Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis genel kurulunda konuşan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Çevre ajansı teklifinin süslü laflarla bezenmiş, parlak projelerle doldurulmuş bir şirket projesi olduğunu söyledi. Krize giren sermaye ve iktidarın gözünü emekçilere ve doğaya diktiğini, emekçilerin sosyal ve ekonomik hakların yanı sıra doğayı da yıkıma uğratmak için her türlü yasal düzenlemeyi yaptıklarını belirten Çepni,

Kapitalist modelin çöküşünü pandemi sürecinde net bir şekilde görüldüğünü ifade etti.

DEVLET ŞİRKETLERİN EMRİNDE

En acil gündemlerinden birinin de küresel iklim krizi olduğunu kaydeden Çepni, Kirliliğin, karbon salınımının, susuzluğun, ormansızlaşmanın esas sorumlusunun şirketler ve onların devletleri olduğunu kaydederek,

“Türkiye'de son elli yılda 36 göl kurudu ama iktidar Salda Gölü'ne insan temasını tümden kesmesi gerekirken millet bahçesi yapmanın peşinde. Dolayısıyla çevre konuşulacaksa iklim krizi ve ona karşı mücadele konuşulmadan hiçbir şey konuşmuş olmuyoruz. İktidar uygulamak bir yana karbondioksit salınımı konusunda yeni ayrıcalıklar peşinde. Termik santraller konusunda hız kesmeden çalışmaya devam ediyor. Yerlilik, millîlik namına kömür madenciliğine ve her türlü madenciliğe inanılmaz imtiyazlar tanıyor. Devleti maden şirketlerinin hizmetine koşuyor” dedi.

ÜLKEYİ SATIŞ SİSTEMİ

2019 yılı sonu itibarıyla yok edilen orman alanının 698,955 hektar, madencilik faaliyetleri için verilen kayıp miktarının ise 135,487 hektar olduğuna dikkat çeken Çepni, iktidarın yenilebilir enerji yatırımları adı altında doğa talanı yapılırken bir taraftan da karbon emisyonu konusunda ayrıcalık kazanma peşinde olduklarını söyledi. Türkiye’nin hızlı bir çölleşme tehdidi altında olduğunu, tarım alanları, su varlıkları, ormanlar yok olurken, iktidarın çare yerine krizi derinleştirdiğini ifade eden Çepni, ülkeyi yerli ve yabancı şirketlere peşkeş çekmekten bir an bile geri durmayan iktidarın, "Yerlilik" ve "millîlik" adı altında benzerine az rastlanır bir satış sistemi işlettiğini söyledi.

HALK DİRENİŞİ BAŞLADI

Ülkenin dört bir yanının delik deşik hâle getirilmesine halkın isyan ettiğini vurgulayan Çepni, “Son yıllarda söz konusu politikalara karşı ciddi bir halk direnişi de açığa çıktı. Kanal İstanbul'dan Karadeniz'e, Kaz Dağları'ndan Dersim'e, üçüncü havalimanından Zilan Deresi'ne, Aydın'a, Bursa'ya; tüm coğrafya teyakkuz hâlinde. Bir şirket geliyor ve "Çıkın, burası artık benim." diyor, arkasında devlet var, devletin kolluk güçleri, mahkemeleri var. Halkı nefessiz, ekmeksiz, susuz bırakıyorlar. Şirketlerin özel güvenliğine dönüşen kolluk güçleri de bunlara direnen insanların önüne barikatlar kuruyor, gözaltına alıyor ve tüm bunlar vatan, millet adına yapılıyor. Şirketler için "Borcu yoktur." yazısı alma zorunluluğunu kaldırırken Kaz Dağları'nda ormanı, suyu savunan, gece gündüz, yaz kış nöbet tutan gençlere 600 bin TL para cezası kesiliyor. İşte sizin halk düşmanı, doğa düşmanı resminiz” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

RANT DÜZENLEMESİNE HAYIR DİYECEĞİZ

Çevre Ajans düzenlemesinin, küresel iklim krizine, ekolojik yıkım sorunlarına çare üretmediğini, yasa yapım sürecinin halktan kaçırıldığını kaydeden Ekolojist Çepni, eleştirilerini şöyle sürdürdü: “ Düzenleme tümüyle şirket mantığıyla inşa edilmiş, yeni rant alanları inşa etme amacındadır. Maden yasası gibi düzenlemelerle bağlantılı, birbirini tamamlayan, tümüyle halk ve doğa düşmanı politikaların yeni bir örneğidir. Biz, Halkların Demokratik Partisi olarak, bu genel görüşlerimize bağlı olarak, bu düzenlemeye hayır oyu vereceğimizi ve tüm halkımıza buradan bu halk ve doğa düşmanı yasa tekliflerine karşı mücadeleyi her yol ve biçimde yükseltmeleri gerektiğini söylüyorum.”

Editör: Haber Merkezi