İZ GAZETE- HDP İzmir milletvekili Murat Çepni, yaklaşmakta olan yerel seçimler başta olmak üzere İzmir ve İzmir’in çevre sorunlarına dikkat çekti. Baskı ve ekolojik talanların gierek arttığını belirten Çepni, “Toplumda tartışılan yerel seçimlerden daha ziyade koyu bir karanlığın aydınlığa nasıl dönüştürüleceğidir.” dedi.

31 Mart Yerel Seçimlerine yönelik Ceren Duman’ın sorularını yanıtlayan İzmir Milletvekili Çepni, “16 yıllık AKP iktidarı ekonomik ve siyasi projelerle zenginin daha da zenginleştiği ama yoksulun, işçinin, emekçinin üstündeki baskının çok daha arttığı bir dönem oldu. Buna ek olarak da bu dönemde gerçekleşen ekolojik anlamda ciddi bir talan ve tahribattan bahsediyoruz. Yerel seçimler bu açıdan demokrasiyi oylayacağımız bir yanıt olacaktır, çağdaşlıktan, aydınlıktan, laiklikten yana olanların yanıtı olacaktır.” açıklamalarında bulundu.

"PROJELER HALKTAN DEĞİL RANTTAN YANA"

İzmir halkı ve platformlar tarafından tartışma konusu olan Körfez Geçiş Projesi’nin ele alındığı programda Çepni, bu tarz projelerin doğaya karşı açılan savaşlar oluğunun altını çizdi. Çepni, Bu projeye İzmir halkı itiraz ediyor, platformlar, ekoloji çevreleri, odalar, mimarlar, mühendisler bu projeye itiraz ediyor. Ulusal anlamda da itiraz var projeye. Bu proje ile körfez 12 kilometre otoyol ve raylı sistem ile birleştirmeyi amaçlayan fakat geliştirildiği yer itibariyle Gediz Deltasındaki flamingoların geçiş bölgesidir. Günlük 50 bin geçiş öngörülen bu projede İzmir nüfusu dikkate alındığında bu rakamın sağlaması mümkün değildir. Mahkemenin durdurma kararına rağmen seçim sürecinde CHP Büyükşehir başkanı ve AKP adayı bu projeyi bir vaat olarak kullanıyorlar. Doğadan, emekten, insandan yana olarak açıkça görüyoruz ki projeler halktan, kentten değil ranttan yanadır.” ifadelerini kullandı.

HDP Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Çepni, Ege Bölgesinin kapsamlı bir tahribatla ve ekolojik bir yıkımla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Çepni, İzmir’de doğaya karşı yapılması planlanan birçok projenin büyüme tarifi ile yapıldığını fakat halktan yana olmadığını vurguladı. Çepni, “Bütün bu projelere bakıldığında rantçı mı halkçı mı belediye istiyoruz buna karar vermek gereklidir.” dedi.

"İŞÇİ SINIFININ YANINDAYIZ"

Demiryol İş Sendikası ile İZBAN yönetimi arasındaki yüzde 26 zam oranına dikkat çekildiği canlı yayında Çepni, işçi sınıfının çıkarlarının milyonların çıkarı olduğunu belirtti. İzmir milletvekili Çepni, “İşçi sınıfı ve sendikaların sermayeye karşı doğal bir hakkı olarak görüyoruz. İnsanca bir ücret talep ettiler ve sosyal haklarının kısıtlanmasına dair bir süreç yaşandı. Sadece İzban’da değil, İzmir’in ve Türkiye’nin birçok yerinde grevler devam ediyor. Seçim öncesine denk gelmesi eleştirildi fakat kuşkusuz ki işçi sınıfı sonuç alabileceği bir dönemde yapmak ister grevi. İşçi sınıfının yanındayız ve kazanımlarını olumlu buluyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Geçtiğimiz günlerde tahliye edilen HDP MYK ve parti meclisi üyelerinin durumuna da değinen Çepni, bu tutuklanmaların demokrasiye yapılan bir müdahale olduğunu vurguladı. Çepni, “Bir beka tanımlaması yapıyor iktidar fakat yüzde birin bekasından bahsediyorlar. HDP bütün Türk halkının kendi taleplerini taşıyarak var ettikleri ve mücadele ettikleri bir parti. Kadının, çocuğun, LGBTİ bireylerin yanında. Kritik bir eşikteyiz. Kayyum atanan belediyeler mesela, yerel seçimlerdeki odağımız bu belediyeler olacaktır tabi. Demokrasinin kazanmasını istiyoruz.” diye konuştu.

