Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis genel kurulunda konuşan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, İklim Krizinin, atmosferde sera etkisi yaratan gaz oranlarının yükselmesi sonucu yer kabuğu ve denizlerin ortalama sıcaklığının artması olduğunu söyledi.

Bunun sorumlusunun petrol, kömür, doğal gaz tüketimi, endüstriyel tarımdan kaynaklanan karbondioksit, ormanların yok edilmesi, sanayi tesislerinin hızla artması, enerji, maden şirketlerinin faaliyetleri olduğunu belirten Ekolojist Çepni, milyarlarca insanın açlığına sebep olan nedenlerin, iklim krizini yaratan nedenlerle aynı olduğunu vurguladı.

PARİS ANLAŞMASI ONAYLANMALI

Türkiye'nin 1900 sonrası iklim krizine katkısının yüzde 140 arttığını, dünyanın en çok salınım yapan 20 ülkesi arasında ve kişi başı emisyon oranının 6,6 ton olduğu bilgisini paylaşan Çepni, bu durumun dünya ortalamasında Türkiye'yi kirletici bir ülke yaptığı eleştirisinde bulundu. İklimsel değişimler konusunda bilimsel veriler ve görüşler ortaya koyan Çepni, iklim krizine karşı dünyada yaşananları dile getirerek, “Türkiye, Paris Anlaşması'nı Meclisinde yürürlüğe koymayan 7 ülkeden biri. Aynı zamanda G20 ülkesi. Anlaşma acilen Meclisten onaylanmalı ve uygulamaya geçmelidir. Türkiye'nin millî kalkınma planında 2023'te enerji talebinin yüzde 18 artması hedefleniyor. Dünyada, Çin dışında, kömür kapasitesini Türkiye kadar artırmayı planlayan başka bir ülke yok” eleştirisinde bulundu.

İKLİM KRİZİNİ YARATAN KAPİTALİZMDİR

İklim krizine karşı sadece Paris Anlaşması'yla mücadele edilemeyeceğini kaydeden Çepni, krizi yaratanın kapitalizm olduğunu söyledi. İklim krizinin ezilenleri, ezilen halkları vurduğunu ifade eden Çepni, kurulacak komisyonun elinden geleni yapma temennisinde bulundu. İkiyüzlü anlayışa sahip AKP iktidarının politikalarıyla iklim krizi mücadelesi yapılamayacağını savunan Ekolojist Çepni, “Yeni maden sahaları nükleer ve termik santraller, inşaatlar, endüstriyel tarım, suları bitiren HES'ler, "yenilenebilir enerji" adı altında doğayı, tarımı, yaşam alanlarını tehdit eden enerji yatırımları, kendi iktidarlarında yaşanmamış gibi, iklim krizine karşı mücadeleden bahsediyorlar” sözleriyle tepki gösterdi.

İKTİDAR EN ZARARSIZ PROJEYİ ZARARLI HALE GETİRİR

“Sıfır atık” diyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, İzmir Gaziemir'de terk edilmiş fabrika alanındaki nükleer atıkları on üç yıldır temizlediğine dikkat çeken Çepni, iktidarın yenilenebilir enerji yatırımlarının da yalan olduğunu ileri sürerek, “Sizin gibi parayla gözü dönmüş bir iktidarın eline dünyanın en zararsız projesini verin, ondan da en zararlı olanı bulup çıkarır. HES'ler, yenilenebilir enerji statüsünden derhâl çıkarılmalıdır. Telafisi mümkün olmayan zararlar veren bu projeler, AKP'nin rant projeleridir. Bakanlık, bildirgede yine ibretlik olarak, sel, heyelan, erozyon, taşkın tehdidi bulunan bölgelerde yeniden inşaat faaliyetlerine izin verilmeyeceğini söylemiş. Sözün bittiği yerdeyiz gerçekten. İmar affının sonuçları ortadayken, Karadeniz sahili, yaylaları, dereleri ortadayken, "Kanal İstanbul'u inadına yapacağız." derken bu açıklama halkla düpedüz alay etmektir” ifadelerini kullandı.

ENERJİ POLİTİKALARI KAMUSAL VE DEMOKRATİK OLMALI

Doğaya rağmen kalkınma olmayacağını, bir avuç şirketin kârı uğruna dünyanın geleceği tehlikeye atılamayacağının altını çizen Çepni, ‘iklim acil durumu’ ilan edilmesini istedi. Enerji politikalarının şirket ihtiyaçları üzerine değil, kamusal ve demokratik olması gerektiğini vurgulayan Çepni, şöyle konuştu: “Yerinde, kamusal, kooperatifler biçiminde örgütlenmiş yenilenebilir enerji politikasını savunuyoruz. Tarımı bitiren, suları yok eden, ormanları yok eden, kentleri betonlaştıran, insanları zehirleyen tüm projeler derhâl durdurulmalıdır. İklim krizine karşı mücadele, krizin kaynağı kapitalizme karşı mücadeleyle ancak nihai başarısına ulaşabilir.

İklim krizine karşı tüm dünyada sokaklara çıkan milyonlarca insanın mücadelesini buradan selamlıyoruz.”

Editör: Haber Merkezi