CENGİZ ALDEMİR/ İZ GAZETE - Bakanlığın bu çevrelerle bir an önce ilişki kurmak zorunda olduğunu ifade eden Çepni, "Ben yaptım, oldu." "Sarayın verdiği talimatlarla, fermanlarla gereğini yaparız…" Bunun yanında İçişleri Bakanlığının da halkın, ülkenin güvenliğini sağlamaktan ziyade yıkım şirketlerinin güvenlik güçlerine dönüşmüş olduğu koşullarda, Çevre Bakanlığının yarattığı tahribatlara "hayır" diyen, itiraz eden yurttaşların, köylülerin susturulmasına, ‘kapitalizmin krizi’dir “ dedi.

İklim kriziyle mücadelenin fidan dikmekle olmayacağını kaydeden Çepni, mücadelenin ormanların korunmasıyla olacağını belirtti. Bakanlığın çevre politikasını sert bir dille eleştiren Çepni, “Siz ormanları korumazsanız, ormanları maden şirketlerine peşkeş çekerseniz, güvenlik gerekçesiyle yakarsanız bugün dikilen yeni fidanlar yarınımıza çare olmaktan uzak kalacaktır” uyarısında bulundu.

ENERJİ POLİTİKALARI TARTIŞILSIN

İklim krizinin temel sebeplerini kömür, petrol, doğal gaz ve kömürle üretim yapan termik santraller olarak sıralayan Çepni, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu konuda bir eylem planının olmamasını eleştirdi. Enerji politikalarının değiştirilmesi gerektiğini belirten Çepni, “Açıklanan eylem planlarında tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi, "enerji yatırımları" adı altında tarif edilen enerji politikalarının kendisi tartışılmıyor. Ne tartışılıyor? Bunun karşısında bisiklet yollarının yapılması gibi, işte "kamu spotu" diye tarif ettikleri yayınlarda ifade ettikleri fidan dikimleri ve benzeri gibi; birilerinin, onun bunun himayesinde yaptıkları kimi düzenlemeler var“ diye konuştu.

BAKANLIK CEO GİBİ ÇALIŞIYOR

Termik santrallerin tüm dünyada sınırlandırılmaya çalışıldığını hatırlatan Çepni, Türkiye'de tam tersinin yaşandığını söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın enerji ve inşaat şirketlerinin CEO'su pozisyonunda çalışmalar yapmakla eleştiren HDP’li Çepni, meclisin bu politikalara alet olmakla suçladı. İçişleri Bakanlığı’nı enerji ve inşaat şirketlerine kolluk gücü görevi yaptığını ve muhalefeti bastırmakla görevlendirildiğini ileri süren Çepni, Kazdağlarında maden arayan şirketlerin ruhsatlarının iptal edilmeyişini sordu. Kanal İstanbul Projesi’nin bir yıkım projesi olduğunu ve iktidarın neden yapıldığını açıklayamamasına tepki gösterdi. Salda Gölü'nde bir yapılaşmaya gidildiğini ve Bakanlığın buna seyirci kaldığını ileri süren Çepni, müdahale edildiği takdirde ekolojik bir katliam yaşanacağı uyarısında bulundu. Zengin endemik bitkilere sahip, bir tarihsel miras aynı zamanda, bir inanç merkezi olan Munzur vadisine de dokunulmak istendiğini hatırlatan Çepni, bölge halkına sorulmadan maden sahası yapılmasına tepki gösterdi.

İZMİR JES ÇÖPLÜĞÜ

İzmir ve Aydın illerinin JES çöplüğü hâline geldiğini ve bunun bir halk düşmanlığı olduğunu ifade eden Çepni, JES bölgelerindeki ölüm oranlarına dikkat çekti. Çevre katliamlarına Karadeniz bölgesinden de örnekler veren Çepni, "yerli ve millî, vatansever politikalar" adı altında Karadeniz'in de katledildiğini söyledi.

Editör: Haber Merkezi