Cengiz Aldemir/ANKARA- Türkiye'nin, enerji üretim ve dağıtımında 2000’li yıllardan itibaren uygulanan özelleştirme politikaları yüzünden artan bir şekilde dışa bağımlı hale getirildiğini, sermaye gruplarına rant sağlandığı ve iklim krizinin öncelikli gündem olması gereken bir dönemde, fosil yakıtlara bağımlılığı artırdığını ifade eden HDP İzmir Milletvekili Ekolojist Murat Çepni, "ETKB-EİGM istatistiklerine göre 2020 yılı Türkiye Birincil Enerji Arz’ında ithalatın payı yüzde 70.2, fosil yakıtların payı ise yüzde 83.3 olmuştur. 2020 yılı Elektrik Enerjisi üretiminde ise EİAŞ rakamlarına göre fosil yakıt payı yüzde 57.7, ithal yakıt oranı ise yüzde 43.5 olmuştur" dedi.

TÜRKİYE İTHAL KÖMÜRE BAĞIMLI HALE GETİRİLDİ

2000’lerin başından itibaren yerli linyit kömürünü işlemeye yönelik tüm teşvik, alım garantisi ve özelleştirmeler sonrasında uygulanan yanlış politikaların Türkiye’yi ithal kömüre bağımlı hale getirdiğini vurgulayan Çepni,  "Özelleştirmenin gerekçesi olarak kamuoyuna açıklanan rekabet ortamı yaratılamamış, fiyat istikrarı sağlanamamış, sanayinin ihtiyacı olan ucuz elektrik enerjisi temin edilememiş, yatırım ve istihdam artırılamamıştır. Türkiye’nin enerji politikası,  kömürlü santrallere uygulanan teşvik ve alım garantileri ve  yenilenebilir enerji kaynaklarına uygulanan destekleme mekanizması (YEKDEM) ile özel sektörün karına öncelik veren bir şekle dönüşmüştür" tespitini paylaştı.

ÖZEL ELEKTRİK ŞİRKETLERİ KOLLANIYOR

Elektriğe yapılan zamlardan şirketlerin kazançlarını düşürmemek için maliyetlerini elektrik fiyatlarına yansıtmalarının önünde bir engel bulunmadığına dikkat çeken Çepni, "EPİAŞ’da oluşan ve piyasa takas fiyatı olarak tanımlanan elektrik satış fiyatları, halen kWh için en fazla 100 kuruş düzeyindedir. EPİAŞ Ocak ayında teklif edilebilecek en yüksek fiyatın 134.5 kuruş/kWh olduğunu açıklamışken, EPDK’nın elektrik fiyat tarifelerinde yer alan enerji bedellerini, bu rakamlardan çok daha yüksek düzeyde tutması, özel elektrik şirketlerinin açık bir şekilde kollandığı iddialarını oluşturmuştur. Elektrik üretimi ve dağıtımının bu denli piyasalaşmış olması elektrikte arz güvenliğini sağlamadığı gibi bu konuda sakıncalar da doğurmaktadır" uyarısında bulundu.

HALKA YANSIYAN ZAM ORANI YÜZDE 77

Birkaç yıl önce Türkiye genelinde elektriğin 10 saat boyunca kesilmesi, karları yeterli gelmeyen özel şirketlerin sisteme elektrik vermemelerinden kaynaklandığını anımsatan Çepni, konutlara uygulanan zammın, 150 kWh’e kadar olan tüketimde yüzde 50, 150 kWh’ın üstünde ise yüzde 125 olarak gerçekleştiğini söyledi. 

Bir evin aylık elektrik sarfiyatının 230 kWh olması gerektiğinden yola çıkarak, Aralık 2021’de 210 TL olan faturanın 371 TL’ye kadar yükseldiğini belirten HDP'li Çepni, "Halka yansıyan ortalama zam oranı yüzde 77’dir. En yüksek zam oranı 129,2 yüzde ile iletim sistemine abone olmayan, dolayısıyla elektriğini Dağıtım Şirketleri’nden almayan sanayi abonelerine yapılmıştır. Bu sanayi grubu elektriğe 1,75 TL/kWh verecektir. Zamlar sonrası en pahalı elektriği ise ticarethane grubu 2,74 TL/kWh olarak ödeyecektir.

Bir kamu kuruluşu olan ve elektrik üretiminin yüzde 17’sini gerçekleştiren Elektrik Üretim A.Ş.,’den 31.86 krş/kWh’e alınan elektriğin Dağıtım Şirketleri tarafından KDV ve BTV dahil konutlara 150 kWh’ın üzerinde tüketim için 2.06 TL/kWh’ye, Alçak Gerilim alan Sanayi’ye 2.28 TL/kWh’ye, ticarethanelere 2.74 TL/kWh’ye ve Tarım Sektörüne 2.06 TL/kWh’ye satılacaktır. Elektrik fiyatı oluşumunda KDV, hem dağıtım şirketlerinin elektriği satışında, hem de nihai fatura bedelinde olmak üzere iki kere alınmaktadır" eleştirisinde bulundu.

ZAMLAR CİDDİ MALİYET ARTIŞLARINA NEDEN OLUYOR

Yapılan zamların, doğrudan dağıtım şirketlerinin kazanç hanesine yazılırken, halka ve ekonominin tüm sektörlerine ciddi maliyet artışları getirdiğini vurgulayan Çepni, maliyet artışlarının enflasyonu ve işsizliği arttıracağını, işletmelerin kapanmasına yol açacağı uyarısında bulunan HDP'li Çepni,

elektriğe yapılan fahiş zammın gerekçelerine yönelik olarak, EPDK'nın  küresel düzeyde ortaya çıkan maliyet artışlarından kaynaklandığı açıklamasına yer verdi. Dünya spot piyasalarında 2021 yılı içerisinde yüksek fiyat dalgalanmaları olduğunu belirten Çepni,  "Örneğin, elektrik üretiminde kullanılan buhar kömürünün ton fiyatı 2021 yılı başında 70-80 dolar düzeyindeyken yaklaşık 3 kat artarak Ekim ayında 240 dolar seviyesine kadar yükselmiştir. Daha sonra fiyatlar tekrar gerileyerek yılı 150-170 dolar seviyesinde kapatmıştır. Dolayısıyla spot piyasadaki kömür fiyatlarında 2021 yılında EPDK basın açıklamasında iddia edildiği gibi 5 kat değil, yaklaşık 2 katlık bir artış söz konusudur" bilgisini paylaştı.

KONUYU MECLİS ARAŞTIRSIN

Mevcut enerji politikalarının, şirketlere kar sağlama aracına dönüştüğünü, bu durumun, Anayasadaki Sosyal Hukuk Devleti olmanın gereklerine aykırı olduğunu vurgulayan HDP'li Çepni, "Elektriğe yapılan fahiş fiyat artışının nedenlerinin ve bu fiyat artışının yaratacağı ekonomik krizlerin tespit edilmesi, enerji üretimi ile dağıtımında halktan yana politikalar üretilmesinin, enerji adaletinin, elektrik hizmetlerinin merkezi planlama ile yapılmasının sağlanması amacıyla bir Meclis araştırması açılmalıdır." 

Editör: Haber Merkezi