"DEMOKRASİ YERELDEN GELİŞİR"

Yerel Gündem programında Ceren Duman’ın sorularını yanıtlayan Çepni, yerel seçimlerdeki ittifak sorularına şu yanıtı verdi: “24 Haziran seçimlerinin hemen sonrasında ortaya çıkan tablo toplum aslında hayır diyor. İktidar güçlerini sıkılaştırıp, ittifaklarını yeniden kuruyor. Bu noktada demokrasi güçlerinin acilen bir araya gelmesi ve bunu kalıcı hale getirmesi gerektiğini tarif ettik. Eşitlikten, adaletten yana bir perspektifle partileri aşan bir birliktelik sağlanmalıdır. Yerel seçimler için de kayyumların geri alınması ve faşizmin geriletilmesi odağımız olacaktır. Bu bir ittifak, yan yana geliş, bir güç birliği gerektirir. Eğer demokrasi istiyorsak bu demokrasi yerelden gelişir.”

Hrant Dink ve Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümlerine dikkat çeken HDP milletvekili Çepni, “Hrant Dink bizim kanayan yaramızdır. Çok acıdır ki Hrant Dink hala o kaldırımda yatıyor çünkü katilleri hala bulunamadı. Biz onu katleden siyasi anlayışla mücadele ediyoruz. Yine Uğur Mumcu’nun katledilmesi de faili meçhul cinayetlere bir örnektir. Bu katliamlarla hesaplaşmak sadece ölümlere ağlamaktan geçmiyor. Bunu üreten ve üretmeye devam eden siyasi anlayışla güçlü hesaplaşmaktan geçiyor. Roboski’yi, Suruç’u, Gar’ı, İzmir’deki doğa katliamlarını aynı demokrasi talebi içerisinde birleştiremezsek eğer sonuç alamayız. Acılarımızı yarıştırmak yerine hesabını sormakta ortak olmamız lazım.” ifadelerini kullandı.

Yerel seçimlerde İzmir halkının ekolojiden mi ranttan yana mı olacağına karar vermesi gerektiğinin altına çizen Çepni, “Yaşamımızı daha insani koşullarda sürdürmemize neden olan kent yaşamına mı yoksa yaşam alanlarımızı insanların giyiminden konuşma biçimine kadar yaşanmaz hale getiren modele mi oy vereceğiz? İzmir en ileri olduğumuz kentlerden bir tanesi. Ama yetmez. İzmir halkı yapacağı tercihlerle bir örnek teşkil edebilir. Evet yerel seçimlerde aday meselesi, isim meselesi kuşkusuz ki önemli ama asıl tartışılması gereken demokrasidir. Bu iktidar kendisini halk, demokrasi ve barış karşıtı bir siyasete oturtmuştur. Vaat ettiği şey ölüm, sömürü, şiddettir bunu da ırkçı ve milliyetçi hamaset edebiyatı ile gerçekleştiriyor. Yerellerde bütün demokrasi güçlerinin bir araya geldiği 31 Mart sonrasını da gören kalıcı mücadele birliktelikleri ile mücadele sağlanacaktır. Bugün artık son düzlükteyiz. Her birimizin bu sorumlulukla davranması gerekir.” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi