Cengiz Aldemir/ANKARA - Dünyada, insan sağlığına ve çevreye büyük zararlar veren nükleer atıkların güvenli depolanması ve bertaraf edilme işlemi yapılamadığını belirten HDP İzmir Milletvekili ve Çevre komisyonu Üyesi Murat Çepni, Nükleer

Denetleme Kurulu’nun halk sağlığı ve çevrenin korunması için başta İzmir Gaziemir olmak üzere Türkiye’de mevcut nükleer atıkların acilen kaldırılmasını istedi.

Tehlikeli atıkların Türkiye’ye hangi ülkeden, ne şekilde getirildiğinin saptanması, yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin çevreye, insan sağlığına, tarım ve hayvancılığa vereceği zararların tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Ekolojist Çepni, atıkların depolanması, denetimi ve bertaraf edilmesi, Meslek Odaları ve demokratik kitle örgütlerinin denetimlerine açılması ve Türkiye’nin nükleer atık yönetiminin belirlenmesi için araştırma komisyonu kurulması gerektiğini söyledi.

GAZİEMİR’DE 100 BİN TON TEHLİKELİ ATIK GÖMÜLÜ

Dünyada depolama alanlarının kurulamamış olması nedeniyle milyonlarca yılda yok olabilecek nükleer atıkların küresel ölçekte önemli bir sorun oluşturduğunu ifade eden Çepni, “28 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kapatılan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından 2007 yılında İzmir Gaziemir İlçesi Emrez Mahallesinde, yapılan araştırma sonucunda 100 bin ton radyoaktif atık gömülü olduğu rapor edilmiştir. Tesiste, Türkiye’de bulunmayan nükleer çubuklar (Europium 152-154) getirilerek kurşun ve gümüş geri dönüştürülmüş, bu işlemlerin ardından, kalan tehlikeli atıklar denetimsiz bir şekilde rastgele araziye gömülmüştür. Ölçümlerde, radyasyon miktarı normal değerin 219 katı çıkmıştır. Ayrıca ağır metal atıklar da mevcuttur. Fabrika 2010 yılında kapatarak metruk halde bırakılmıştır” dedi.

TEHLİKELİ ATIKLARI GETİRENLER ORTAYA ÇIKARTILSIN

Tehlikeli atık olayının ortaya çıkmasından 7 yıl sonra Türkiye'nin Çernobil’i olarak adlandırılan Gaziemir’deki sahanın temizlenmesi ve rehabilitasyonuna başlandığına dikkat çeken Ekolojist Çepni, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olmadan nükleer atık bertaraf işinin hiçbir uzmanlığı olmayan Turanlar AŞ adlı şirkete verildiğini ve ödenek alamadığı gerekçesiyle şirketin çalışmasını bıraktığı bilgisini paylaştı. Yıllardır toplum sağlığını hiçe sayarak bertaraf edilmeyen nükleer atıkların bulaşıcılık nedeniyle 250-300 bin tona ulaştığı iddialarını da dile getiren Çepni, tehlikeli atıkların nereden, hangi yollarla ve kimler tarafından getirildiği nin ortaya çıkartılmadığını vurguladı.

ANAYASAL YAŞAM HAKKI ÇİĞNENİYOR

İnsan sağlığının bir yaşam hakkı olduğunu ve Anayasayla güvence altına alındığını anımsatan Çepni, bölgede yaşayan vatandaşlarda çocuk düşürme, astım ve kanser vakalarında ciddi bir artış olduğu tespitinin İzmir Çevre Mühendisleri Odası raporlarında yer aldığını söyledi. Kapatılan TAEK’in 9 Mart 2013 tarihli Radyoaktif Atık Yönetimi Yönetmeliği ve Nükleer Düzenleme Kurumu’nun, radyoaktif temizlik için çalışmaların başlatılması uyarılarına rağmen, atıkların temizlenmediğini ve tehlike saçmaya devam ettiği uyarısında bulundu.

AKKUYU SANTRAL UYARISI

Öte yandan yapımı devam eden ve en büyük hissesinin Rusya’ya ait olduğu ve Türk-Rus stratejik ortaklığı olarak adlandırılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin 2019 yılında reaktörün oturacağı temelin bazı bölümlerinde iki defa çatlak oluştuğunu ve kamuoyunda büyük endişe yarattığını anımsatan Çepni, “Birçok bilimsel veri zeminin dayanıksız olduğunu ortaya koymuştur. Meslek odaları ÇED raporunun yanlışlarla dolu olduğuyla ilgili uyarılar defalarca dile getirmişlerdir.

NÜKLEER SANTRAL ISRARI NEDEN?

Etkileri halen süren Çernobil ve Fukuşima felaketinden sonra birçok ülkede nükleer santralleri kapatıldığını ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının nükleer santrallerin dünyada enerji üretimindeki payının 2050 yılına gelindiğinde yüzde 6-3’e kadar gerileyeceği bilgisini paylaşan Çepni, Türkiye’nin enerji ihtiyacı olmamasına karşın nükleer güç santralİ yapma ısrarına anlam veremediğini ifade ederek, konunu bilim kuruluşları, Çevre Mühendisleri Odası gibi demokratik kitle örgütlerinin de yer alacağı geniş çerçeveli bir komisyon kurularak araştırılması gerektiğinin altını çizdi.

Editör: Haber Merkezi