Gizem TABAN/İZ GAZETE- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı görevinde 4 yılı geride bırakan Deniz Yücel, görev sürecini, örgüt çalışmalarını anlatırken parti içi konularla ilgili de soruları yanıtladı.

RÖPORTAJIN BİRİNCİ KISMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Daha önce AKP’ye oy vermiş ama artık AKP’den uzaklaşmış, kararsız durumda olan bir seçmen kitlesi var. CHP İzmir'de bu noktada nasıl çalışmalar yapıyor?

AK Parti'den, MHP'den kopan seçmenin belli bir kesimi partimize teveccüh gösteriyor. Belli kesimi de başka partilere; İYİ Parti'ye, DEVA Partisi'ne, Saadet Partisi'ne, Demokrat Parti'ye, Gelecek Partisi'ne olabilir, başka partilere teveccüh gösteriyorlar. Ama burada önemli olan, anlamlı olan şu; ‘Ben yıllardır hep AK Parti'ye oy verdim ama ellerim kırılsaydı da vermeseydim, bu sefer vermeyeceğim, bizi bunlardan kurtarın’ diye serzenişler ve tepkiler var. Aynı şey MHP için de geçerli. Biz CHP olarak geçmişte iktidara oy veren seçmeni CHP’ye katmak, kucaklamak isteriz. Ama bazı sebeplerden dolayı sahada gördükleri bir partiye, daha muhafazakar gördükleri bir partiye yönelebilirler. Biz işin o kısmına takılmıyoruz.

GÖNLÜMÜZDEN KILIÇDAROĞLU GEÇER

CHP İzmir İl Başkanı olarak gönlünüzden geçen cumhurbaşkanı adayı mutlaka Kemal Kılıçdaroğlu'dur; peki sizce Cumhurbaşkanı adayı neden Kemal Bey olmalı?

‘Kemal Kılıçdaroğlu aday olmalı’ gibi bir şey söylemek bana düşmez. Neden? Çünkü o aday belirlenirken başta Millet İttifakı'nın ortaklarının, liderlerinin, kendi tabanları, örgütleri veya teşkilatlarının bir mutabakata varmaları gerekiyor. Ama siz de söylediniz, bizim gönlümüzden Kemal Kılıçdaroğlu geçer. ‘Gönlünüzden neden Kemal Kılıçdaroğlu geçer’ derseniz onu açıklayayım; dürüstlüğü, namusluluğu, ahlakı, devlet adamlığı, hukuka bağlılığı, adaleti, liyakati… Bu konularda Türkiye'de kime sorarsanız sorun, akla gelecek ilk isim Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Ben bunu çok iddialı bir şekilde söylüyorum. Bir de Cumhurbaşkanlığı konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Tayyip Erdoğan'ın egosundan neler çektiğini hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu, egosu olmayan, ‘ben’ demeyen bir liderdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve Türk milletini önceleyen bir liderdir. Bir de şu var; o göreve seçildikten sonra güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşün önünün açılması lazım. Bunu en hızlı şekilde yapacak isim konusunda benim görüşüm yine Kemal Kılıçdaroğlu'dur.

BASIN ÜZERİNDEN TARTIŞILMASI DOĞRU DEĞİL

Yine son dönemde çokça gündeme gelen konu; İBB Meclisi Grup Başkan Vekilliği konusu… Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün adının karıştığı bir süreç...Basına yansımasının ardından neden müdahale etme gereği duydunuz?

Bu tip konuların basın üzerinden konuşulması, tartışılması doğru değil. Bunlar bizim parti içi meselelerimiz.

‘UYARIMIZI ALMIŞTIR’

Bu gelişmeler sizi rahatsız etti mi?

Çiğli Belediye Başkanımız bir açıklama yaptı, arkasından Buca Belediye Başkanımız bir açıklama yaptı. Sonra bir Büyükşehir Meclis Üyemiz karşı bir açıklama yaptı. Baktım iş kötü bir noktaya doğru gidiyor, ondan dolayı uyardım. Olay bundan ibaret. Biz bunları grup toplantımızda konuşabiliriz, kendi aramızda konuşabiliriz. Bu tip konuşmalar parçalanmışlık imajı yaratır. Biz buna izin vermeyiz. Grup toplantısında aday olacak arkadaşımız aday olursa olur, seçilirse seçilir. Ama basın üzerinden mesajla, açıklamalarla bu süreci yönetmek doğru bir yöntem değil. Ondan dolayı ben bir açıklama yapma gereği duydum. Ve bazı arkadaşlarımız aradılar; ‘biz açıklama yapacaktık ama sizin bu talimatınızdan sonra durdurduk, açıklama yapmıyoruz’ dediler.

