Cengiz Aldemir/ ANKARA- Meclis Genel Kurulu'nda konuşan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın, grup toplantısında, tehdit ederek faizin düşürülmesinin ne kadar yararlı olduğunu anlatmaya ve kendi grubunu ikna etmeye çalıştığını ve AKP'nin genel siyasal tablosunun acı bir göstergesi olarak değerlendirdi.

FAİZ ERDOĞAN'IN SİYASİ TERCİHİ

Erdoğan, "Faizi düşürüyoruz, neden kredi çekmiyorsunuz?" diye sermayeye fırça çekmeye çalıştığını belirten HDP'li Çepni, "Şimdi, faiz düşünce döviz tırmanıyor, döviz tırmanınca girdi maliyetleri artıyor, girdi maliyetleri artınca enflasyon ve zamlar devreye giriyor velhasıl kâr oranları düşüyor. Şimdi, Tayyip Erdoğan, bunu bilmiyor olabilir mi? Elbette, bunu çok iyi biliyor "Faiz sebep, enflasyon sonuç." derken aslında bir siyasal tercihi ortaya koyuyor" dedi.

HİÇBİR ÖNLEM ÇÜRÜMEYİ ÖNLEYEMEYECEK

Faizlerin düşürülmemesinin uluslararası sermayenin tercihi olduğunu, faizlerin düşürülmesinin ise "Sanayi sermayesi denilen 5'li çete"nin tercihi olduğunu ifade eden HDP'li Çepni, yapılanların erken seçim çalışması olduğunu vurgulayarak, "Çünkü burada yeniden bir kredi genişlemesine ihtiyaç var. Erdoğan, bir seçim hazırlığında "Seçim hazırlığı." dediğimiz bu aralıkta da bir kredi genişlemesiyle halkın yeniden kredilerle borçlandırılması vesilesiyle yeni bir kalkınma illüzyonu yaratmaya ihtiyacı var. Yani AKP'nin, Erdoğan'ın temel derdi, bu eşiği atlatmaktan ibaret. Erdoğan, bu alanda bir iş bilmez değil, aslında ait olduğu sınıfın, temsilcisi olduğu sınıfın ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Yani 2 sermaye bloğu arasında gidip geliyor fakat iş işten geçti, artık hiçbir önlem bu gidişi, bu çürümeyi durdurma şansına sahip değil" ifadelerini kullandı.

FAİZ DÜŞSE DE ÇIKSA DA EMEKÇİ EZİLİYOR

İhtiyaç kredilerinin, tüm bireysel kredilerin yüzde 60'ını oluşturduğunu, geri kalanının konut ve taşıt kredisi olduğunu kaydeden Çepni, borç batağında olan halkın, kredilerle yeniden oyalanmaya çalışıldığını söyledi. Çepni, "Yani her koşulda, faiz düşse de çıksa da işçi sınıfını, ezilen halklarımızı, milyonları bekleyen sonuç işsizlik, açlık, yoksulluktur ve intiharlardır. Bizim görevimiz, bu kısır döngü içerisinde bir tercih yapmak değildir. İşçi sınıfının ve ezilenlerin bu iki blok, iki tercih arasında kalmak gibi bir şansı ve bir koşulu kesinlikle yoktur. Burada, bizim temel derdimiz, işçi sınıfı ve emekçileridir; Bu kısır döngünün karşısında halkçı, demokratik, sosyalist bir alternatifi örgütleme mücadelesidir. Bu bir ütopya değildir, günceldir ve gerçektir, yeter ki gücümüze güvenebilelim" diye konuştu.

SERMAYE KÜRESEL KRİZ İÇİNDE

Esas sorunun sömürüye dayanan sistem düzeninden kaynaklandığını ve  sermayenin yaşadığı krizden kaynaklandığını  belirten Çepni, şöyle konuştu: "Ortada bir sistem krizi vardır ve bu sistem krizinin içerisinde kendi gemisini sürdürmeye çalışan bir AKP vardır. Sermaye küresel çapta krizdedir, sermayenin küresel çaptaki krizinin adı kâr oranlarının düşme eğilimidir ve bu kâr oranlarının düşme eğilimi durdurulamaz bir eğilimdir. 

Bu anlamda, AKP Genel Başkanının, son dönem, her sıkıştığında Gezi isyanına saldırması tam olarak bundandır. Oysa Gezi, işte, bütün bu sömürüye, zulme ve talana karşı halkın "Artık yeter!" demesidir. Gezi, zincirlerin kırılmasıdır. Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir dünya mücadelesini hep birlikte yürütebiliriz. Hep birlikte yan yana gelerek bu mücadeleyi yükseltebiliriz ve kazanabiliriz diyorum."

Editör: Haber Merkezi