri, babasının malı gibi satıp savuran Akp anlayışının ta kendisidir.’’ dedi.

MAHKEME SATIŞA ONAY VERMEDİ 

Seka ile bilgiler veren Bayır, ‘’1936’da kurulan ve köklü bir geçmişi olan SEKA Kağıt Fabrikaları kapatıldıktan sonra gazetelerin tamamı yurtdışına muhtaç hale geldi. Türkiye'de 1 gram bile gazete kağıdı üretilmiyor. 2003 yılında piyasa değeri 52 milyon dolar olan, Balıkesir fabrikası, yalnızca 1.1 milyon dolara Albayraklar'a adeta peşkeş çekilerek, haraç - mezat satıldı. Mahkeme satışa onay vermedi. Akp yasal bir düzenleme yaptı ve fabrika Albayraklar’a verildi. Cumhuriyet döneminden kalan fabrikalarımızdan biri daha, devletçilik ilkesi ile bağdaşmayan bir biçimde, çıkar - menfaat düzeni içinde kapatıldı.’’ dedi.

KDV ORANI % 1’E ÇEKİLMELİ  

AKP'nin uyguladığı ekonomi politikasını eleştiren Bayır, ‘’AKP hükümeti ülkeyi felakete sürükledi. Dolar, Euro, Sterlin, Altın, fiyatları uçtu. Türk Lirası her geçen gün daha da fazla değer kaybediyor, eriyor. Durum böyle olunca, yaşamımızın her alanında hissettiğimiz pahalılık, kağıt sektörüne de zarar verdi. Kağıt maliyetleri bir anda arttı. 1 ton kağıdın fiyatı saat başı değişebiliyor. 2 yıl önce kağıt 450 dolardı. Şu an 1 ton kağıdın toptancı maliyeti 800 dolar. Ne yazık ki üretmeyen, sürekli tüketen bir toplum haline getirildik. Tıpkı tarımda, enerjide, teknolojide, gıdada, otomotivde olduğu gibi kağıt sektöründe de ithalatçı konuma geldik. Kağıt sektörü zor durumda.’’ dedi.

DERS VAR DEFTER YOK  

Yattan, pırlantadan vergi alınmadığını hatırlatan Bayır, kâğıttan %18 vergi alındığına dikkat çekerek, hükümete çözüm önerilerinde bulundu. ‘’Bu noktada; hükümet acilen KDV oranını %1’e çekmelidir. Döviz kurları sabitlenmelidir. Hükümet, acil bir politika geliştirmeli ve gerekli destekleri vermelidir. Seka, yeniden faaliyete geçmelidir. Yoksa gidişat iç açıcı olmaz. Bakın, İzmir’de yerel gazeteler Pazar günleri gazete çıkartamayacak. Yazılı basın üzerinde uygulanan sansürün üstüne bir de ekonomik baskı eklenerek basın susturulmak mı isteniyor? Gazeteler susacak. Toplumun haber alma özgürlüğü elinden alınmak isteniyor? 2 hafta sonra okullar açılacak ama insanlarımız da defter alacak para yok. Ders var defter yok’’ Diyerek sözlerini bitirdi.

Editör: Haber Merkezi