Ancak Sayın Gümrükçü sizin bu talimatınızdan sonra da bir açıklama yaptı. Buna ne dersiniz?

Biz uyarımızı yaptık. Çiğli Belediye Başkanımız o uyarıyı almıştır.

SOYER 3 YILDIR BAŞARILI BİR ŞEKİLDE YÖNETİYOR

Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer, görevde 3 yılı geride bıraktı. Siz bir il başkanı, bir İzmirli olarak Sayın Soyer'in üç yıllık performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Büyükşehir Belediye Başkanımız gayet başarılı bir şekilde 3 senedir İzmir'i yönetiyor. İstedikleri kadar karalamaya çalışsınlar, çamur atmaya çalışsınlar, bunların hiçbir önemi yok. Yapılan hizmetlerin ve işlerin toplumda ve halktaki karşılığını görebiliyoruz ve alabiliyoruz. Merkezi hükümetin hiçbir desteği olmadan kıt imkanlarla yapılan önemli işler var. Daha yakın zamanda Buca Metrosu’nun temel atma töreni yapıldı. Bir belediyenin bunun finansmanını kendi imkanlarıyla sağlayabilmesi, hükümet desteği olmadan bunu başarabilmesi bence takdire şayan. Tunç Başkanın ‘kriz belediyeciliği’ diye tabir ettiği bir belediyecilik var. Gerçekten bütün olumsuzluklara rağmen ya da olağanüstü bir durum, bir kriz yaşandığında Büyükşehir Belediyemiz en kısa sürede o krizi yönetebiliyor. Bu da Türkiye'nin birçok yerine örnek oluyor.

İSTİŞARE MEKANİZMAMIZ VAR

Siz de burada partinizin genel başkanını temsil ediyorsunuz. Büyükşehir Belediyesi’nde bir eksiklik bir yanlışlık gördüğünüzde ikazınız oluyor mu?

İkaz, uyarı gibi tabir etmek doğru değil ama biz Tunç Bey'le görüşüyoruz. Ben belli konularda görüşlerimi paylaşıyorum, o da aynı şekilde. Yani bir istişare mekanizmamız var. Belli periyotlarda bir araya geliyoruz, yüz yüze, o olamıyorsa telefonla… Sürekli bir iletişimimiz var.

ARAMIZ HİÇBİR ZAMAN KÖTÜ OLMADI

Örgüt yemeğinde karşılıklı birlik, beraberlik ve sahiplenme mesajları dikkat çekti. Bu üç yılda ilişkinizde nasıl bir ilerleme oldu? Yani bir şeyler iyi yönde daha da gelişti mi?

İl yemeğinde ne söylediysem hissederek ve tüm kalbimle söyledim. Tunç Başkan da ne söylediyse kalbiyle ve samimiyetle söylediğine ben inanıyorum. Ayrıca zaten yemek birlik, beraberlik ve dayanışma yemeği. Öyle bir ortamda bunların söylenmesi de çok da doğal, şaşırılacak bir durum değil. Onun haricinde bizim hiçbir zaman aramız kötü olmadı. Belki iletişim, diyalog, daha sık bir araya gelme kuvvetlendi diyebiliriz. Ama birilerinin kafasında kurduğu ya da birilerinin istediği anlamda aramız hiç kötü olmadı.

İKİ TARAF DA SINIRLARI AŞMADAN..

Birçok ilçede, belediye başkanı ve ilçe başkanı arasındaki uyumsuzluklar, problemler çoğunlukla basına yansıyor. Siz de zaman zaman uyarıyorsunuz, müdahale ediyorsunuz. Sizce bir İl/ İlçe Başkanı ile Büyükşehir Belediye Başkanı/ İlçe Belediye Başkanı ilişkisi nasıl olmalı?

İl başkanının ya da ilçe başkanının görevi bellidir. Görev sınırları bellidir. Belediye başkanının görevi ve görev sınırları bellidir. İki tarafın da hem o sınırları aşmadan hem de karşısındakinin yetkilerine ve görevlerine saygı duyarak hareket etmeleri halinde hiçbir sorun olmaz. Bir sorun varsa da bu basın önünde ya da alenen konuşulmaz. Karşılıklı oturulur konuşulur. Karşılıklı oturulup konuşulup çözülemiyorsa bize yansıtılır. Biz bir araya getiririz veya bir araya geliriz. Sorun neyse çözeriz. Bizim konuşarak, tartışarak, istişare ederek çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yok.

