Deniz sıcaklığının yükselmesi ve buna bağlı olarak bakteriyel aktivitelerin artmasıyla oluşan müsilaj, (deniz salyası)'ın Kasım 2020 tarihinden bu yana Marmara Denizi’nde ciddi ekolojik tehdit oluşturduğunu belirten HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, yüzeyden 30 metreye kadar inmiş olan deniz salyasının, Marmara Denizi'nin tabanını kaplayarak, etkisini her geçen gün arttırdığını, İstanbul, Adalar, Tekirdağ, Çınarcık, Bursa, Erdek, körfezler, Yalova, Mudanya, Gemlik, Gebze, Gelibolu sahillerini kapladığı bilgisini verdi.

YILLARDIR KİRLETİLİYOR

Marmara Denizi'nin yıllar boyunca derin deşarj yöntemiyle, çoğu basit bir  arıtmadan geçen, kentsel ve endüstriyel atık sular ve  yağışlarla taşınan tarımsal üretimde kullanılan gübre ve pestisitler nedeniyle yoğun kirlilik yaşadığını kaydeden Ekolojist Çepni, "Kıyı dolgularıyla en zengin ekolojik alanlar yok edilmektedir. Bölgedeki havzalarda tarım ve evsel atık kaynaklı azot ve fosfor kirliliği ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bilim insanları, deniz salyasının oluşmasında, iklim krizi nedeniyle deniz suyunun sıcaklığının artmasının ve denizlerdeki kirliliğin gerekli koşulları oluşturduğunu söylemektedirler. Balıklar ve deniz canlıları kirlilik nedeniyle ölmekte, deniz salyası nedeniyle balık ağları tıkanmaktadır. Tutulabilen balıklar ise beslenemediklerinden dolayı  normal gelişimin altındadır ve bu balıkların   güvenli tüketimi konusunda ciddi endişeler vardır.

Marmara Denizi’ni atıkları için deşarj yeri olarak kullanmasının engellenmesi, deniz salyasının temizlenmesi için etkin önlemler alınması gerekmektedir" uyarısında bulundu.

ÇALIŞMALARINIZ NELERDİR

Konuyu meclis gündemine taşıyan Çepni, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a, "Bilim insanları deniz salyasının içinde ağır metal gibi kirleticilerin de olduğunu açıklamışlardır. Marmara Denizi’nin kirliliği Bakanlığınız tarafından takip edilmekte midir?   Bakanlığınız, ilgili kurumlarla işbirliği yaparak Marmara Deniz’inde deniz salyasının oluşum nedenlerini ortaya koyup, temizlenmesi için gerekli çalışmaları yapacak mıdır?" diye sordu.

Çepni şu sorularına da yanıt istedi:

- Marmara Denizini kirleten sanayi tesislerinin denetimi yapılmakta mıdır? Atıkların Marmara denizini kirletmeden bertaraf edilmesi için ne gibi çakışmalarınız vardır? Son 5 yılda Marmara denizini kirleten kaç firmaya yaptırım uygulanmıştır?

- Marmara Denizi’ni kirletecek atıkların etkin şekilde temizliğinin sağlanması, her türlü atığın sadece biyolojik değil kimyasal arıtmaya da tabi tutulması  için çalışmalarınız olacak mıdır? Bu konuda yerel yönetimler ile işbirliğiniz var mıdır? 

- İstanbul'un kanalizasyon atığının %70i  derin deniz deşarjı  yöntemiyle denize verilmektedir. Ayrıca, Ergene Havzası’nı koruma eylem planı kapsamında organize sanayi bölgelerinin ortak atık su arıtma tesislerinden çıkan suların Marmara Denizi’ne derin deşarjı projesi de yürütülmektedir.   Marmara Denizi’nin  güncel durumu da dikkate alınarak,  proje kapsamında  kirli suların Marmara Denizine  verilmemesi için projeyi durdurmayı düşünmüyor musunuz? Bu projenin denize vereceği zararların tespiti için demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları ile işbirliğiniz olacak mıdır? 

- Marmara Denizi’ni kirleten nedenlerin ortadan kaldırılması için bütüncül politikalar üretecek misiniz? Marmara Bölgesinde aşırı sanayileşme ve yapılaşmaya uygun arıtma tesisleri kurulacak mıdır? 

-Bilim insanları iklim krizi nedeniyle Marmara Denizinin yüzey sıcaklığının artması ve deniz salyası ilişkisini ortaya koymuşlardır. Hükümetinizin, Marmara Denizi ve diğer denizlerin ekosistemine zarar veren iklim krizini önleyici tedbirleri almak için eylem planı var mıdır? Türkiye genelinde denizlerde deniz salyası vakaları takip edilmekte midir? Bu konuda çalışmalar başlamış mıdır? 

- Marmara Denizin kıyılarında ne kadarlık alanda, hangi il sınırlarında dolgu yapılmıştır? Kıyılarda dolgu yapılacak projeleri engelleyecek yasal düzenlemeler yapılacak mıdır? 

Editör: Haber Merkezi