CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni Meclis de düzenlediği basın toplantısında, hidroelektrik santraller ve bunların yarattığı ekolojik sonuçlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Son yıllarda AKP iktidarının doğaya, yaşam alanlarına karşı enerji ihtiyacı adı altında geliştirdiği yıkım projeleri olduğunun altını çizen Çepni, AKP denince akla ilk gelen şeyin doğa tahribatı olduğunu belirterek, 2020 yılında 700’ün üzerinde maden sahasının açıldığını ve yeni HES projelerinin devreye konulduğunu söyledi.
AKP denince akla ilk gelen ilk şeyin doğanın, yaşam alanlarının tahribatı, orman, dere ve suların enerji şirketlerine peşkeş çeken politikalar olduğunu hatırlatan Çepni, HES’lerin yenilenebilir enerji olmadığını, yenilenebilir enerji içerisinden çıkartılmasını istedi. 2020’de 700’ün üzerinde olan maden sahalarına yenilerinin eklendiğini belirten Çepni, “HES’ler 2010 senesinde 2.764.2 iken 2013’de iki katına çıkarak, 2020 Yılında 7.912.7 MW çıkıyor. Esas olarak madalyonun diğer kısmında ise son derece büyük bir rant sistemi var. HES’lerle devasa bir alan tıraşlanıyor. Dere yatakları tahrip ediliyor. Sular kesiliyor, ağaçlar tıraşlanıyor, bitkiler tümüyle kurutuyor. Balık yaşamı tümüyle ortadan kalkmasına neden oluyor. Karadeniz de ve Hasankeyf de HES’lerin zararları ortada” dedi.
IRKÇI VE DOĞAYI YOK ETME ANLAYIŞI TOPLUMU ZEHİRLİYOR
Tek adam yönetiminin Karadeniz’i milliyetçi, ırkçı anlayışın yanı sıra doğasını yok ederek zehirlediğini vurgulayan Çepni, mücadelelerinin meclis ve sokakta devam edeceğini söyledi. HES denince büyük bir tahribat yaşanan Karadenizin akla geldiğini, bu bölgede toplamda 203 tane HES olduğunu, 143 HES’in de peşi sıra geldiğini vurgulayan Çepni, “ Karadeniz’i gözünüzün önüne getirin. Burada 500’e yakın HES’in o derelerin üzerine koyulduğunu düşünün. Bunun yarattığı tahribatı biran gözünüzün önüne getirin. Dolayısıyla biz yenilenebilir enerji savunmakla birlikte bunun yerinde, yerelinde inşa edilmesi, uygulanması, kesin ve kesin rant ve kar için değil ücretsiz hak yararına, kamucu bir mantıkla inşa edilmesini doğru buluyoruz” ifadelerini kullandı.
FAZLA ENERJİ ÜRETİMİ VAR
Türkiye’nin enerji ihtiyacının olmadığını devletin verileriyle ortaya koyan Çepni, “Türkiye’nin kurulu gücü 91564 MW. En yüksek en yüksek puant talebi de 45374 MW. Neredeyse yarıdan fazla bir enerji üretimi var. İktidar talebi arttırarak, fazla şişirerek bu yatırımların önünü açıyor. Yine enerji çevreleri şunu ortaya koyuyor. Sadece iletim hatlarını tamir ederseniz, sadece Atatürk ve Keban Barajı gibi barajların kapasitesini yüzde otuz yüzde kırk dolayında arttırırsanız bunların şu an çalışma kapasiteleri çok küçük bazısı otuz beş bazısı kırk beş bandında tüm HES’lerin üreteceği enerjiyi zaten üretmiş oluyorsunuz. Bütün rakamlar Devletin kendi verdiği oranlar üzerinden bu kadar açık ve net iken siz bu gerçeği alt üst ederek enerji ihtiyacı talep ediyorsunuz” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
KARADENİZLE İLGİLİ EKOLOJİ UYARISI
Dünyanın sayılı vadilerinden olan ve kendisinin de memleketi olan Rize İkizdere’de 1 km’ye bir HES’in düştüğü 76 km’lik bir vadide 26 HES projesinin devrede olduğuna dikkat çeken Ekolojist Çepni, tepkisini şu sözlerle ortaya koydu: “Yerleşim yeri ve tarım alanı olan Dereköy’de HES yapılması fikriyle karşı karşıyayız ancak yeni bir HES’e asla izin vermeyeceğiz. O şirketi buradan bir kez daha uyarıyoruz. İkizdere aynı zamanda maden işgali altında. Hiçbir enerji ihtiyacı insan ve doğanın zararına tarif edilemez. Doğaya zarar veren hiçbir şey ihtiyaç olarak tariflenemez. Karadeniz su fakiri Türkiye’nin neredeyse su sahip olan nadide yerlerinde bir tanesi. Burası da yok olmakla karşı karşıya. Biz hem HDP olarak, hem ekoloji örgütleri olarak bu konudaki muhalefetimizi hem sokakta hem Mecliste sürdürmeye, yürütmeye devam edeceğiz. Ekoloji örgütleriyle birlikte Partimiz HDP Ekoloji Komisyonu önemli çalışmalar ortaya koyuyor. Tüm doğa ve yaşam alanlarımıza sahip çıkan insanlarımızla birlikte bu yıkım ve talan projelerine dur diyeceğiz ve bunlara izin vermeme konusunda kararlı olduğumuzu buradan bir kez daha ifade ediyoruz. “