Özellikle basın önünde konuşma mevzusu… Bir yandan AKP’ye baktığımızda demokratik olarak nitelendirilmeyen bir parti. Yani partide görevli olan kişilerin basın önünde konuşması çoğunlukla uygun değil. CHP’nin de tabii ki kendi kaideleri var ancak daha özgür ve daha demokratik olarak nitelendirilen bir parti. Basın önünde konuşmaların kısıtlanmasıyla ilgili ‘CHP’de kısıtlanmaması lazım, CHP özgürlükçü, demokrat bir parti’ söylemleri var. Bu noktada neler söylersiniz?

Burada özgürlükle, demokratlıkla çelişen bir durum yok ki... Herkes yine özgür. Ama siz bir siyasi partiye üye olduğunuz zaman o partinin birtakım kuralları vardır. O partiyi korumanız gerekir. O partinin başarısı için, iktidarı için mücadele etmeniz gerekir. Bir taraftan parti içindeki meseleleri dışarıda konuşursanız, dışarıda bunları konuşurken partiyi kamuoyunda tartıştırırsanız, siz o partinin toplumdaki imajına zarar verirsiniz.

PARTİ GÖREVE ÇAĞIRIRSA DEĞERLENDİRİRİZ

Ne olursa milletvekili adayı olursunuz? Nasıl bir konjonktürde aday olursunuz? Partinizin göreve çağırmasını mı beklersiniz?

Ben seçim zamanı gelmeden bunu konuşmayı, tartışmayı doğru bulmam. Siyaseti hiçbir zaman bir göreve talep açarak, talep ederek yapmadım. Bundan sonra da yapmam. Parti göreve çağırırsa dediniz, o yüzden söylüyorum; parti göreve çağırırsa onu o zaman değerlendiririz. Ama bunu böyle düşünmek, tartışmak bunu öncelik olarak görmek, insanın il başkanlığı görevini doğru, sağlıklı ve hakkını vererek yapmasını engeller. O yüzden ben bunu kendi iç dünyamda da hiç düşünmüyorum. Kafa yormuyorum. Ben il başkanlığı görevime odaklanmış durumdayım. Seçim zamanı geldiğinde öyle bir şey seçenek olursa onu da o zaman değerlendiririm.

PLANLAMA DAHİLİNDE ÇALIŞIYORUZ

Son olarak da örgüt çalışmalarına değinmek isterim. CHP'nin oyunun da düşük olduğu ilçelerle ilgili tespit çalışmalarınız oldu. Üye çalışmalarına yoğunluk verilmesine dair talimatlarınız oldu. Bir yandan seçim hazırlıkları var. Örgüt çalışmaları nasıl gidiyor?

İlçe örgütlerimiz çalışıyor, biz de onları destekliyoruz. Bazı çalışmaları İl Başkanlığı olarak biz yapıyoruz, koordine ediyoruz. Onun dışında belli periyotlarda ilçe başkanlarımızla bir araya geliyoruz, toplantılar yapıyoruz. Bizde olmayan ilçelere öncelik verdik. Bizde olmayan ilçelerde milletvekillerimizle saha çalışması yaptık. Tabii gidilemeyen eksik kalan yerler var, oraları da en kısa zamanda tamamlayacağız. Yakın zamanda metropol ilçelerde yine milletvekillerimizle saha çalışmaları yaptık. Tabii ki bunları bir planlama dahilinde yapıyoruz. Metropol ilçelerdeki çalışmaları tamamlayıp tekrar dış ilçelere destek vereceğiz. Bu arada ilçe örgütlerimiz zaten çalışıyorlar. Bir koldan da Büyükşehir Belediyesi meclis üyelerimizi görevlendirdik, özellikle dış ilçelerde, köylerde çalışma yapıyorlar. Bunları hem Büyükşehir Belediye Başkanımıza hem bize raporluyorlar. Bu seçimlere kadar belli bir tempoda böyle devam edecek. Tempo zaman zaman artar, zaman zaman yavaşlar ama hiç ara vermeden, kesintisiz bir şekilde seçimlere kadar bu çalışmaları sürdüreceğiz.

Editör: Haber Merkezi