İZ GAZETE- İZ TV ekranlarında İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal’ın sunumuyla gerçekleşen ‘Kayıt’ programının konuğu CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan oldu.

Hrant Dink’in ölüm yıl dönümünü anarak sözlerine başlayan Bakan, “Kendisine dair unutamadığım bir sahne var. Vurulduğu ve ayakkabısının altının delik olmasıdır. Gözümün önünden gitmiyor. Kendisi bu toprakların çocuğuydu. Hrant Dink bakışındaki birlik, beraberlik ve kardeşçe yaşamı savunan daha çok insana ihtiyacımız var. Saygı ve rahmetle anıyorum” dedi.

CHP’li Bakan, konuşmasında Menemen’de gerçekleşen kura seçimlerine, AKP’nin seçim kanunlarındaki değişiklik çalışmalarına ve geçtiğimiz günlerde Gelecek Partisine yönelik gerçekleşen saldırılara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

'KENDİNDEN BAŞKA KİMSEYİ VATANSEVER KABUL ETMİYOR'

Bakan, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın saldırıya uğramasını ‘İktidarın öfke dilinin nereye geldiğini görüyoruz’ şeklinde değerlendirerek, “MHP’nin başına Devlet Bahçeli’nin ilk geldiği dönemde takındığı tavrı takdir etmiştim. "Ülkücüler sokakta olmamalı, okumalı ve mafyayla ismi anılmamalı" tavrı vardı. Ancak son dönemde MHP Genel Başkanının ağzında öfke dili var. Kendilerinden başka kimseyi vatansever kabul etmeyen bir dil söz konusu. Aslında bu Cumhurbaşkanı’nın diliydi kendileri de bu dile ortak olmuş oldular. Bu saldırılara gösterdikleri tepki de aynıdır. Saldırı mevzusu devleti yönetenlerin kendileri gibi düşünmeyenlerle birlikte toplumu kutuplaştırdıklarını göstermektedir. Gerçekleşen saldırı Kemal Kılıçdaroğluna yapılan saldırıdan bağımsız değildir. Selçuk Özdağ ve Orhan Uğuroğlu’na yapılan saldırı kendilerinden birisine yapılsa ne olurdu? Bu durum iktidarın öfke dilinin nereye geldiğine, demokrasi taleplerinin gerçeği yansıtmadığını göstermektedir. Devlet Bahçeli, Alaattin Çakıcı’yı ziyaret ederek, 'arkadaşımdır' dedi, 'Cezasını çekmiştir' dedi. Aslında bakış açısı değişikliğini görmekteyiz. MHP liderinin ilk genel başkan olduğu günden bugüne kadarki değişimi doruk noktaya ulaşmış durumdadır. MHP içerisinde Ankara Başsavcı vekiline tehdit mesajları yazan milletvekili var. Gazetecilere politikacılara yapılan şiddeti kınayamayan, açık tavır alamayan bir pozisyondadır” açıklamasında bulundu.

‘TAHAMMÜL EDEMİYORLAR’

İktidarın, partisini kendi siyasetini kutuplaştırmak üzerine kurduğunu söyleyen Bakan, “AKP iktidarı partisini Türkiye’deki sağ ve sol düşünceden farklı siyasi düşüncelerden farklı görüşteki insanların bir araya gelebileceğini düşünerek kurmamıştı. İktidar ‘Türkiye’de yüzde 65 sağ görüş, yüzde 35 sol görüş mevcut diyerek,  yüzde 65’lik muhafazakâr kesimin oyuna talibim dolayısıyla CHP’yi ötekileştirebilirim’ düşüncesindeydi. Ancak bu bakış açısının bugünlerde tıkandığını görüyoruz. Gelecek Partisi, DEVA Partisi kendi içlerinden çıkan partilerdir. Kendi içlerinden çıkan milliyetçi muhafazakar partilerin var olması, yönetim şekillerine eleştiride bulunmalarına tahammül edemiyorlar. Kimse bu ülkenin sahibi değildir. Hepimiz ülke için en doğru olduğunu düşündüğümüz şeyi yapıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’ yaptığı ziyarette ‘Yalnız kalmamız lazım’ açıklamalarında bulunmasını ve görüşme sonrasında Karamollaoğlu’nun söylemlerini değerlendiren Bakan, “İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i bir tek FETÖ’cü ilan etmedikleri kalmıştı. Onunda evinin önünde bir saldırı gerçekleşmişti. Şimdi de ‘yerlisin ve millisin’ diyerek yanımıza gel diyor. Bunlar önümüzdeki seçime yönelik taktiklerdir. AKP ile bir araya gelecek Saadet Partisi tabanı gözükmüyor. Bunların hepsi Millet İttifakını bozmaya yönelik hamlelerdir. Bu yolları deneyeceklerdir ancak tutacağını sanmıyorum” açıklamasında bulundu.

‘OYUNU DA ARTTIRAMIYOR’

AKP’nin seçim kanununda değişiklikler yapacağı iddialarına yönelik,  ‘AKP iktidarı kaybetmemek için her yolu deniyor” diyen CHP’li Bakan, “Seçim yasalarında değişiklik yaparak iktidarımızı nasıl sürdürürüzün peşindeler. Dar ve daraltılmış bölge sistemine ilişkin çalışmalar var.  Dar bölge sistemi, bir bölgeden bir milletvekili çıkarılmasıdır ancak bunu yapacaklarını sanmıyorum Daraltılmış bölge sisteminde de 4 ya da 5 milletvekilinin çıktığı bölgelerdir. Ayrıca İttifak içinde baraj koyarak küçük partilerin baraja takılmasını sağlayacak sistem üzerine çalıştıklarını biliyoruz. Tamamen kendi iktidarlarını korumak için yapılan çalışmalardır. AKP iktidarının tek başına yüzde 50’lerin üzerinde olduğu bir dönemden, MHP ile ittifakla birlikte yüzde 43’lere düştüğü sürece geldik. Karşısındaki muhalefet bloğu rijit şekilde karşısında durmaya devam ediyor. HDP seçmeninde de bir değişiklik yok. Açıkçası herkes aynı kararlılıkla iktidar karşısındaki durumunu koruyor. Oyunu da arttıramıyor” dedi.

Bakan, geçtiğimiz günlerde Yeni Kapı Tiyatrosu oyuncularının gözaltına alınmasına ilişkinde,“Tiyatrocular ideolojik olarak farklı görüşlerde olabilir. Önemli olan burada eylemdir. Herhangi bir silahlı örgüte karışmadıysa bir tiyatrocuyu görüşünden dolayı gözaltına alınmasını doğru bulmuyorum” açıklamasında bulundu. Geçtiğimiz haftalarda AKP ve MHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında yürüttüğü, 'İskeleye Yunan komutanın adını verdi' sözleriyle başlattıkları linç kampanyasına yönelik, “İşin komik kısmı bu isimleri Tunç Soyer koymamıştır. Belediye başkanı olmadan önce verilmiştir.  Bu durum cehaletten başka bir şey değildir. Bilmeden, araştırılmadan konuşuluyor” dedi.

‘AKP’NİN GÖZÜNÜN KARARDIĞINI GÖSTERİR’

Menemen’de yapılan kura çekimine ilişkin açıklamalarda bulunan, “Asıl mevzu Serdar Aksoy değildir. Yüzde 53’lük oyla Menemen’de seçimleri aldık. 2004 yılında Ahmet Piriştina Büyükşehir Belediye Başkanı iken rahmetli olmuştu. Arkasından CHP kendi içerisinden aday olarak Aziz Kocaoğlu’nu çıkarttı. Kendisi seçime tek başına girdi. AKP’liler ‘halkın iradesini gasp edemeyiz’ diyerek aday göstermeyeceklerini söylediler. Burada örnekle, o günden bugüne siyasetteki yozlaşmayı gözlerimizle izliyoruz. Yargı araçsallaştırılarak, siyasi sürece müdahale unsuru haline geldi. Menemen’deki seçimde kavanozu ve topları getiriyorsunuz. Seçim yapıldıktan sonra kazananı tebrik ediyorsunuz. Daha sonra dava açıyorsunuz. Ahlaki olarak değerlendirdiğimizde ahlak var mıdır? İtiraz etmediğin, şerh etmediğiniz bir seçime dava açıyorsunuz. Dava dilekçesinde talep seçimin yenilenmesidir ama mahkeme kuranın iptaline karar veriyor. İdari mahkemede adil bir yargılamanın olduğunu düşünmüyorum. Bu durum tamamen AKP’nin gözünün karardığını göstermektedir. Yargıya müdahale ediyor, adam devşiriyor ve halkın iradesini gasp ediyor. Aydın Pehlivan seçilmiş belediye başkanı değildir ve kırk defa seçime girse de o sandıktan aday çıkamaz” açıklamasında bulundu.

‘TARTIŞTIRTMAM’

Aday belirleme sürecine yönelik gelen eleştirilere de cevap veren Bakan, “Meclis üyelerimizden bazıları CHP adayımıza oy vermedi. Bu konuda kendi içimizde eksikleri ararız. Ancak kamuoyu önünde partimi tartışmam ve tartıştırtmam. Herkes eksiği kendi özünde arayacaktır” dedi

CHP’li Murat Bakan, ayrıca İz Gazete’nin kuruluşunun 5. yılına özel açıklamalarda da bulanarak, “ İz Gazete ve İz Televizyonu çok yol katetti. Kent markası haline dönüştü. Bu çizgiyi koruması gerektiğini düşünüyorum. Sol bu ülkenin vicdanıdır. Daha da büyüyerek ve güçlenerek devam eder” dedi

Editör: Haber Merkezi