CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, Gökhan Güneş ve gözaltında kayıplarla ilgili TBMM’de yaptığı basın toplantısında, İstanbul Başakşehir’de 20 Ocak günü kaçırılarak 138 saat sonra serbest bırakılan elektrik işçisi Gökhan Güneş ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 

İŞ BİRLİĞİ BASKISI

Polis tarafından işkence yapılarak işbirliğine zorlanan Gökhan Güneş’in Tokatlı Alevi emekçi bir ailenin çocuğu, Sosyalist bir işçi ve bir elektrik şirketinde çalıştığını belirten Çepni, Güneş’in kaçırılma sürecine değinerek, “Bu arkadaşımız uzunca zamandır polisin saldırısı, acizine maruz kalıyor. Yer yer kaçırılmaya çalışılmış. Yer yer işbirliği teklif edilmiş. Evinin önünde polis araçları sürekli olarak beklemiş. Hatta evinin önündeki elektrik direğine kamera dahi takılmış. Yani birkaç yıldır sürekli polisin tacizi altında yaşayan sosyalist bir işçiden bahsediyoruz. Kendisine saldıranlara direndiği için elektro şok kullanılmış. Ailesi ve arkadaşları Güneş’in polis tarafından kaçırıldığını bildirmek ve kurtarmak için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, Valiliğe, İçişleri Bakanına ulaşmaya çalışmışlar ancak Emniyet net bir cevap vermemiş” dedi.

6 GÜN İŞKENCE YAPILMIŞ

İçişleri Bakanı Soylu’nun Bütçe komisyonundaki konuşmasında, “Bizim kamera kayıt sistemimiz kilometrelerce yolu mesafeyi çok hızlı bir biçimde denetleyebilir, bizim gözümüzden kuş dahi kaçmaz.” sözlerini anımsatan Çepni, kaçırılma ve tacizlerden İçişleri Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu, ailesi, arkadaşları ve kendilerinin bir çok kere ortaya koyduklarını vurguladı. 6 gün boyunca ailesi, yoldaşları çeşitli biçimlerde eylemler yaptığını, arkadaşları ve ailesinin de gözaltına alındığını anımsattı. 26 Ocak sabahı Güneş’in evine geldiğini ve Güneş’in yaptığı basın toplantısında anlattıklarını dile getiren Çepni, 6 gün boyunca gözü kapalı, kimlerin kaçırdığını ve nerede olduğunu bilmediğini, çıplak olarak, soğuk suya maruz bırakıldığını, elektrik verilerek kendisine yapılan işkence sürecini dile getirdi.

GÖZALTILARDA KAYBETMEK DEVLET POLİTİKASI

Gözaltında kaybetmenin bir devlet politikası olduğunu, Güneşin 6 günlük, kayıt dışı, hukuk dışı gözaltı sürecinde çok önemli bir çalışma yürütüldüğünü, bunu destekleyen devrimci, demokrat kurum ve kişilere teşekkür eden HDP’li Çepni, daha önceki kaçırılmaları anımsatarak, ”Gözaltında kaybedilmeye çalışılan Güneş bu sahiplenmeyle kurtarılmış oldu. 1995 yılında Hasan Ocak kaybedildiğinde yürütülen kampanyadan biliyoruz.  O zaman da yürütülen ve bugün devam eden Cumartesi Anneleri kampanyası böylece doğmuş oldu. Ve gözaltında kayıp politikası o dönem kesintiye uğratılmış olmuştu, durdurulmuştu. Fakat bugün OHAL’den sonra yeniden kendi bekasını şiddet, zor, kan, katliam üzerine kurmaya çalışan Saray Koalisyonu bugün yeniden gözaltında kaçırma ve kaybetme politikasında derinleşmeye başladı. Onların örgütlü güçlerine karşı geliştirilen bu saldırıyla susturmaya çalışıyorlar. KHK’lı onlarca insan kaçırıldı. Hüseyin Galip Küçüközyiğit 28 gündür kayıp. Yusuf Bilge Tunç 540 gündür kayıp. Yine, hazırlayacağınız üzere Ayten Öztürk 6 ay boyunca işkence maruz kalmış bunları ayrıntılı bir biçimde anlatmıştı” sözleriyle tepkisini dile getirdi. 

DEVLETE ÇAĞRI

Gözaltında kaybetme ve kaçırılmaların Sarayın temel bir politikası haline geldiğini ileri süren Çepni, bu politikaları boşa çıkartmak için tüm demokrasi güçlerinin sahiplenmesinden geçtiğini belirterek, “İçişleri Bakanlığı’ndan bu 6 günün ve işkenceyi yapanların hesap vermesini istiyoruz. Eğer biz yapmadık diyorsanız bu kameralar önünde gerçekleşen kaçırma saldırısını kimler yaptı ortaya çıkartın. Kamuoyuna tüm işkencelerin hesabını sormak üzere muhalefetimizi, mücadelemizi geliştirme ve büyütme çağrısı yapıyoruz. Tüm halkımıza bir kez daha Gökhan Güneş’i sağ olarak kurtardığımız için teşekkür ediyoruz ve sevinçli olduğumuzu belirtiyoruz.”
 

Editör: Haber Merkezi