Füsun Akatlı’nın onlarca yıl önce anlattıklarıyla bugün eğitimde yaşanan sorunlara değindiğini belirten Altıok, “Anne olarak çok özlediğim gerçektir. Onun yanı sıra; gözüne baktığım, düşüncesini önemsediğim, son derece hoşgörülü bir insan ve kaç yaşında olursa olsun yaşadıklarından öğrenen birisi. Her fikre her düşünceye de açık birisi. Bugünlerde hayıflanmamın sebebi de akademiye yönelik bu kadar saldırı ve yok ediş, genel bir yozlaşma iklimindeyken, 10 yıl oldu annemi yolcu edeli, 10 yıl evvelden anlattıkları, felsefe temelli bir eğitim sisteminin ne kadar önemli olduğu, eğitimin bireyleri nasıl eğiteceği, bütün bunların önemi var aslında yazdıklarında” diye konuştu.

‘TÜM PROBLEMLERİN TEMELİNDE EĞİTİM TEMELLİ YOK OLUŞ VAR’

Bugünlerde yaşananlar için ‘durum iyi kötü savaşına mı döndü?’ sorusunu yanıtlayan Altıok, “Aslında bir savaşa sahne olması gerekmiyor. Her düşünce birbirini geliştirir. Her düşüncenin içerisinden başka bir bakış açısı çıkar ama Füsun Akatlı, ‘kültürsüzlüğümüzün kışını yaşıyoruz’ diyordu, aydınlanma karşıtı bir hareketin onlarca yıldır özellikle de akademiyi zayıflatmak üzere etkisi var. Son günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nde haksız bir atama üzerinden tartışma yürütülüyor. Ama bu 12 Eylül’den sonra dayatmayla getirilen YÖK ile başlayan duruma baktığımızda bambaşka bir tablo çıkıyor. Füsun Akatlı bunu o mektuplarında bir uyarı olarak vermenin yanı sıra bir acı olarak da yaşıyor. Aydın olan insana yönelik bir hınç, bitmeyen bir öfke, yalnızlaştırma üzerinden bakan bir iktidar anlayışı olduğunu söylüyor. Karşımızda popüler kültüre emanet edilen bir toplumsal katman yaratıp bu katmanın üzerinden de o biat kültürünü yerleştirmeyle ilgili bir savaşım var. Bugün yoksulluk, ekonomi, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, yaşadığımız tüm problemlerin temelinde eğitim temelli yok oluş var. Bunu önemsiyorum” şeklinde konuştu.

33 milletvekiline fezleke gitmesinin seçimle alakalı olduğunu belirten Altıok, “Her itiraza, dile getirilen serzenişe suç gözüyle bakılırsa elbette ki halkın hakların savunan milletvekilleri hangi partiden olursa olsun bunu dile getirdiklerinde hedefe konuyorlar. Hakaret ve eleştiri arasındaki farkı aslında Füsun Akatlı’ya da danışabiliriz. Farklı birinin eleştiri nedir diye onlara anlatması gerekiyor. Vatandaşının çok büyük bir kısmıyla davalı bir cumhurbaşkanından bahsediyoruz” dedi.

‘YOLUNU AYIRDIKLARIYLA BARIŞMA ÇABASI İÇİNDELER’

AKP İstanbul İl Başkanlığı görevine Milli Görüş’e yakın bir ismin gelmesiyle ilgili de konuşan Altıok, “Bir ideolojik yönetimin biçiminin peşinde uzun yıllar geçirildiğini hep söyledik. Bunun için yeri geldiğinde belli tarikatlarla kol kola girildi, yeri geldiğinde bugün düşman olunan yapılarla yan yana gelindi. Bunun temelinde ideal bir kendi toplumunu yaratma arzusu vardı. Bu toplum da siyasal İslam ideolojisinin yerleştirildiği, Atatürk ideolojisiyle kavgalı yeni Türkiye yolculuğuydu. Bu yolda birlikte yürüdükleri yapılarla, düşüncelerle zaman içinde çıkar çatışmaları yüzünden ayrıldıkça, parçaladıkça sürekli bir kayıp yaşadıklarını görüyoruz. Artık ittifakıyla bile yetmeyen oyunu tamamlamak için bugün yolunu ayırdıklarıyla tekrar barışma çabalarını gündeme almış durumda. Sürekli bir yetmezlik, tıkanıklık içerisindeyiz.  Bu yüzden de yeni gündemler ihtiyaç var. Bütün acılar, kayıplar siyasi bir malzeme. Tüm bu arayışların arkasında da güç kaybı korkusu var” diye konuştu.

‘ÇARŞI- PAZAR ÇOK KÖTÜ ŞEY ANLATIYOR’

Türkiye’nin ekonomi karnesinin sürekli eksiye gittiğini belirten Altıok, “Vatandaş da bunu sokakta patates-soğan fiyatlarıyla, evine götürdüğü filenin boşluğuyla deneyimlerken Bakan çok başarılı açıklaması var. 128 milyon dolar nerede derken Berat Albayrak da nerede diye soruyorduk. Çarşı- pazar çok kötü şey anlatıyor. İnsanların akşam saatlerinde pazardan çürük sebze meyve topladığı görüntüleri görüyoruz. Vatandaş AKP’nin yaptığı kongreleri görüp neden diye soruyor. O yüzden geçmişe göre oylarda erime var. Gazetelerde televizyonlarda ekonomi çok iyi gidiyormuş gibi gösterebilirsiniz, insanları buna inandırabilirsiniz fakat o inanma kişisel deneyime gelince uyanış gerçekleşiyor. Ocak kaynamadığı zaman ne diyecek?” açıklamasında bulundu.

Editör: Haber Merkezi