Cengiz Aldemir/ANKARA - Polisin Ankara Tuzluçayır’da 2 Temmuz Sivas katliamını protesto etmek isteyenleri engellemesine tepki gösteren HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada, “Eğer yirmi yedi yıl önce gerçekleşen 33 canımızın diri diri yakılmasına sebep olan bir katliamı bugün anmamızın önüne kim geçmek istiyorsa bu ancak ve ancak katliamı sahiplenenlerdir ve katliama ortak olanlardır” dedi.

İŞKENCE BİR YÖNETME BİÇİMİ

İşkencenin bu coğrafyada bir yönetme biçimi olduğunu vurgulayan Çepni, işkencecilerden hesap sorulmayıp sahip çıkıldığını, insanlık dışı uygulamaya göz yumanların da yapılan işkencelerden sorumlu olduğunu kaydetti. İşkence yapıldığına dair birkaç örnek veren Çepni, “ Rojbin Çetin Diyarbakır'da üç buçuk saat köpekli işkenceye maruz kaldı ve şu anda yürüyemiyor. Peki, nerededir şu anda Rojbin Çetin? Hastanede mi? Hayır, şu anda Mardin Emniyetinde sorgusu hâlâ sürüyor. Evet, bu anlamda biz işkenceyle hesaplaşmayan AKP iktidarının işkence suçu işlediğini tekrar tekrar söylemeye devam ediyoruz” suçlamasında bulundu.

İŞKENCE ÖRNEĞİ

Ayten Öztürk adında bir kadının sorgudaki ifadelerini de paylaşan Çepni, Ankara'da altı ay boyunca vahşi bir işkenceye maruz kaldığını, altı ay sonra bu kadının Ankara'da bir açık alana bırakıldığını belirterek, “ Bırakıldığı anda etrafı Ankara TEM polisi tarafından çevriliyor ve Ankara TEM polisi gözaltına alıyor. Niye? Hakkında ihbar var diye. Üç gün tekrar gözaltında tutuluyor ve tutuklanıyor. Savcıya işkence gördüğünü anlatmaya çalışırken savcı bakmıyor bile. Vücudunda elektrikten kaynaklı yüzlerce yara var. İşte, işkencenin bu ülkede bir yönetme biçimi olduğunun çok doğrudan bir kanıtıdır” diye konuştu.

HER ŞEY HALKIN ELİNDE

İşkenceyi, katliam siyasetini bir yönetme biçimi olarak belirleyenlerden kurtulmanın halkın elinde olduğunu söyleyen Çepni, barolara müdahalenin de aynı çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “İşimizi, ekmeğimizi çalanlar, işimize, ekmeğimize göz koyanlar ile bu işkencecilerle katliam siyaseti yürütenler aynıdır. İşte, tam da burada barolara gerçekleştirilen operasyonun da bir amacı budur. İşte, halkımızın korunması, haklarının korunması, işkenceye karşı mücadelenin de aynı zamanda…Baroya dönük bu operasyon, aynı zamanda, işkenceye karşı mücadelenin de engellenmesine nedendir. Evet, buradan ben hem Alevilerin inanç özgürlüğünün, eşit yurttaşlık mücadelesinin, tüm halklarımızın, işçi sınıfının ve emekçilerin iş, ekmek, özgürlük mücadelesinin en güçlü biçimde yürütüldüğü koşullarda olduğumuzun altını çizmek isterim. Karanlığın en koyu olduğu anda olduğumuz doğrudur fakat aydınlığa en yakın olduğumuz andır. Cesaret ve kararlılıkla yan yana geldiğimizde bu ceberut sistemi, emin olun, yerle bir edebiliriz.”

Editör: Haber Merkezi