Bir ülkenin siyasi sosyal kültürel tablosunu anlamak için cezaevlerine bakmak gerektiğini ifade eden Çepni, "Cezaevlerinin tablosu aslında nasıl yönetildiğimizin de doğrudan bir ifadesidir. Bugün cezaevleri kanayan bir yara. Cezaevleri tam bir Türkiye tablosu. Cezaevleri tam bir AKP iktidarının yaratmış olduğu şiddet, zor ve gerilim atmosferinin, ekonomik krizin yarattığı yıkım sonuçlarının doğrudan gözümüze çarptığı bir ayna niteliğinde duruyor. Cezaevleri aynı zamanda bir işkencehaneye dönüşmüş durumda. Cezaevlerinde yatan insanların sayısı artıyor. Cezaevlerindeki koşullar kötüleşiyor. Cezaevlerindeki hak gaspları zirve yapmış durumda. Cezaevlerinde bizzat yaşayanların anlatımlarıyla bildiğimiz ve denetlemelerde açığa çıktığı üzere işkencenin arttığını görüyoruz, gözlemliyoruz. Bugün itibariyle cezaevlerinde 286 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor ve cezaevlerinin kapasitesi ise 218 bin 950 yani 67 bin kişi fazla cezaevlerinde" dedi.

'BUNU BİR YATIRIM MÜJDESİ OLARAK VERİYORLAR'

Murat Çepni, "Bir ülkede cezaevlerinin sayısı, cezaevlerinin kapasitesi artıyorsa, cezaevlerinde hak gaspları, işkenceler artıyorsa bunun çaresi iktidarın cezaevlerine yönelik yeni cezaevleri yapma ihtiyacı değildir. Bunu bir lütuf olarak, bir müjde olarak, bunu bir yatırım müjdesi olarak vermesi değildir. Tam tersine cezaevine insanların girmemesini sağlamaktır. Hükümet tam tersine bu anlamda yeni cezaevi yapmak, gerilimi tırmandırmak, güvenlikçi politikaları arttırarak bu sorunun üstesinden gelmeye çalışıyor" dedi.

'BİRDEN FAZLA CEZALANDIRMAYA MAHKUM EDİLDİ'

Cezaevi tablosu açısından en dikkat çekici cezaevlerinden bir tanesinin Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi olduğu söyleyen Çepni, "Elazığ Cezaevi Türkiye’deki hemen hemen bütün cezaevleri açısından bir pilot niteliğinde ve bütün bu bahsettiğimiz sorunların da en ayyuka çıktığı cezaevlerinden bir tanesi. Buradaki sorunları da biz İsmail Yılmaz’ın yaşadıkları üzerinden ifade etmek istiyoruz. İsmail Yılmaz iki yıldır cezaevinde ve iki yıldır ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor ve iki yıldır da ailesiyle görüşemiyor. Bunun tek sebebi var, bu da son dönem cezaevi idarelerinin gündeme getirdiği bir uygulamadan kaynaklı. Bu uygulama terör kartı takma zorunluluğu. Tek kişilik hücrede, ailesiyle ziyareti engellenen, spora çıkma ve yer yer aldığı disiplin cezalarından kaynaklı telefon görüşmesi de yapamayan İsmail Yılmaz herhalde AKP iktidarı tarafından birden fazla cezalandırmaya mahkum edilen bir tutsak" dedi.

'HABERDAR MISINIZ?'

İktidara seslenen Çepni,  "Cezaevlerinde yaşanan bu ihlallerden haberdar mısınız? Haberdar iseniz buna karşı ne tür bir müdahalede bulunmaya çalışıyorsunuz? Bu terör kimlik kartı denilen kart hangi yasaya dayandırılarak uygulanıyor. Bunun bir insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda ne yapacaksınız? Bir şey yapmaya niyetiniz var mı diye soruyoruz. Yine tutsakların cezaevi idaresine verdiği dilekçeler yanıtlanmıyor ve bunların yanıtlanmaması bir suçtur. Bu konuda ne yapacaksınız diye soruyoruz. Yine sevk taleplerinin neden gerçekleşmediğine dair sorularımız var. Bunların acilen Adalet Bakanlığı tarafından cevaplanması ve gereğinin yapılmasını istiyoruz. Cezaevleri açısından Elazığ Cezaevi başta da belirttiğim gibi bir pilot cezaevi ve İsmail Yılmaz da burada en ağır tecride ve işkenceye maruz kalan siyasi tutsaklardan bir tanesi. Burada cezaevlerinin durumunun iyileştirilmesi kuşkusuz siyasi iktidarın siyasal, politik tutumuyla ilişkilidir. Buradan bir kez daha iktidarı uyarıyoruz. Cezaevlerine yönelik bu politikalardan vazgeçin. Cezaevlerinde işkenceleri durdurun. Cezaevlerinde siyasi tutsakları, tutuklu ve hükümlüleri tekrar tekrar cezalandırma politikasından vazgeçin" ifadelerini kullandı. 

Editör: Haber Merkezi